Gündem
  • 12.7.2007 11:58

SÜLEYMANCI KARDEŞLERİN BİRİ AKP'Lİ, DİĞERİ DP'Lİ

Kamuoyunda Süleymancılar olarak bilinen cemaat çok etkin bir şekilde siyasetin içinde. Cemaatin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan 1888 yılında Bulgaristan'ın Silistre şehrinde dünyaya geldi. Tunahan, İstanbul'da Sultanahmet ve Süleymaniye gibi önemli camilerde vaizlik yaptı. Çevresini kısa sürede genişleten Tunahan, yasak olduğu dönemde açtığı kaçak Kuran kurslarıyla cemaatini gitgide büyüdü. Tunahan'ın ölümünden sonra damadı Kemal Kaçar yerine geçti. Kaçar daha sonra Adalet Partisi'nden (AP) milletvekili seçildi. Süleymancıların siyaset dünyasıyla tanışmaları da böyle başladı.
Üç dönem AP milletvekilliği yapan Kaçar, Meclis'te dış ilişkiler komisyonlarında görev aldı. Bu nedenle de cemaatin yurtdışında etkisi büyüdü. Kaçar 2000 yılında vefat etti. Hiç oğlu olmadığından cemaat liderliği, Tunahan'ın diğer kızının çocukları olan Ahmet Arif Denizolgun ile Mehmet Beyazıt Denizolgun'a kaldı.
Ağabey Mehmet Beyazıt Denizolgun, cemaatin 'İstişare Murakebe Başkanlığı'nı yürütüyordu. Daha sonra iki kardeşin yolları ayrıldı... İki kardeş uzun yıllardır birbirleriyle konuşmuyor.

Tunahan'ın torunu

1991'de Refah Partisi'nden Antalya'dan milletvekili seçilen ve daha sonra ANAP hükümeti döneminde Ulaştırma Bakanlığı yapan Arif Ahmet Denizolgun, bu seçime kadar ANAP'ı destekliyordu. Süleyman Hilmi Tunahan'ın öz torunu olan Denizolgun, Süleymancılar olarak isimlendirilen cemaatin lideri kabul ediliyor. Denizolgun, Demokrat Parti'den Antalya 1. sıradan milletvekili adayı gösterildi.

'Ağabeyimin gücü yok'

Ahmet Arif Denizolgun öncelikle Süleymancılar ismine ve 'bölündüler' yorumlarına karşı çıkıyor. 'Biz Süleyman satmıyoruz' diye tepki gösteren Denizolgun, kendilerini Süleyman Hilmi Tunahan'ı sevenlerin oluşturduğu bir birliktelik olarak tanımlıyor. Tarikat ve şeyh yakıştırmalarını kabul etmeyen Denizolgun, ağabeyi Mehmet Beyazıt Denizolgun'un birlikteliği bölecek kadar gücü olmadığını belirtiyor.
Seçim öncesi söyleyeceği her sözün tepki toplayacağını, bu yüzden pek fazla konuşmak istemediğini belirten Denizolgun, DP'yi desteklemelerinin nedenini, "AKP dini kullanıyor. Dini kullanıp siyaset yapanlara karşı çıkıyorum. Din ticari bir araç değildir" diye açıklıyor.

Kardeşim zikzak çiziyor

Ağabey Mehmet Beyazıt Denizolgun, AKP'nin kurucuları arasında yer aldı. 2002 seçiminde AKP'den İstanbul Milletvekili seçildi. 22 Temmuz seçimlerinde de İstanbul 1. bölge 12. sıradan milletvekili adayı oldu. Mehmet Denizolgun, cemaatin lideri olarak kardeşinin göründüğünü, ancak, artık bir partiye blok oy döneminin bittiğini belirtiyor. Mehmet Beyazıt Denizolgun, bu seçimlerde de her partiye oy çıkabileceğini söylüyor. Kardeşiyle ayrılığın sebebini, ticari, siyasi ve cemaat içi bir tartışma olarak nitelendiren Denizolgun sorularımızı şöyle yanıtladı.

