Medya
  • 31.7.2007 15:08

“ALDATMA” BÜLENT ERSOY’UN REYTİNG SENARYOSU MU?

BÜLENT ERSOY`UN NİKAH SENARYOSU FİYASKO!.. ŞİMDİ `ALDATILAN KADIN` ROLÜ İLE REYTİNG ARANIYOR!

Önce haberi okuyalım. Lütfen çok dikkatli... Gazetenin merkezi İstanbul `daki magazin servisi muhabirlerinden Demirhan Hararlı, Bülent Ersoy`un on günlük eşini İzmir`de bir kızla öpüşürken yakalıyor. Herkesin gittiği bir pastanede öpüşüyorlar.
 
Demek ki Demirhan istihbaratı aldı, özel uçağa atladı ve 15 dakika sonra görünmeyen özel kamerası ile Bülent Ersoy`un ikinci eşi Armağan Uzun`un karşısına oturdu.
 
Armağan öyle aptal çocuk ki...birisinin cep telefonu ile resim çekeceğini, gazete veya TV‘lerin birine haber vereceğini hiç aklına getirmiyor. Orası İzmir ya.... Sanki Allah’ın dağı.
 
Sevgilisi ile buluşuyor, konuşuyor, canı isteyince de herkesin içinde öpüşüyor. `Hadi bunları Bülent Hanım`a bildirin de, beni boşasın` der gibi...

Neyse biz yine acar muhabir Demirhan`a dönelim. Demirhan Sabah Gazetesi’nde uzun zaman yanımda çalıştı. Silah ruhsatı, araba alım satım, evrak işlerini yani her türlü özel işi çok iyi yapar. Muameleci gibidir. Hürriyet`de sanırım bazı müdürlerine faydası dokunuyor. Ancak muhabirliği Allah! göstermesin.
 
Yılbaşı gecesi şefinin evine telefon edip, `istifa ediyorum!` diyen ne kadar muhabirdir? Eşi demiş ki `Ya bu gece beni bir yere götürürsün, ya da boşanırız. Ya iş, ya ben’ yani... O da saat 21.00 de beni arayıp `Ben istifa ediyorum` demişti. Düşünsenize akşam toplantı yapıp bütün muhabirler arasında  iş bölümü yapmıştık. Semt semt, gece kulübü, gazino herkes bir yerin sorumlusu olmuştu.
 
Demirhan saat 21.00`de, `Karımdan izin alamıyorum, işten ayrılıyorum` diyor. Benden nasıl bir yanıt aldığını tahmin edersiniz.  Toplantılardaki durumu ile tarihe geçen bir magazincidir. Şayet şefi sinirli ise... korkudan hemen kafasını çalıştırmaya başlar. O saniyede öyle bir yalan uydurur ki... daha söylerken kendi bile inanır. Bir numaralı senarist.
 
İnanılmaz detaylar vardır. `Bu adam gerçek olmasa, bu kadar detay bilemez` dersiniz inanırsınız. Ben şahsen çok yalanlarını yedim, çok bedel ödedim. Çok da üzüldüm. Suçum telefonlara çıkıp, şövalye olmak.
 
Bazı şefler nedense böyle durumlarda hep izinli olurlar. Haberleri olmaz. Gazeteyi, basıldıktan sonra görürler. Oysa haberi veya konuyu seçen kendisidir, başlığı atan kendisidir, sayfanın tepesine koyan kendisidir, istediği gibi yeniden yazdıran da kendisidir. Ama ertesi gün ağlayan-sızlayan küfürler ede ede karşısına çıkan birisi olursa `Ben izinliydim.` denilir.
 
Tam tersi, övgü dolu yalaka haberde ise aynı şefler `Ben böyle yazdırdım` diye muhabirlerini iki saniyede harcarlar. Bu konuda sadece Kenan Erçetingöz`ü takdir ederim. Ne olura olsun haberi sahiplenir, haberi olmasa bile kavgasını servisi adına yapar.
 
Kenan`ın bu huyu çok güzeldir. Bazı arkadaşlarımız ise... yıllarca “Hafta Sonu” gibi skandal gazetelerinde yöneticilik yaptılar, bir Allah’ın kulu ile bozuşmadan, hep iyi insan olarak tarihe geçtiler. Önemli değil. İyiler de kötü bilinenler de nasıl olsa zamanı gelince ölüyor. Ben ilahi adalete çok inanıyorum. Birileri, birileri yüzünden pisi pisine öldürüldü. Veya gece araba altında can verdi. Yüce Allah o birilerine yıllar sonra gazete tuvaletinde ceza verdi.

Dönelim Demirhan kardeşe. Melek gibi duran, sesiz sakin bu kardeşimizin senaryosunu çözmeye imkan yoktur. Böyle yalanı normal bir insan uydurmaz dersiniz. Geçen gün bir gazeteci  Demirhan`ı övgüler ile anlatırken çok güldüm.
 
Ya bu arkadaşı hiç gazeteci tanımıyor, ya insan dedim. Veya Demirhan da 40’ından sonra inanılmaz değişim var. Bana inanmayanlar için adres gösteriyorum. En yakın arkadaşı Caner Budak`a sorun. Eda Doğan, Sümer Dündar, Tayyar Işıksaçan, Hakan Solaker, Hakan Denker, Yavuz Asdemir hatta Sezen Aksu`nun son eşi Ahmet Utlu`ya, Savaş Ay`a, şimdi TRT`ye Kırılma Noktası`nı yapan Ramazan Öztürk’e, ATV`de haberci olan Korcan Karar` a sorun. Hepsi bizim serviste Demirhan ile uzun süre çalıştı.

