'ÖNEMLİ DÖNEM'İN BAŞLANGICINDA ÖZKÖK'TEN RİSKLİ BİR YAZI!..
ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:Başbakan'ın uçağında riskli yazı
AŞAĞIDA yazacağım konuşmayı Başbakan Tayyip Erdoğan’a yakın bir işadamından dinledim.
Konuşmaya bizzat kendisi tanık olmuş.
Fındık krizinin en kritik günlerinde Karadeniz’den bir AKP heyeti, Erdoğan’a gelip duruma el koymasını istemiş.
Aralarından biri, durumun vahametini anlatmak için şunu söylemiş:
"Duruma el koyup bir çözüm bulmazsanız, AKP Karadeniz’de biter."
Başbakan şu cevabı vermiş:
"Vallahi Türkiye biteceğine parti bitsin..."
Seçim atmosferinde böyle bir cevabın siyasi açıdan ne anlama geldiğini herhalde bütün siyasetçiler bilir.
Başbakan’ın Basın Danışmanı Akif Beki’yi arayıp böyle bir konuşmanın geçip geçmediğini sordum.
"Evet, Sayın Başbakan buna benzer bir şey söyledi" dedi.
* * *
Siz bu yazıyı okuduğunuz sırada ben Başbakan’la birlikte New York’a gidiyor ve gitmiş olacağım.
Aslında tam geziye çıkarken böyle bir yazı yazmak riskli olabilir.
Çünkü bu yazıyı işine gelen farklı biçimde algılayacaktır.
Kimi alıp fındık üreticileri nezdinde, Başbakan’ın aleyhine kullanabilir.
Kimi de bu yazıyı Başbakan’a "yalakalık" olarak görebilir.
Tabii bir başka riski daha var.
Başbakan da "Ben böyle bir şey söylemedim" diyebilir.
Her türlü riski göze alarak yazıyorum.
Çünkü yazımın asıl amacı şu mesajı vermek.
Bu ülkenin ileriye gitmesini isteyenler, cesur olmak zorunda.
Hele hele başbakanlar, gerektiğinde kamuoyunu karşısına alıp doğru bildiğini söylemeli, daha da önemlisi yapmalıdırlar.
Önümüzde işte böyle cesur kararlar alabilecek siyasetçilere ihtiyaç duyacağımız bir dönem başlıyor.
Avrupa Birliği, kamuoyu gözünde çekiciliğini kaybediyor.
Hatta kuvvetli tepkilerin hedefi haline geliyor.
* * *
Oysa geleceği görebilen insanlar biliyor ki, Türkiye bu yoldan dönmemeli.
Kesinlikle dönmemeli.
Dolayısıyla hem iktidarda, hem de muhalefette bunu cesur biçimde savunacak, bunun üzerinden pespaye muhalefet yapmaya tevessül etmeyecek cesur siyasetçilere ihtiyacımız var.
Eğer bir siyasetçi kendine tarihi bir misyon yüklüyorsa, ne türban, ne imam hatip; işte size gerçek bir tarihi misyon...
* * *
Terörle mücadele ve Kürt sorunu açısından önümüzde hayati derecede önemli bir dönem başlıyor.
Bu dönemin tarihi misyonu da şu olmalı:
Terör örgütüne silah bıraktırmak, ama Kürtlerle birlikte yaşamanın gereklerini de yerine getirmek.
Bu da cesur iktidar partileri, ondan da cesur muhalefet partileri ve liderleri gerektiriyor.
Tabii bizler, yani medya mensupları için de aynı şeyleri söyleyeceğim.
Artık herkesin küçük cemaat odalarından çıkıp Türkiye gerçeğini her yanıyla görmesi zamanı geldi. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 02:55