Gündem
  • 25.4.2006 13:50

ARINÇ: LAİKLİĞE CİDDİ BİR İTİRAZIM YOK

BİLGİN ŞAŞMAZ-YUSUF ZİYA ERARSLAN
ANKARA - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, laiklik ilkesine ne kendisinin ne de başka bir kimsenin hiçbir zaman ciddi bir itirazının olmayacağını belirterek, "Ama laiklikten ne anladığınızı ortaya koymalısınız. Katı laiklik uygulamasıyla insanlara sosyal hayatı bir cezaevine çevirecek anlayışlar ne kadar zararlı ise laikliği bir barış ve özgürlük, din ve vicdan hürriyeti olarak tanımak ve insanların inançlarına müdahale etmemek de toplumsal barışa o kadar hizmet edecektir" dedi.
Arınç, Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşunun 44. yıldönümü nedeniyle düzenlenen programdan ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Meclis'in 23 Nisan'da yaptığı özel oturumun açılışında yaptığı konuşmanın bazı çevrelerce eleştirilirken, bazı çevrelerce de beğenildiğinin anımsatılması üzerine Arınç, 23 Nisan'ın TBMM'nin toplandığı ilk gün olduğunu ve bu günün çok coşkulu, heyecan verici bir bayram olarak kutlandığını anımsatarak, kendisinin de Meclis Başkanı olarak böyle bir günde düşüncelerini ifade ettiğini anlattı. "Ben Meclis Başkanıyım. Meclis'in açıldığı bir günde bazı konulara temas etmem, bu konular üzerinde düşüncelerimi ifade etmem normaldir. Her kurumun başında olan insanlar genelde bu tür konuşmalar yapar" diyen Arınç, konuşmasının basma kalıp suçlamalarla değerlendirilmemesi gerektiğini, anlamaya çalışılması gerektiğini söyledi. Arınç, "Peşin yargılarla 'Madem ki Bülent Arınç konuşmuştur, buna karşı çıkmak gerekir' şeklinde bir anlayış doğru değildir. Özellikle insani ve ahlaki değildir" şeklinde konuştu. Siyaset bilimci ve sosyal olayları bilen biri olarak, hukukçu kimliğiyle Türkiye'nin bazı konuları üzerinde görüşlerini ifade ettiğini vurgulayan Arınç şöyle konuştu:
"Ne birilerinden alkış almak için, ne de birilerini eleştirmek için konuşmadım. Bildiğimi söyledim. doğru bildiğimi ifade ettim. Bu konuşmamın arkasından genelde büyük bir tasvip gelmiştir. Yüzlerce faks, e-mail mesajı ve telefonlarla bu konuşmanın uygun olduğu söylenmiştir. Tabidir ki eleştiriler yapılır, yeni öneriler getirilir. Benim bu konuşmamın özeti şudur; Türkiye büyük bir devlettir. Türkiye dünyada tanınan, sevilen, misyonuyla, jeopolitik konumu ile coğrafyasıyla, tarihiyle büyük bir devlettir. Büyük devlet olarak da son yıllarda AB konusunda, ekonomik alanlarda, toplumsal olaylar nedeniyle, özgürlükler ve demokratikleşme konusunda çok ciddi adımlar atılmıştır. Şu anda Türkiye'de en büyük ihtiyacımız olan şey, toplumsal barıştır. Toplumsal barış projemizi gerçekleştirmek zorundayız. Toplumsal barışın gerçekleşebilmesi için bazı konularda elbirliği yapmamız gerekir. Bu laikliğin yorumlanmasıdır. Laiklik ilkesine ne benim ne de başka bir kimsenin hiçbir zaman ciddi bir itirazı olmaz. Ama laiklikten ne anladığınızı ortaya koymalısınız. Katı laiklik uygulamasıyla insanlara sosyal hayatı bir cezaevine çevirecek anlayışlar ne kadar zararlı ise laikliği bir barış ve özgürlük, din ve vicdan hürriyeti olarak tanımak ve insanların inançlarına müdahale etmemek de toplumsal barışa o kadar hizmet edecektir. Yasama yetkisini elinde bulunduran Meclis'in millet adına vereceği kararlara müdahale etmek şöyle dursun, yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. toplum bunu istiyor ve bunu bekliyor."
Konuşmasını eleştirenlere şükran borçlu olduğunu kaydeden Arınç, "Ben fikrimi söyledim. Herkesten de fikrini söylemesini rica ediyorum. Fikir başka şeydir, küfür başka şeydir. Küfür insanlara yakışmaz. Aşağılamak insanlara yakışmak. Garip benzetmelerle insanları küçültmeye çalışmak doğru bir davranış değildir. Fikri olan fikrini söyler, fikri olmayan da dinler bir şeyler kazanmaya çalışır" dedi.
Konumu gereği, siyasi partilerin genel başkanlarıyla, siyasi partilerin grup başkan vekilleriyle ve temsilcileriyle ekranlarda karşı karşıya gelmeyeceğini vurgulayan Arınç, "Bu onların siyasi partilerine verdiğim siyasi saygının bir ürünüdür. İsterim ki siyasi partiler de Meclis Başkanı'na karşı böyle davransınlar. Genelde de böyle davranılıyor. Ama bu davranış bazılarından aksi şekilde ortaya çıkınca bundan sadece üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum. Ben fikir adamıyım. Fikirlerle konuşmaktan, tartışmaktan memnunum. Benim söylediklerime karşı çıkanlar varsa bunların zeminini doğru göstermek mecburiyetindedir" açıklamasında bulundu.
Öte yandan, Demokratik Toplum Partisi (DTP) Meclis Üyesi Orhan Miroğlu da Anayasa Mahkemesi'nin 44. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen sempozyuma çağrılmasının, tartışmalara yol açtığının anımsatılması üzerine, "Partimizin şu an yürürlükte olan seçim yasasıyla ilgili görüşlerini sempozyumda dile getireceğim. DTP de diğer partiler gibi sistem içinde siyaset yapan bir partidir. DTP'nin davet edilmiş olması, son derece memnuniyet vericidir" dedi.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 07:01

İLGİLİ HABERLER