Gündem
  • 30.1.2004 12:28

ERDOĞAN'IN ''VER-KURTUL'' YORUMU: BÖYLE SAÇMALIK OLUR MU?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD ile ilişkilerdeki son gelişmelerin çok önemli olduğunu söyledi. Kıbrıs'ta ''ver-kurtulcu'' politika uygulandığı yönündeki eleştirileri, ''saçmalık'' olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan, ABD'deki temaslarında KKTC'ye yönelik ambargonun kaldırılması yönünde olumlu mesaj aldıklarını bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Washington'da kaldığı Ritz-Carlton Oteli'nde basın yayın organlarının temsilcileri ve yazarlarıyla bir sohbet toplantısı yaptı. Erdoğan, genişletilmiş Ortadoğu önerisiyle ilgili bir soru üzerine, Türkiye'nin İslam kültürü ve demokratikleşmesiyle Ortadoğu'da önemli bir yeri olduğunu belirterek, Türkiye üzerinden atılacak adımların olumlu neticeleneceğini bildirdi. Başbakan Erdoğan, ''Biz, her zaman için dayanışmaya hazır olduğumuzu söyledik'' diye konuştu. Erdoğan, bu noktada sözü Dışişleri Müsteşarı Büyükelçi Uğur Ziyal'e bıraktı. Ziyal, demokratikleşmeyi gerçekleştirmek için kurumları yıkmak yerine evrimleştirmek şeklinde bir yaklaşımı benimsediklerini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin dış politikasına yönelik en büyük eleştirinin buyurgan ve sertlik yanlısı bir tutumun sergilenmesi olduğunu ifade ederek, ''Sizin önerdiğiniz model, Bush yönetiminin politikalarıyla uyuşacak mı?'' diye soran gazeteciye, ''Bu bir yaklaşım tarzı'' karşılığını verdi. Erdoğan, müdahaleci tutumun bedelinin ağır olacağını ifade ederek, son zamanlarda Ortadoğu'da meydana gelen olumlu havaya işaret etti. Erdoğan, İran'da deprem sonrasında yaşanan gelişmelerin ''ABD bayrağının karşılanması'' sonucunu getirdiğini belirterek, bu tarz olumlu gelişmelerin dünyadaki demokratikleşmeye katkıda bulunacağını kaydetti. Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın 57 yıl sonra Türkiye ziyareti ile İran'daki gelişmelerin Türkiye'nin bölgedeki öneminin ortaya konulması açısından anlamlı olduğunu vurguladı. ''LAİKLİK ANLAYIŞI'' Başbakan Erdoğan, din ve vicdan özgürlüğü konusunda Türkiye'deki uygulamaların ABD yönetimince yadırganıp yadırganmadığına yönelik bir soruya da, şu karşılığı verdi: ''Biz, bu meseleleri kendi içimizdeki başarıyla ifade etmek istiyoruz. AK Parti olarak, muhafazakar demokratlığı tartışmaya açtık. Bunu bir gelişim süreci içinde değerlendireceğiz. Dünyadaki siyasi partileri inceliyoruz. Literatüre yeni bir şey getirdik. Muhafazakar demokratlık diye bir terkip yoktur deniyor. Yoksa, biz şimdi koyuyoruz. Türkiye, ekonomide başarılı olmaya mahkum. Her konuda başarılı olmalıyız. Din ve vicdan özgürlüğü, laiklik tanımı konusunda ABD'de Anglo-Sakson yaklaşımı var. Benim üzerinde en fazla durduğum konu şu; 1982 gerekçeli anayasası tam uygulansa birçok sorunun halledileceğini düşünüyorum. Bunu bir yere oturtmak gerek. Parti programımızdaki laiklik tanımı 1982 gerekçeli anayasasından alındı. Kaynağımız bu... Düşünce ve ifade hürriyeti noktasında en ufak bir tartışma yok. Bütün dinlere eşit uzaklıktayız. Her inancın hakkını savunuyoruz. Şu andaki sıkıntı, özet anayasanın içindeki filanca maddeden falancayı alarak getirilen yorumlar. Sıkıntı bu...'' ''VER-KURTULCU İTHAMI SAÇMALIK'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği ve Kıbrıs konusundaki yorumlarda şüpheci yaklaşımlardan kaçınılması gerektiğini belirterek, ''Bardağın boş tarafını göstermeyelim. Dolu tarafından bakalım. Bardağın dolu tarafından bakarak bize yardımcı olun'' dedi. Başbakan Erdoğan, Türkiye'de bazı basın mensuplarının, uyguladıkları politikaya yönelik olarak, ''ver-kurtulcu'' şeklinde eleştirilerde bulunduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu: ''Neyin ver kurtulu? Verelim de kurtulalım mı? Böyle saçmalık olur mu? Bunlar prim yapmaya çalışıyorlar. Çözümsüzlüğün Türkiye'ye ve Kuzey Kıbrıslılar'a yarar sağlamadığını görerek bu adımları attık. Milli Güvenlik Kurulu toplantısından sonraki basın bildirisinde siz de gördünüz. Aynı şekilde Kıbrıs'taki yönetimle, cumhurbaşkanı, başbakan ve başbakan yardımcısıyla da görüştük. Ayrıca, kızıştırmaya