Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erdoğan Teziç tarafından Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı'na gönderilen yeni YÖK taslağına Sabancı Üniversitesi kurucusu işadamı Sakıp Sabancı tepki gösterdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazan Sabancı, taslağın vakıf üniversitelerini geriye götüreceğini dile getirdi.
Sabancı Üniversitesi’ni 200 milyon dolarlık yatırımla kurduklarını ve her yıl 15-20 milyon dolar katkıda bulunduklarını belirten ünlü işadamı, şu görüşleri dile getirdi: “Gerek idari, gerekse mali açıdan özerk vakıf üniversitelerinin çoğalması yükseköğretimde farklılıklar ve rekabetçi ortamın sağlanması Türkiye’nin geleceği için vazgeçilmez olmalıdır. Yükseköğrenim konularında daha özgür ve esnek bir yapı getirecek reformlar beklenirken, bizi geriye götürecek tutumlardan kaçınılmalıdır.” 19 vakıf üniversitesi rektörü de ortak bildiri hazırlayarak, ‘taslaktaki kısıtlamaların, vakıf üniversitelerinin kuruluş amacından sapmasına neden olacağını’ açıkladı.
İşadamı Sakıp Sabancı, “Sayın Başbakanım” hitabıyla başladığı 19 Ocak 2004 tarihli mektubunu, ‘vakıf üniversitelerini ilgilendiren konulardaki endişelerini paylaşmak için’ yazdığını belirtti. Vakıf üniversitelerinin yönetim ve mali özerkliğe sahip olarak kanunla kurulduğunu ve kâr amacı gütmediğini ifade eden Sabancı, yeni YÖK taslağında ‘rektör atamasının cumhurbaşkanı’na, dekan atamasının ise YÖK’e verildiğini hatırlatarak, üniversite mütevelli heyetinin yetkilerinin elinden alındığını kaydetti. Sabancı, “Mali açıdan da özerk olan, kendi bütçesini yapan, kendi katkısını sağlayarak yönetilen vakıf üniversitelerine, öğrenci ücretleri konusunda YÖK’ün onayını alma zorunluluğunun getirilmesi, Anayasa’ya ve kuruluş kanununa aykırı gözükmektedir.” dedi.
‘Devlet üniversitelerinin de ileriye dönük daha başarılı çalışmalar yapmaları, eğitim ve araştırma kalitesini artırabilmeleri için öğrencilerden ücret alması’ gerektiğini savunan Sabancı, bu konuda İngiltere’yi örnek gösterdi. Sabancı, “Bakın İngiltere’de İşçi Partisi iktidarında yükseköğretimin paralı olmasına çalışılıyor. Türkiye’nin de gitmesi gereken yol budur. Ödeyebilenler üniversite gibi ayrıcalıklı bir eğitim için ücret ödemeliler, ödeyemeyenler için ise burs ve kredi sistemi düşünülmelidir.” dedi. Türkiye’nin ‘daha zengin, daha gelişmiş ve daha rekabetçi olması için çalışılırken, eğitimin her aşamasının ne kadar önemli olduğunu bildiklerini’ vurgulayan Sabancı, mektubunu şöyle tamamladı: “Özellikle üniversite eğitimi hem ülkeye, hem de bireylere en yüksek katma değeri yaratır. Bu inançla Sabancı Üniversitesi’ni kurduk ve başarılı sonuçlar almaya başladık. Bu gibi vakıf üniversitelerinin çoğalması üniversite sistemimize bir farklılık getirdiği gibi devletin bu alandaki yükünü giderek azaltacaktır. Bu konuda desteklerinize güveniyoruz.”
Öte yandan YÖK taslağındaki kendileriyle ilgili bölümleri eleştiren vakıf üniversitelerinin rektörleri de bir araya gelerek, taslağa ortak tepki koydu. 19 vakıf üniversitesi rektörünün imzaladığı metinde vakıf üniversiteleri, ‘mevcut mevzuatta vakıf üniversitelerini ilgilendiren hususların şimdilik aynen muhafaza edilmesini’ istedi. Rektörler, kendilerine gerekli süre verildiği takdirde yürürlükteki mevzuatı, evrensel koşullara ve geleceğe cevap verecek şekilde ele alıp, görüşlerini yakın bir gelecekte sunabileceklerini bildirdi. Rektörler ayrıca, daha önce YÖK Başkanlığı’na arz ettikleri yazılı görüşlerin, yeni yasa taslağına yansımadığını dile getirdi.
4 maddelik metinde, ‘Türkiye’deki üniversite sisteminin, vakıf üniversitelerinin varlığı ile çeşitlilik kazandığı’ vurgulanarak, “Taslaktaki kısıtlamalar, vakıf üniversitelerinin kuruluş amacından sapmasına neden olacaktır.” denildi.
Vakıf üniversiteleri taslağa neden karşı çıkıyor?
Ortak bildiriye imza atan Atılım, Başkent, Bilkent, Çağ, Doğuş, Fatih, Haliç, Işık, Bilgi, Kültür, Ticaret, Kadir Has, Koç, Maltepe, Okan, Sabancı, Yeditepe, İzmir Ekonomi ve Çankaya üniversiteleri, YÖK taslağına özellikle 2 konuda tepki gösteriyor. Bunlardan birincisi rektör ve dekan atamaları, ikincisi ise öğrenci harçlarının belirlenmesinde YÖK’ün uygun görüşünün alınması zorunluluğunun getirilmesi. Halen vakıf üniversitesinin rektör ve dekanları, mütevelli heyeti tarafından atanırken, taslakta rektörün Cumhurbaşkanı, dekanın ise YÖK tarafından atanması öngörülüyor. Taslakta, rektör atamasında, üniversitenin 2 profesörü YÖK’e bildirmesi, YÖK’ün de bu kişileri kendi görüşüyle birlikte Cumhurbaşkanı’na sunması öngörülüyor. Dekan atamasında ise üniversitenin önereceği iki adaydan birinin YÖK tarafından atanması sistemi getiriliyor. Öğrenci harçları ise halen vakıf üniversitesi tarafından belirlenirken, taslakta, “Öğrencilerden eğitim öğretim için alınacak ücretler, öğretim süresinin bütünlüğünü kapsayacak bir ödeme planı çerçevesinde YÖK’ün uygun görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından tespit edilir.” deniliyor.
Teziç’e her kesimden eleştiri var
YÖK Başkanı Teziç'in taslağına devlet üniversitelerinden sonra vakıf üniversiteleri de tepki gösterdi. Vakıf üniversiteleri, taslağa özellikle iki konuda karşı çıkıyor. Bunlardan birincisi rektör ve dekan atamaları, ikincisi ise öğrenci harçlarının belirlenmesinde YÖK’ün uygun görüşünün alınması zorunluluğunun getirilmesi. Vakıf üniversiteleri mali ve idari özerklik istiyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:31