Gündem
  • 4.12.2018 15:01

Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'nin sözlerine sert yanıt!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları:

BAHÇELİ’YE YANIT

Sayın Bahçeli'ye hiçbir şey söylemiyorum. 8 Nisan 2018'de şunları söylüyor; 'Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olmaz. Her vatan evladı cumhurbaşkanı olabilir ne var ki Recep Tayyip Erdoğan olamaz' diyor. Şimdi kimin gölgesindesin? Şimdi ne söyleyeyim sana. Ama ülkücü kardeşlerime sözüm var. Ülkücü kardeşlerime sesleniyorum; Vatan, bayrak, insan sevgisi aynen bizde de var. Kimsenin gölgesine sığınmayız. Ülkücü kardeşlerim onlara hiçbir sözüm yok.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ydü. Bugüne kadar 16 yıl geçti bütün engelli kardeşlerime sesleniyorum 16 yılda sizin hangi sorununuzu çözdüler. Neden engelliler için yaşanamaz hale geldi bu iller ama Mart ayında tabloyu değiştireceğiz. Aldıkları bütün kararlarla Türkiye'nin aleyhine sonuçlar doğuran... haklarını kaybeden vatandaşlarımızın haklarınızı savunacağız.

Bakınız bütün dünyada engelli vatandaşlar korunur, bizim de yasamızda var. Sadece 11 bin 313 kadrosu devlette boş. Neden devlet parlamentonun ve yasaların gerektirdiğini yapmıyor. Kendi yandaşları olunca bütün kapıları açık, engelli vatandaş olunca kapalı. Şimdi siz Mart ayında o kapıları açacaksınız.

4 Aralık bugün Madenciler günü. Çalışma şartlarının en ağır olduğu alan yer altında çalışan madencilerimizin çalışma şartlarıdır. Emek verirler, alın teri dökerler. Şu garip duruma bakın maden kazalarında Türkiye Avrupa birincisi neden? Soma'yı, Zonguldak'ı düşünün bütün bunların nedeni tedbir alınmadan işçinin yeraltına indirilmesidir. Elin oğlu her türlü önlemi alır öyle yollar işçisini. Daha geçen gün Kuzey Marmara Otoyolu'nda 30 metre yüksekliğinden bir blok işçilerimizin üzerine düştü. Hayatlarını kaybeden 3 kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. Sizin emek harcadığınız her saniyeden itibaren biz sizin yanınızda olacağız.

ÜÇÜNCÜ HAVALİMANI İŞÇİLERİ

Siz ne istiyorsunuz; servis sorunun çözülmesini istiyorsunuz, yatakhanelerde tahtakurusu olmasın istiyorsunuz, maaşlarınızın bankaya tam olarak yatırılmasını istiyorsunuz, maaşlarını alamayanların maaşları ödensin istiyorsunuz. Yani bir işçi olmanın haklarını istiyorsunuz. Ve siz hak istediniz diye jandarma polis, TOMA’lar geldi, neden hakkınızı arıyorsunuz diye size engel oldular. 52 işçinin ölümünü gizlediler. Ancak Ali Şeker’in verdiği soru önergesinde söylediler, 52 işçinin hayatını kaybettiğini, bizim dışımızda bu ölümleri dile getiren kimse olmadı biz sizin arkanızda durmaya devam edeceğiz. Hak aramanın suç olduğu ortamlar dikta yönetimlerinin olduğu ortamlardır. Hak aramak diktatöre boyun eğmemektir.

Biz esnafında çiftçinin de memurun da hakkınız savunuyoruz. Bizim görevimizi halkı savunmaktır. Saraydan değil halktan yana tavır alıyoruz biz. 

ERGENEKON KARARI

Hatırlarsınız bir Ergenekon rüzgarı vardı. Bir ara herkese Ergenekoncu diye suçladılar. 11 yılda 60 bin kişinin telefonu dinlendi. Türkiye'nin 26.Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ terörist diye tutuklandı hapse atıldı. Ve Savcı çıktı en sonunda Ergenekon adlı terör örgütünün varlığı ispat edilememiştir. Ve bu kişilere iftira edilmiştir. Şimdi efendim biz yanlış yaptık diyorlar, ölenlerin hesabını kim verecek.

