Meme kanserinde kemoterapiye gerek yok
'Her Erken Teşhis Edilen Meme Kanseri Hastasının Kemoterapiye İhtiyacı Yok'
WASHINGTON —
Yeni bir araştırma, erken teşhis edilen meme kanseri hastalarının ciddi yan etkileri olan kemoterapiye her zaman ihtiyaçları olmadığını ortaya koyuyor.
Memelerindeki tümörün küçük olduğu ya da kanserin erken aşamasında oldukları tespit edilen kadınlar, standart uygulama olarak ameliyattan sonra kemoterapi de görüyor. Bunun nedeni, kanserin geri gelme ya da yayılma riskini ortadan kaldırmak.
Avrupa’da yapılan araştırma ise erken teşhis edilen yüksek riskli meme kanseri vakalarının yüzde 46‘sında kemoterapiye ihtiyaç olmadığı sonucuna vardı.
MammaPrint adlı bir test üzerinde yapılan test, tümörün genetiğini mercek altına aldı. Test sonunda, hangi meme kanseri hastalarının kemoterapiye uygun oldukları tespit edilebiliyor.
Avrupalı uzmanlar, 2007-2011 yılları arasında dokuz Avrupa ülkesindeki 112 sağlık kurumunda erken aşamada meme kanseri teşhisi konan 6 bin 700 kadın üzerinde inceleme yaptı.
Portekiz’in başkenti Lizbon’daki Champalimaud Kanser Merkezi’nden onkolog Fatma Cardoso, sonuçları New England Tıp Dergisi’nde yayınlanan araştırmanın ekip başkanı.
Uzman, tümörün tüm karakteristik özelliklerini inceleyerek meme kanserinin biyolojisini çok daha yakından tanıdıklarını, tümörün geri gelme riski olup olmadığını anlayabildiklerini söylüyor.
Çift yönlü risk değerlendirmesi
Klinik değerlendirmelerde tümörün yeniden oluşma riskinin yüksek olduğu sonucu çıkması ve gen testlerinin sonuçlarının uyuşması durumunda hastaya, kemoterapi yapılıyor. Ancak her iki testin de düşük riske işaret etmesi durumunda hastaya kemoterapi verilmiyor.
Araştırmaya katılan 6 bin 700 kadından bin 500‘ünün test sonuçları ise, kanserin geri dönme riskinin ele alındığı klinik değerlendirmede yüksek risk kategorisine girerken gen testi sonuçları, düşük risk kategorisinde çıktı. Bu hastaların yarısı kemoterapi alırken diğer yarısına bu tedavi uygulanmadı.
Uzmanlar, beş yıl sonra, yani araştırmanın sonunda, kemoterapi almayan kadınlar arasında hayatta kalma oranının kemoterapi alanlarla neredeyse eşit olduğunu gördü. Beş yıllık süre sonunda kemoterapi almayanlar yüzde 95 oranında hayatta kalırken bu oran, kemoterapi alanlar arasında sadece yüzde 1 buçuk daha yüksekti.
Doktor Fatma Cardoso, bu sonuçların, hastalara, durumlarını daha iyi şekilde değerlendirme imkanı tanıdığını söylüyor. Hastanın tümörü analiz edilerek kanserin tekrarlama riskinin yüksek mi yoksa düşük mü olduğu anlaşılıyor.
Amerika’da şimdiden ön onay alan MammaPrint testinin maliyeti oldukça yüksek. Her testin fiyatı, 4 bin dolar civarında.
Birçok uzman, araştırmanın sonuçlarının, meme kanserinin erken aşamalarının tedavisinde devrim yapacak nitelikte olduğunu söylüyor.
Güncellenme Tarihi : 30.8.2016 02:39