gerek yok. Derdimiz üzüm yemek. Bağcıyı dövmek değil. Şuymuş, buymuş önemli değil.'' Başbakan Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın müzakerelerde bir engel teşkil edip etmeyeceği şeklindeki soru üzerine de, Cumhurbaşkanı Denktaş ile birlikte KKTC Başbakanı ve başbakan yardımcısının da müzakereci olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD ile istihbarat alanında işbirliği konusundaki bir soruyu yanıtlarken de, bu işbirliğinin 15-20 Kasım olayları öncesinden beri varolduğunu, 11 Eylül saldırısının ardından artmaya başladığını bildirdi. Erdoğan, bu konuda ABD ile işbirliğinin olumlu istikamette olduğunu belirterek, komşu ülkelerle de durumun iyi olduğunu söyledi. Erdoğan, ABD ziyareti öncesinde Türkiye'nin gündeminde Kıbrıs, Irak, terör gibi konuların bulunduğunu hatırlatarak, ''Amerikan yönetiminin ajandasında başka konuların olup olmadığının'' sorulması üzerine, görüşmelerde ele alınan başlıkların ziyaret öncesinde oluşturulduğunu ve önceden yapılan planlamalar çerçevesinde görüşmelerin gerçekleştiğini ifade etti. Türkmenler konusunun ABD yetkilileriyle yapılan görüşmede gündeme gelip gelmediği yönündeki bir soru üzerine de Erdoğan, etnik ve mezhebi yapılanmaya karşı olduklarını, bu nedenle konuyu gündeme getirmediklerini belirtti. Başbakan Erdoğan, ''Bu görüşü savunurken biz Türkmenler'i gündeme getirsek yanlış olur. Bu, adil yaklaşım olmaz'' dedi. Başbakan Erdoğan, ABD yönetiminde Kıbrıs konusunda iyimser bir eğilimin bulunduğunu belirterek, kolaylaştırıcı konusunun bir şart olarak gündeme getirilmediğini söyledi. Erdoğan, Davos'ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan ile yaptığı görüşmede de kolaylaştırıcı konusunu meselenin çözümüne yardımcı olma noktasında gündeme getirdiğini bildirdi. Erdoğan, Annan Planı'nda 4 şart bulunduğunu kaydederek, bu şartlara yeni bir şeyin eklenmediğini kaydetti. Başbakan, ABD yönetimi ve Annan'ın girişimlerinin Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi üzerinde ikna edici bir sonuç ortaya çıkarmaması halinde durumun ne olacağı şeklindeki soruya da, ''Biz, bu konuda Sayın Prodi ile görüşmemizde de gündeme getirdik. Netice çıkmazsa kimse Türkiye ve KKTC aleyhine davranma hakkını kendinde bulamaz. Ambargonun kaldırılması konusunda elimiz güçlü hale geldi. Aldığımız mesaj, ambargonun kaldırılması yönündedir'' karşılığını verdi. PROTESTO GÖSTERİLERİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) yetkilisi Neçirvan Barzani'nin Kürt Federasyonu'nun engellenmesi girişimlerine karşılık gerekirse güç kullanacağı yönündeki açıklamalarını ve Washington'da bazı Kürt grupların protesto gösterilerini hatırlatan gazeteciye de, ''Bunlar değerlendirmeye tabi tutulacak değerde değil'' yanıtını verdi. Erdoğan, ABD'nin Kuzey Irak'taki PKK-KADEK gruplarına müdahalesi konusunda bir gelişme sağlanıp sağlanmadığına ilişkin soru üzerine de, bu konuda önemli gelişmelerin beklendiğini belirtti. Erdoğan, böyle milli meselelerde basının desteğini beklediklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan, Motorola konusunun resmi görüşmelerde gündeme gelip gelmediği yönündeki bir soru üzerine de, bunun resmi görüşmelerde ele alınmadığını, ancak kendisinin Motorola yönetimiyle bir görüşme yaptığını söyledi. Erdoğan, görüşme talebinin de Motorola yetkililerinden geldiğini kaydetti. ''ABD İLİŞKİLERİ ÇOK OLUMLU'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD ile tezkere görüşmeleri sırasında yaşanan sıkıntıların ardından bugün gelinen noktada ilişkilerin hangi düzeyde olduğu şeklindeki soru üzerine de, şunları kaydetti: ''Şimdiye kadar ki resmi temaslarda olmayan bir şey yapıldı. İlk defa Kongre ve Senato'ya Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi noktasında bir karar tasarısı sunuldu. Meclis de aldığı bir kararla bunu değerlendirmeye aldı. Seyahatimiz öncesinde böyle bir gelişmenin olması çok önemlidir. Her iki partiden de üyeler var. O bakımdan, bu gelişmeyi çok önemli buluyorum. Son dönemdeki gelişmeler, iki ülke arasındaki ilişkiler açısından çok önemlidir.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:32

İLGİLİ HABERLER