Bunların tamamının iftira olduğu ortaya çıktı. Bir dönem önce ise ne istedilerse verdiler onlara. Efendim savcının arabası zırhlı değil, kendi makam arabasını savcıya verdi. Şimdi o savcı yurt dışında. O da yetmezmiş gibi çıktı ben bu davaların savcısıyım dedi. 

O dönemde bizim Genel Başkanı’mız Deniz Baykal da çıktı dedi ki sen o davaların savcıysan ben de bu davaların avukatıyım dedi.

EKONOMİK DURUM

Herkes geçim derdinde eti gramla alan bir noktaya getirdiler milleti. Enflasyon düştü diye havuz medyası bugün başlık atmış ama ben toplumu nasıl kandırmak istediklerini anlatmak istiyorum

İyi de neyin fiyatı düştü, düşüşün yüzde 39’u dizel otomobil fiyatlarındaki düşüş, düşüşün yüzde 21’lik kısmı ise benzinli otomobil oranlarındaki düşüş bunlardaki düşüş nedeniyle enflasyonda biraz düşmüş oluyor. Bizim halkımız he sabah sofrada otomobil mi yiyorlar. Zeytin yiyor, peynir yiyor. Bunlar düştü mü hayır tam tersi artıyor. Bizim halkımız yediklerinde sofralardaki artış devam ediyor. 46 bin adet otomobil satmışlar, vergileri düşürdüler enflasyon düştü, Bizim derdimiz asgari ücretle geçinen borç batağında olan işsiz olan, emeklilikte yaşa takılanlar…

Ya asgari ücret altında da aylık alan var mı? Evet var. 1 milyon 800 bin kişi asgari ücretin altında maaş alıyor.

Vatandaş borç batağında borç. 520 milyar lira vatandaşın bankalara borcu var. Ne kadar faiz ödüyorlar bu yılın ilk 10 ayında 55,5 milyar lira... Kim karlı bankalar mı vatandaşlar mı, alın teri kime gidiyor, bankalara tefecilere gidiyor. 

Çiftçi de borç batağında... Konya'dan küçük bir devlet var Hollanda. Hollanda'nın tarım ihracatı Türkiye'den 6 kat fazla. Niye türkiye'de çiftçi üretmiyor. Niye küstürdüler.

Şeker pancarı üreticileri CHP vekilleri özelleştirmelere karşı direnirken orada olmalıydı. Canı yandı, AKP'ye oy vermeyeceğim diyor. İlla canınızın yanması mı gerekiyordu. Çiftçi de borç batağında çiftçi de geçinemiyor.

Bu düzenden vatandaş memnun değil. Kimler memnun saray… Dünyanın her tarafından her şey gelmiş oraya, sarayın çevresi onların da keyfi yerinde bir de tefeciler var onların da keyfi yerinde. Türkiye nasıl soyuluyor 114 günde Türkiye nasıl soyuldu.

Doların kurunu alıyorum 13 Ağustos tarihinde 1 milyon dolar getiren birisi 6 milyon 800 bin dolar Türk Lirası aldı. Götürdü bu parayı devlet tahviline yatırdı. 3 Aralık tarihine geldik götürdü parasını çekti, parasını çektiği 7 milyon 384 bin 675 lira para kazandı. Gidiyor aynı gün dolar alıyor bu sefer aldığı dolar ne kadar 1 milyon 406 bin 524 dolar… 13 Ağustos’ta 1 milyon dolar getirmişti, 3 Aralık’ta yüzde 40 dolar bazında bir devlet yabancılara para kazandırır. Sen yuları tefecilere kaptırmışsın, para gelince de soyuluyorsun giderken de soyuluyorsun. O nedenle bunlar ülkeyi yönetmiyorlar perişan ettiler.

