"HÜRREM SULTAN FİTNECİ DEĞİLDİR"
FATİH ŞAŞMAZ
TİRE
Bahadıroğlu, dizinin teknik ve tarihi açıdan büyük hataları içerisinde barındırdığına dikkat çekerek, "Sarayda hiçbir kimse başı açık gezmemiştir. Açık olan baş, isyan alametidir ve gövdeden ayrılır" dedi.
Konuşmasının ana temasında aile yapısı ve insan ilişkilerini işleyen Yavuz Bahadıroğlu, boş sürahinin hiçbir hükmü olmayacağını öne sürerek şöyle konuştu: "İçerisinde su yoksa sürahinin varlığı bir şey ifade etmez. Biz, yüzlerce insanı eğitimden geçiriyoruz. Esas olan adam gibi adam yetiştirebilmektir. Yetiştirdiğiniz adam değilse eğitim sisteminizde bir yanlışlık var demektir"
HAREM EĞİTİM KURUMUDUR
Osmanlı Padişahları'nın tamamının Hz. Peygamberle bir gönül bağı olduğuna dikkat çeken Yavuz Bahadıroğlu, dizide işlenildiği gibi padişahların canları istediğinde hareme girerek karpuz seçer gibi kendilerine cariye seçmediklerini söyledi. Osmanlı'da haremin anlaşıldığı ve anlatıldığından çok farklı olarak özünde bir eğitim kurumu olduğuna dikkat çeken Yavuz Bahadıroğlu, eğitim sürecinin ilkokul düzeyinden yüksek lisans eğitimine kadar devam ettiğini öne sürdü.
Bahadıroğlu, hareme alınan kadınların büyük bir titizlikle eğitimden geçirildiğini hatırlatarak, "Harem bir Enderun'dur. Buraya hediye edilen ya da satılan cariyeler, sıkı bir eğitim sürecinden geçirilirdi. Hiçbirine din değiştirme baskısı yapılmadığı gibi, eğitimini kapasitesine göre ilkokul seviyesinde bitirebilenler çırak ya da kalfa olarak saray hizmetlerinde çalışırlardı. Bunun ötesinde birçok cariyenin içerisinden astronomi, matematik, hafızlık, enstrüman çalma gibi birçok konuda eğitimini tamamlayan ve Müslüman olan bir ya da bir kaçı ancak padişaha sunulurdu. Ardından da padişah haftada en fazla iki defa hareme gider, gitmeden önce de Valide Sultan'ın elini öper ve izin alırdı" dedi.
Padişahların çok çocuk yapma sebebini de devletin bekasına olan bağlılıklarına bağlayan Bahadıroğlu, şöyle konuştu: "Kanuni'nin 7 erkek çocuğundan 4 tanesi salgın hastalık sebebiyle vefat etmişti. Diğer ikisi de yine devletin bekasını tehlikeye atacak ve kan dökülmesine sebebiyet vererek Osmanlı'yı zayıflatacak bir isyan içerisine girdiklerinden katledilmişlerdi. Burada, padişahların devletin bekası için evlatlarından bile vazgeçebildiklerini açıkça görüyoruz. Yani, asıl olan devletin bekasıdır. Bu
yüzden çok çocuk yapmışlardır."