Gündem
  • 1.3.2005 09:36

ERBAKAN''I UYARDIM DİNLEMEDİ

Gerilim çok ciddiydi. Bir muhtıra dahil olmak üzede ordunun sert tepki göstereceği duyumu aldığımı söyledim. dİkazım itibar görmedi. Ertesi gün Sinc an''da tanklar yürüdü. 28 Şubat sürecinde Refah Partisi içerisinde bulunan Aydın Menderes, Sincan''da tankların yürüdüğü 4 Ocak sabahından önce dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan''a yaptığı ziyareti ilk kez Tercüman''a açıkladı. Menderes, o süreçte Erbakan''a uyarılarını ve 28 Şubat''ın Türk siyasetine etkilerini şöyle anlattı: MGK''DA SİNYAL Ocak ayındaki MGK''ya Deniz Kuvvetleri Komutanı tarafından irtica tehlikesi bir madde olarak getirildi. Cumhurbaşkanı da, ''Onu gelecek ay görüşelim'' dedi. Bu, gelişmeden anında haberim oldu. Erbakan''a ve görüşebildiğim RP''lilere iki hususu anlatmaya çalıştım. Birincisi, kriz geliyordu. İkincisi, orduyla Refahyol Hükümeti arasında ortaya çıkmakta olan krizi yatıştırmak ve onun hararetini düşürmek için Erbakan''ın birtakım ciddi adımlar atması gerekecekti. Bu, ikazlarım çok fazla itibar görmedi. GÜL İTİDALLİYDİ O dönemde, Abdullah Gül, Bakanlar Kurulu''nda olmasına rağmen sürekli olarak Erbakan''a itidalden yana tavsiyelerde bulundu. Tayyip Erdoğan ise tam tersine sert bir şekilde askere karşı çıkılmasını istiyordu. Erbakan, iki arada bir derede kaldı. 28 Şubat''taki asıl hedefin kendisi olduğunu göremedi. Karşısındakilere çok gereksiz kozlar verdi. 28 Şubat''a karşı ne direndi, ne de onu kabullendi. Olan kendisine ve partisine oldu. Buna mukabil, RP''lilere hiçbir şey olmadı. Tayyip Erdoğan''ın ayakları okuduğu şiirden sonra suya erdi. RP''nin de, toplumun da ülkenin geleceğini tehlikeye atacak bir gerilim politikasını onaylamayacağı ortaya çıktı. Erdoğan, okuduğu şiir ve onun getirdiği mahkumiyetle kaldı. SOPAYI GÖSTERDİ 28 Şubat sopayı gösterdi. Sıra, o günkü, RP''lilere ve Erdoğan''a havucu göstermeye gelmişti. Türkiye''de TÜSİAD''ından tutun, ülke siyasetinde egemen olan pek çok unsura, ABD''den Avrupa''ya kadar pek çok çevre, Erdoğan''a ayrı bir parti kurup değiştiğini, milli görüşü bırakıp merkez sağa geleceğini kanıtladığı taktirde iktidarın kendilerinin olacağı telkin ve tavsiyelerinde bulundular. Erdoğan''ın girişimleri ve imajı da bu yönde değişti. Bir bakıma Erbakan gitti kavga bitti denilebilir. GECE ZİYARETİ Başbakan Erbakan''a 28 Şubat''tan çok önce gittim. O zaman Ayaş''ta rehabilitasyon merkezinde kalıyordum. Çok soğuk bir kış gecesi Sayın Erbakan''ın yanındaydım. Gerilimin çok ciddi olduğunu, bunun artacağını, bu gerilimi düşürecek bir inisiyatif almasının gerekliliğini kendisine anlatmaya çalıştım. Bu sırada, ertesi gün bir muhtıra verilmesi de dahil olmak üzere ordunun sert bir tepki göstereceğine dair bir duyum aldım. Bunu da Erbakan''a bildirdim. Nitekim, ertesi gün Sincan''da tanklar yürüdü. Bugün ne Filistin için herhangi bir toplantı yapılıyor ne de İran Büyükelçisi böyle yerlere çağrılıyor. Onu tertip eden Belediye Başkanı''nı hemen görevden almak gerekirdi. Tam tersine Sayın Erbakan Adalet Bakanı''nı onun yanına gönderdi. ERDOĞAN ZARAR GÖRMEDİ 28 Şubat sürecinde Tayyip Erdoğan ve onunla beraber hareket edenler hiçbir zarar görmediler. Tam tersine ''değiştik'' diyerek iktidar oldular. 28 Şubat''ta Milli Güvenlik Kurulu''nda kabul edilen 17 maddeden de hiçbirisini değiştirmediler. AK Parti''nin iktidar olmasına ve bugün yaptıklarından memnun olanların 28 Şubat''a bir teşekkür borçları vardır. Yoksa değişmek akıllarının köşesinden geçmezdi. Bugüne bakalım: Sayın Erdoğan, 28 Şubat sürecinden önce ''Erbakan''dan daha radikaldir'' diye RP camiasında büyük bir itibar ve desteğe sahipti. 28 Şubat bütün sonuçları ile ortada duruyor. Erdoğan da Başbakan oldu. Sayın Erbakan ise üçer aylık doktor raporlarıyla bu yaşında hapishaneye düşmekten zor kurtulabiliyor. 28 Şubat süreci öncesi ve sonrasıyla Türkiye''nin siyaseti açısından son derece önemli ibretlerle ve derslerle dolu bir süreçtir.'''' (D.B. TERCÜMAN) Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:12

İLGİLİ HABERLER