Biliyorsunuz firmalar konkordato ilan ediyor. Şimdi bir kanun teklifi getirdiler. Diyor ki "Devlete ait üniversitelerin işletmelerine devletin borcu var. Biz bu borcu ödeyemiyoruz. Cumhurbaşkanı bir oran belirleyecek kabul edene ödeyeceğiz. Yani devletin 100 bin lira borcu var, Cumhurbaşkanı 50 bin ödeyeceğim diyecek kabul eden alacak. Bu hükümetin konkordato ilan etmesidir

Bu şartları kabul ederseniz öderiz diyorlar. Fakülteler diyecek ki biz alacağımızdan feragat edeceğiz. Davalardan feragat edecekler, hak ve alacakları hiçbir şekilde dava açmayacaklarına dair imza atacaklar. Böyle bir örnek yok. Dişçilik fakültelerinin borcunu ödeyemeyen bir devlet olabilir mi? Ve bunu zorla yapacaksınız.

Ekonomik krizi hepimiz yaşıyoruz, daha yaşayacağız. Biz 13 madde halinde krizin nasıl çözüleceğini açıkladık. O maddelerden biri de devletin tasarruf etmesiydi. Vatandaştan aldığın vergiyi doğru dürüst harcayacaksın dedik.

Bunlar tasarrufu nereden yapıyorlar bakın. Hastanelerde stajyer öğrenciler vardır, öğrenciler yemeklerini hastaneden yer. 2011'de bir genelge çıkardılar yemek yesinler dediler. Geldik 2018'e dediler ki bir dakika memlekette kriz var tasarruf yapmamız lazım, saraydan olmaz, sarayın mutfağından asla olmaz. Uçan saraydan elbette olmaz. Ve diyorlar ki sağlık tesislerinde mesleki eğ3itim ve staj yapan öğrencilere ücretsiz yemek verilmesine imkan bulunmadığına karar verilmiştir diyor.

Şimdi ben bütün anne babalara seslenmek istiyorum. Suriyelilere ilaç da bedava, hastane de bedava bizim çocuklarımız ikinci sınıf vatandaş mı? Tasarruf yapa yapa bu öğrencilerin yemek parasını mı buldunuz! Tam bir rezalet. Lüks araçlardan vazgeçin, yazlık saraydan, kışlık saraydan vazgeçin. Hala yandaş dolar üzerinden para alıyor. Hala...

Bunlardan kim sorumlu? Erdoğan 15 Mayıs'ta bir konuşma yapıyor "İnsanlar para politikaları yüzünden zor duruma düşünce kimi sorumlu tutacaklar Cumhurbaşkanı'na hesap soracaklar. Bu yüzden ekonomi konusunda daha etkili bir Cumhurbaşkanı olmak lazım. Devleti yönetenler bundan sorumludur. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçtiğimiz andan itibaren her şey çok farklı olacak. " Kim diyor Erdoğan diyor yani bütün sorumluluk onda. Ben üstleniyorum diyor, evet o üstlendi. Bütün yetkileri ona verdiniz. Şimdi konkordato ilan etme hakkı da aldı. Bugün dişçilik fakülteleri yarın başka yerler…

KAŞIKÇI CİNAYETİ

G20 toplantısına gidildi. Suudi Arabistan yetkilileri de oradaydı. Cinayeti Kanada Başkanı dile getiriyor, Erdoğan konuşmuyor. Ben konuşacaktım, olmadı diyor. Ne oldu senin one minutelerin vardı. Bizim havuz medyasının gazetecileri orada. Suudi üst yönetimine Kaşıkçı'nın cesedi nerede açıklayın dedim diye demeç veriyor. Bu havuz medyasının gazetecileri çıkıp da "Bu Kılıçdaroğlu denen bir adam var, bu 20 kişi cinayeti işledikten sonra sizin haberiniz vardı diyor. Siz bunların ellerini kollarını sallayarak çıkmasına izin verdiniz diye soramıyorlar. Siz gazeteci değil, medyanın yüz karasısınız.

Güncellenme Tarihi : 4.12.2018 15:13

İLGİLİ HABERLER