Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Ersin Özince, istikrarın herşeyden önemli olduğuna işaret ederek, ''Global rekabetin dalgalı denizinde hem sandalımız küçük hem de çok sallandı, daha da sallanmaya devam edersek boğulanımız, telafatımız çok olacak'' dedi.
II. KOBİ Zirvesi'nin, ''KOBİ Kredileri ve Bankalar'' oturumuna başkanlık yapan Özince, son dönemlerde finans ve bankacılık faaliyetlerinin normalleşmesi sonucunda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde (TOBB) çok etkin çalışmaları bulunduğunu söyledi.
Bankaların tamamının TOBB üyesi olduğunu, o nedenle TOBB nezdinde TBB'nin de önemli inisiyatif almaya başladığını ifade eden Özince, şunları kaydetti:
''Bu inisiyatifi neden alıyoruz. Birincisi, ülkemiz genelinde siyasi ve ekonomik istikrarı mümkün kılmak için. Bizim bu dalgalı denizlerde, global rekabetin dalgalı ortamında hem sandalımız küçük hem de çok sallandı. Daha da sallanmaya devam edersek güçsüzümüz, zayıfımız fazla, yüzme bilmeyenimiz çok, hep sığ suda yüzmüşüz. Sular zaten sığ, boğulanımız telafatımız çok olacak. Telafatımız fazla olunca imkanlarımız kısıtlı tekrar onu yerine koymakta zorluk çekiyoruz. Herşeyden önemlisi istikrar.'' Serbest piyasa ekonomisinde Türkiye'nin dünyanın en deneyimli, 20 yılı aşkın süredir ilk yola çıkanlardan biri olduğunu söyleyen Özince, ''Ama uzatmalı öğrenci gibi biz dönüp hep aynı şeyleri tekrar ediyoruz. Geçmiş müteşebbis perspektifimiz, dinamik insan ve piyasa yapımıza artık yetmiyor. Serbest piyasa ortamını sağlamaya çalışıyoruz'' dedi.
Toplantıda söz alan özel ve kamu bankalarından bir çok konuşmacının rekabetin önemine değindiklerini belirten Özince, ancak daha çok yol bulunduğunu kaydetti.
Özince, şunları söyledi:
''Bir arkadaşımız kaynak aktarma maliyetinin 38 olduğunu söyledi. Yüzde 38 oluyor 56. Enflasyon beklentisi yüzde 20 ise 38 bile yüksek oluyor. Ama bunda da hiçbirimizin kabahati yok. Çünkü kaynak maliyeti yüksek.
Tansiyonun yavaş yavaş azalması gibi umut ediyoruz istikrar bunu da geçmişte olan seviyelere yani bizim primli tasarrufçumuzun dahi mevduatını yatırırken yüksek risk primi arzusunu azaltacak ve en önemlisi de finansal rekabet gelecek. Finans yalnızca bankacılıktan ibaret değil, leasing, factoring, risk sermayesi, sermaye piyasaları ve herşeyen önemlisi de serbest piyasa ekonomisinde kamunun aldığı kaynağın azalması suretiyle. Çünkü kamu yalnız yurt içindeki kaynakları almıyor. Yurt dışındaki kredibilitemizi de önemli ölçüde kamu finansmanı sağlayabilmek için kullandığımız malumunuz.'' Öte yandan Bankalar Birliği'nin özellikle bankacılık prensiplerinin risk prensiplerini Türkeye'de süratle yaygınlaştırmaya çalıştığını söyleyen Özince, otoritelerin bu konuda kuralları zorla, şerle uyguladıklarını ifade etti. Özince, Bankalar Birliği'nin de mümkün olduğunca bu geçiş süreçlerinin uyumunu sağladığını kaydetti. Kredinin kredibiliteyle bağdaşık verilmesine değinen Özince, orada da haksız rekabet olmamasına yönelik düzenlemeler yapıldığını ifade etti. Özince, ''Özvarlığında sermayenin de başlangıçta olması düzenli iş planına sahip şirketlerin bu konuda şansını arttırıyor. Ama bu da bir uluslararası norm. İyi tarafı finans sektörüne riske girerken yaygın kredi vermeyi özendiren politikalar, mevduat düzenlemeleri geliyor'' dedi.
ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE PİYASALAR DERİNLEŞECEK''
Özince, sözlerini şöyle tamamladı:
''Önümüzdeki dönemlerde piyasalar derinleşecektir. İnşallah sandalı sallama konusunda özellikle biz iş sahipleri, işe ihtiyacı olanlar, işi büyütmeye ihtiyacı olanlar sandalın sallanmaması konusunda üzerimize düşeni yaparsak ki sallanması da da marifet değil, sallanmaktan öteye yürümesi lazım... Nereye gittiği ve iyi rotaları olması lazım. Dolayısıyla istikrar ve bilinçle piyasalar çeşitlenecek. Bundan da hepimiz faydalanacağız. Bankacılık sektörünün KOBİ tarzı şirketlere finansman sağlaması artacak. Fiyatları da ucuzlayacak. Fiyatlar ucuzladığında da bankacılık sektörü yine kazanç elde edecek, bu defa sürümden kazanacak diye düşünüyorum.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:17