<ı>Cemaatin bu seçimde bakış açısı, tavrı ne olabilir?
Geçen seçimde sakin durdum. Her ne kadar ANAP diye tutturdularsa da cemaat onların istediğini yapmadı. Zorlamakla olmadığı görüldü. 'Her oy ANAP'a' dendi, ama, en azından yarısı AKP'ye geldi. Kardeşim şimdi ANAP'tan DP'ye gitti. Yine, zorla 'DP'ye verin' diyecekler. Ancak insanlar bu sefer yine AKP diyecek.

<ı>Cemaatlerde, başörtüsü ve imam hatip sorunun çözülmemesinden dolayı AKP'ye bir tepki var. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu mesele hassas bir mesele. Bu iş, öyle hemen olacak bir mesele değil. Bizim daha önceki söylemlerimizden de biliyorsunuz... Birinci önceliğimiz bu mesele değildi. Birinci önceliğimiz ekonomiydi. Bu mağdur insanların hepsi kardeşimizdir. Ben şunu söyleyeyim: Başı açık ile başı kapalı arasında hiç bir mesele yok. Onlar kendi arasında fevkalade anlaşıyorlar. Başörtüsünü samimi olarak takanlar anlaşıldıkça, sorun ortadan kendiliğinden kalkacaktır.

<ı>Onların böyle bir tepkisi olmasını normal mi karşılıyorsunuz?
Onların tepkilerinin çok olacağını sanmıyorum. Halkın içinde geziyoruz, bu tür tepkilere de rastlamıyorum. Herkes, her şeyin nasıl olduğunun farkında. Ama, Saadet Partisi bazı argümanlar geliştirecektir. Etkili olacağını sanmıyorum.

<ı>Kardeşinizin DP'ye geçmesi sizi nasıl etkiler?
Ben, size söylemiştim. 'O yerinde durmaz, bir yerden girer' demiştim. Onun hakkında çok da konuşmak istemiyorum. Blok oy tavrı olmayacak. Kardeşim MHP'ye gitti. Bizim partiye bile geldi. Zikzak çiziyor. İnsanlar çok zikzak yapanlara güvenmiyor.

<ı>İsmail Amasyalı CHP'den aday adayıydı, sonra çekildi. Bu cemaatte bir etki yapar mı?
İsmail Bey, kendi başına hareket eden biridir. Onun pek fazla cemaat üzerinde etkisi olmaz. Zaten, kendi isteğiyle CHP'den istifa etti.

Menzil tarikatı AKP'ye yakın

Genelkurmay'a eleştirileri nedeniyle AKP tarafından da uyarılmasına rağmen Kutlu, Adıyaman'dan birinci sıraya yerleşti. Kutlu'nun tarikata yakın olduğu belirtildi


Menzil tarikatının kurucusu Muhammed Raşid Erol'un babası Seyyit Abdulhakim Hüseyni, Nakşibendi tarikatının önde gelen isimlerinden... Babasının 1972 yılında ölmesinden sonra Menzil tarikatını kuran Erol, bir süre Ankara'da faaliyette bulunduktan sonra, Adıyaman'a bağlı Menzil köyüne döndü. Tarikatını burada genişleten Erol, 1993 yılında romatizma hastalığından öldü. Erol'un yerine oğlu Feyzettin Erol geçti.
Nakşilerin Adıyaman Menzil kolu oldukça kalabalık bir cemaate sahip. Hemen her ilde örgütlenmeleri var... Tarikatın özellikle Adıyaman, Ankara ve İstanbul'da etkisi büyük. Siyasetle çok iç içe olan tarikat, 2002 seçimleri öncesinde BBP'ye ile AKP'ye oldukça yakın durdu. Özellikle AKP içinde tarikata yakın isimler 2002 seçimlerinde desteklendi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın Menzil tarikatına yakın olduğu iddia ediliyor. Akdağ döneminde bakanlıkta Menzil tarikatının kadrolaşma içinde olduğu sık sık gündeme geldi.