Bunları konuyu daha iyi anlamaniz için yazıyorum. Şimdi tekrar konuya dönelim. Haberde bakın ne diyor?        

``Bülent Ersoy`un İstanbul`da bulunduğu perşembe gününün akşamı Uzun, İzmir Sahilevleri`nde bulunan "Serender Yağmurevleri" adlı kır restoranına, 35 plakalı siyah bir Honda ile geldi.
 
İnce, esmer, uzun boylu genç bir çocuk ve 20 yaşlarında genç bir kızla restorana gelen Uzun`un genç kızla olan samimiyeti gözlerden kaçmadı. Sapa bir yerde bulunan, çok az insanın bildiği bu mekanda genç kızla derin bir sohbete başlayan Armağan Uzun`un zaman zaman genç kızın saçını okşayıp onu dudaklarından öpmesi dikkatlerden kaçmadı.
 
Aynı şekilde genç kızın da Uzun`a olan ilgisi, ikilinin bir süredir görüştükleri ve birbirlerini yakından tanıdıklarının göstergesiydi. Restorana gelen müşteri sayısının artması üzerine bu durumdan rahatsız olan Armağan Uzun, genç kıza yanından ayrılmasını ve karşısına oturmasını söyledi. Bu sırada çok tedirgin olduğu gözlenen genç adam, sık sık Bülent Ersoy`la da telefonla konuştu...

Vay anasını sayın seyirciler! Acaba birisi bu fotografları  çekip de Demirhan`a mı gönderdi? Aynen Gülben Ergen`in selülitleri göstermeyen akşamüstü ışığı ile çekilmiş fotoğrafları gibi. Tam sayfa haber vardı, muhabirin imzası yoktu. Peki bu fotoğrafları çeken  kim olabilir? Kelebek objektifinin olmadığı kesin de. Star TV mi, Ersoy`un adamı mı kim?

Bülent Ersoy`un geçen hafta Star TV`deki programının reytingi inanılmaz kötü idi.  `Eyvah Bülent Hanım’a verdiğimiz milyonlar sokağa gidiyor. Acele bir numara yapıp, programın reytingini yükseltin. Parayı peşin verdik geri alamayız` diyen birisi olabilir mi? Öyle ya. İbrahim Talıses gibi süper star konuk olmuştu, yine de 10.sıraya zor oturmuştu `Yıldızların Altında`… Koca Kafalar’ın çok altında kalarak... Halk öyle bir noktaya getirildi ki, Ersoy `un nikahı, kocası denilince kanal değiştirmeye başladı. Tek başına Ersoy`u ekrana getir. Dakikalarca şarkı söylesin. Bakın kaç reyting alacak? Ama bu muhabbet fena bayılttı. Hatta sonu odu. Ersoy Star TV`den bölüm başına kim bilir ne kadar para aldı. Bu reytinge reklam da gelmez.

Peki iş nasıl kurtulur? Yani Bülent Ersoy tekrar gündemin tepesine halkın istediği bir şekilde nasıl gelir?  Evlenmesi fiyasko ise aldatılması panzehir olmaz mı?
 
Aldatılan masum kadın olursa belki kadınlar tarafından yandaş bulabilir. Bizim magazine meraklı kadınların hepsi aldatılıyor ya, bir ünlü kadın aldatılınca hepsi sevinçten göbek atıyor. O yıldıza da sevinerek arka çıkıyorlar...
 
Kadın aldatan değil, hep aldatılan olmalı... Hülya Avşar`ı Kaya Çilingiroğlu aldatınca ne oluyordu? `Bu güzel kadın da aldatılır mı?’ denilip güya üzülüyorlardı. Milyonlar Hülya Avşar`a acıyordu(!). Duyguları gıdıklamak diye buna denir...

Şimdi çok bilinçli şekilde planlanan bu oyuna tüm medya atlayacak. Bülent Ersoy aldatıldı mı, yalan mı, boşanıyor mu, affedecek mi diye günlerce farklı geyik muhabbetleri yapılacak.
 
Bülent Hanım Star TV programında hüzün dolu şarkılar söyleyecek. Hatta şarkı söylerken ağlayacak. İnandı, sevdi sonra da başına bakın neler geldi diye... aldatılan kadın ya.

Bizim millet de tüm bunları kusura bakmayın ama şey gibi izleyecek. Hepsine de inanacak. Star TV reklam alacak, reyting yükselecek ve Ersoy bir kez daha Türk milleti ile kafa bulacak. Nasıl evlenirken tüm kadınlarla dalga geçti. `Ben fıstık gibi delikanlıyı işte böyle nikah masasına oturttum. Şimdi de boşamasını göstereceğim. Veya aldatılan kadının ne yapması gerektiğini göstereceğim` şovunu yapacak. Allah bilir bu senaryoyu  Hülya Avşar`ın aldatıldığı günlerde yazmıştı. Tekrar söylüyorum, bu çok komik ama sizi aptal yerine koyan bir oyun. Lütfen inanıp alet olmayın. Şayet böyle bir şey olsa idi. Star TV’nin kardeş yayın grubu Hürriyet böyle yayınlayamazdı. Milyonlarca dolar bağladığı Bülent Ersoy kızıp programdan kaçar diye korkardı. Star TV ile Hürriyet aynı grup değil mi? Reyting düşünce son çare...

Benden bu kadar. İster inanın, ister kafanıza göre takılmaya devam edin. Şuna çok üzülüyorum, Türk milleti bunlara layık değil. Bu kadar aptal yerine konulmayı hak etmiyor.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 17:04

İLGİLİ HABERLER