TUTUKLU MİT ÜYELERİ: ÇATIŞMANIN EŞİĞİNDEN DÖNDÜK
ERZURUM - ‘Ergenekon’un Erzurum ayağı’ olarak yansıtılan soruşturmada tutuklanan üç MİT görevlisi, TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’e MİT ile yargı arasında gerilime neden olan olayın perde arkasını anlattılar. Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ın 4 Aralık günü elinde yasal olarak şart olan Başbakan izni olmaksızın 20 terörle mücadele polisiyle MİT’in Erzincan şubesini bastığını anlatan MİT görevlileri, “Polislerle çatışmanın eşiğine geldik” dediler.
27 Ekim günü Erzincan Barajı’nda bulunduğu iddia edilen askeri mühimmatla ilgili olarak Özel yetkili Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal soruşturma başlatmıştı. 20 Kasım’da Jandarma İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Üsteğmen E.E ile Astsubay O.E., 27 Kasım günü, Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı N.E. tutuklandı. Savcı Şanal, polislerle 4 Aralık günü, iddialara göre N.E’de çıkan CD ve bilgilerden hareketle Erzincan MİT Şube Müdürlüğü’ne baskın düzenledi. Şube Müdürü Ş.D. ile personel K.Ü. ve S.İ. gözaltına alındı. MİT personeli, 7 Aralık’ta tutuklanarak Erzurum Kapalı Cezaevine konuldu. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Ahmet Ersin dün MİT personelini ziyaret etti. Görüşmede MİT personeli Ersin’e şu bilgileri verdi:
‘Erzincan’ kod adlı ihbarcı: Cezaevinde bulunmamızın nedeni, ‘Erzincan’ kodlu bir gizli tanığın verdiği ifadeler. Mayıs ayında Kurdoğlu Cemaati içinde bulunan ‘Erzincan’ kodlu öğrenci MİT’in internet sitesine, cemaatin faaliyetlerine ilişkin olarak bilgi vermek istemiş. MİT ana karargâhı da gelen mesaj üzerine öğrenciyle görüşülmesi talimatı verdi. Beş ay boyunca görüşme sürdü. Verdiği bilgilerin tutarsızlığı nedeniyle ekim ayında ilişki kesildi. Erzincan kodlu öğrenci Erzurum Savcısı Osman Şanal’a MİT görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Savcı Şanal da MİT görevlilerini Erzincan’da Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı iddia edilen İrticayla Mücadele Eylem Planı’nı uygulamakla suçladı.
Silahlarımız vardı: Bu suç duyurusu üzerine 4 Aralıkta 20-30 kişilik polis ekibiyle baskın düzenlendi. Bu çok gereksizdi. Telefon etselerdi gidip ifade verirdik. Savcının MİT binasına baskın düzenlemek ve gözaltına almak için Başbakanlık’tan izin alması gerekiyordu. Ancak bu izin yoktu. Baskın sırasında bizim de korumalarımızın silahları vardı. Çatışma çıkabilirdi.
Jandarma İstihbarat’la ilişki: Savcılık sorgusunda bize Jandarma İstihbarat’la niye ilişkili olduğumuzu sordular. Biz de ‘İki kurum istihbarat çalışması yapıyor, ilişki son derece normal’ dedik. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’yla ilişkili olup olmadığımız soruldu. ‘Özel bir ilişkimiz yok. Sadece kentteki törenlerde tanırız’ dedik.
Neden tutuklandığımızı bilmiyoruz: (Şube Müdürü Ş.D.’nin anlatımı) Erzincan’a 1 Temmuz’da atandım. Kente daha alışmaya çalışıyorduk. Kentin bürokrasi ile yeni yeni ilişki geliştiriyorduk. Baraj gölünde bulunan askeri malzeme ile bir ilgimiz yok. Neden tutuklandığımızı bilmiyoruz. (Bir görevli 2007, diğeri ise 2008’den beri Erzincan’da görev yapıyor.)
Savcı Şanal devralmıştı
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, 2 Kasım 2007’de İsmailağa cemaati soruşturmasını açmıştı. Başsavcılık, 16 kentte operasyon yapmaya hazırlanırken, Özel Yetkili Erzurum Başsavcılığı devreye girdi. Bunun nedeni şuydu: İmzasız bir ihbar mektubunda İsmailağa cemaatinin silahlı bir örgüt olduğu öne sürülmüştü. Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Savcısı Osman Şanal bu durumda dosyanın kendi yetkisi alanına girdiğini savunup, dosyayı istemişti. Cihaner buna karşı çıksa da dosya Şanal’ın olmuştu. Şanal, soruşturmayı yürüten savcı ile kolluk kuvvetini ‘Albay Dursun Çiçek’in hazırladığı ileri sürülen İrticayla Mücadele Planı’nı hayata geçirmekle’ suçlamıştı. DSİ’ye ait Göyne Barajı’nda bulunan askeri muhimmat ve sim kartı üzerinden yapılan araştırmalarla da sonunda istihbaratçılar tutuklanmıştı.
(RADİKAL)