Olay vekil aday

Şeyh Feyzettin Erol'un 18 Kasım 2003 günü verdiği iftara pek çok milletvekili katıldı. Bu milletvekilleri arasında öne çıkan ise AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu oldu. Cemaate yakın isim olan Kutlu, Atatürk'ün Meclis'teki mareşal üniformalı resminin kaldırılmasını ve Çankaya'dan Muhafız Taburu'nun çıkarılmasını istemiş, bundan dolayı da Genelkurmay Başkanlığı'ndan açıklama gelmişti. AKP yönetimi de Kutlu'ya uyarı cezası vermişti.
Kutlu, daha sonra Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesindeki büyük tartışmalara yol açan açıklamaya da tepki göstermişti. Kutlu, "Bu açıklamayı bir muhtıra olarak yorumluyorum. Demokrasi namusumuzdur. Namusumuza tecavüz edilmiştir. Genelkurmay Başkanı'nı ya da bu açıklamayı yapanları görevden almayanların laikliğe özde bağlılığından şüphe ederim" demişti.
AKP Genel Merkezi'nden aynı gün yapılan açıklamada, "Partimiz Adıyaman Milletvekili sayın Hüsrev Kutlu'nun bugün bazı haber ve yayın organlarında yer alan açıklamasında haddi aşan ve yanlış değerlendirmelere yol açabilecek ifadeler kullandığı belirlenmiş olup, bu açıklamasıyla ilgili olarak adı geçen milletvekilimize gerekli uyarı yapılmıştır" denildi.
22 Temmuz seçimlerinde 155 milletvekili AKP listelerinde yer bulamazken, AKP yönetimince iki kez ciddi olarak uyarılan Kutlu, Adıyaman'dan birinci sırada aday olmayı başardı. Bunda, Kutlu'nun Menzil tarikatına yakın olmasının etkisi olduğu söyleniyor.

CHP'ye girip vazgeçen eski DYP'li Amasyalı

Süleymancıların önde gelen ismi olarak bilinen DYP eski milletvekili İsmail Amasyalı, CHP Kocaeli milletvekili aday adayıydı. Amasyalı, daha sonra adaylığını geri çekti. Ancak, bu durum Süleymancıların bu seçime nasıl çok parçalı girdiklerini gösteriyor. İsmail Amasyalı ile Süleymancıların yolculuğu 1980'den sonra başladı. Cemaat mensupları, Amasyalı için şunları söylüyor:
"Cemaat, ihtilal sonrası zor günler yaşarken, Amasyalı cemaate sahip çıktı ve yardımlarda bulundu. Bunun mükafatı olarak da 1991 seçimlerinde cemaatin desteğini alarak milletvekili oldu. Cemaat olarak borcumuzu fazlasıyla ödedik. Ancak, kendisi daha sonra şahsi hatalar yaparak cemaate zarar vermeye başlayınca yollarımızı ayırdık."
Ancak, bu görüşe rağmen Amasyalı'ya karşı hâlâ vefa duygusu içinde olanlar var.

Cemaatler partilerden nasıl yararlanıyor?

Cemaatlerin seçim dönemlerinde destek verdikleri siyasal partiler, iktidara geldiklerinde, oy borçlarını cemaatlerin kadrolaşmalarına göz yumarak ödüyor. Cemaat mensuplarının devlet kurumlarında kilit noktalara atamaları yapılıyor. Cemaatlerin okul, yurt, kurs gibi faaliyetlerine hükümetler arsa ve finans sağlıyor.
Cemaatlerin yasal pürüzlü işlerine de göz yumuluyor. Bu birliktelik bir sonraki seçime kadar devam ediyor. Yeni seçimde ise cemaatler iktidar partisinden istediklerini alamadıkları takdirde kendilerine yeni bir siyasal parti buluyorlar.

(Tarikatlar, dini cemaatler ve 22 Temmuz yazı dizisi- 3MİLLİYET)

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 17:28

İLGİLİ HABERLER