Medya
  • 18.12.2003 12:39

ÖZAL, SADDAM'IN BOMBALARINDAN KORUNMAK İÇİN SABAHA KADAR DUA ETMİŞTİ!

Hürriyet Gazetesi yazarlarından Yalçın Doğan, Saddam'ın, Turgut Özal'ın Tahran'da bulunduğu sırada şehri bombaladığını yazdı. Doğan, İran-Irak Savaşı'ında arabuluculuk rolü için Tahran'da bulunan Özal'ın yaşadığı korku dolu anları şöyle yazdı... Özal-Saddam gerilimi ODAYA adım atar atmaz, daha ilk anda Turgut Özal'da soğuk duş etkisi yaratıyor. Saddam küstah bir tavırla, ‘‘Sizin ekonominiz iyi gitmiyor’’ diyor. Kendinden emin bir edayla ekliyor, ‘‘Bizim ekonomimiz çok iyi, cephanemiz de çok bol!..’’ 1984 Mart ayı. Özal iktidarının ilk ayları. İran-Irak savaşı tüm şiddetiyle devam ediyor. Özal önce Tahran'a, ardından Bağdat'a gidiyor. Bu geziler, Özal'ın Başbakan sıfatıyla ilk gezileri. Önemli bir amacı var. Savaşa son vermek üzere, iki ülkenin nabzını tutmak. Geziyi izleyen gazeteciler arasında ben de varım. Saddam'ı o gezide görüyorum. İnsanı ürküten, tedirgin eden, şimdi ne yapacak, dedirten havası, odaya anında yayılıyor. SALDIRGAN, KABA Çok kurnaz. Özal'ın kendisini ziyaret nedenini bildiği için, yani savaşı sona erdirme fikri, daha ilk adımda savaş bitmeyecek mesajı veriyor. Onun için cephanesinin bolluğundan söz ediyor. Karşısındakinin gardını düşürmek üzere de, ekonominiz kötü, diyerek, görüşmeye diplomatik nezaketi çoktan aşan bir kabalıkla, saldırıyla başlıyor. TAHRAN'A BOMBA Özal ise, bir yandan yine de savaşa çözümde ısrarlı. Öte yandan da, İran'la olduğu gibi, Irak'la da ticari anlaşma ortamı arıyor. O tarihte, savaşan iki ülkeyle de, aynı anda görüşen ender ülkelerden biri Türkiye. 1988'de Bağdat'a yeniden gittiğimizde, Saddam kendinden daha da emin. ‘‘Savaşı biz kazanıyoruz, İran'ın şansı sıfır’’ diyor Özal'a. Nasıl bu kadar emin?.. Çünkü: Üç gün önce, şimdiki ABD Savunma Bakanı Rumsfeld ile görüşüyor!.. ABD kendisine destek veriyor. Ne isterse!.. O nedenle, ilk görüşmeye göre, burnu daha da havada. Barışın b'sini bile duymak istemiyor. Hatta, bu ziyaretin hıncını almakta gecikmiyor. Bağdat'tan kısa süre sonra, Özal'la yeniden Tahran'a gidiyoruz. Gece yarısı bombalarla uyanıyoruz. Sabaha kadar Tahran'a bomba yağıyor. Saddam, Özal'ın Tahran'da olduğunu biliyor. Özal, kendisine tarihiyle bildiriyor. Buna rağmen, Özal ve Türk heyeti Tahran'da Saddam'ın bombalarından kendini korumaya çalışıyor. Özal kalkıp, sabaha kadar dua ediyor!.. İşte, Körfez Krizi sırasında, Özal'ın Baba Bush'a, Saddam'ın mutlaka yok edilmesi gerektiğine dönük uyarıları, bizzat yaşadığı bu deneylerin ürünü. Saddam konusunda Özal haklı çıkıyor. Saddam'ı iyi tanımak gerek. Savunma hakkını elinden almadan!.. Peşmergeler operasyonda SADDAM'ın yakalandığı haberini dünya daha öğrenmeden, Talabani kendi Bakanlar Kurulu'nu topluyor. Saddam'ın yakalanma sonrasındaki Irak sürecini görüşmek üzere!.. Bağdat ve Washington'daki ABD yönetimi ile birlikte, Saddam'ın yakalandığını ilk bilen Irak'lı, Talabani. Irak Geçici Konsey üyelerinden önce. Çünkü, ABD askerleriyle birlikte, Saddam'ı yakalama operasyonunda Talabani'nin de peşmergeleri var. İstihbarata katkıda bulunanlardan biri yine, Talabani. ABD ile Talabani arasında su sızmıyor. Bu olay, ABD gözünde Talabani'yi Barzani karşısında 1-0 öne geçiriyor!.. Bağdat'tan edindiğim bilgiye göre, Talabani ABD'ye, Saddam'ın Irak'ta tutulması ve yargılanması yönünde telkinde bulunuyor. Mantık şu: Saddam'ı Irak dışına çıkarmak yanlış. Nasıl olsa, Irak'ta yargılanacak ve idam edilecek. Yargı ve infaz için, yeniden Irak'a getirmek, dünya gözünde iyi olmaz!.. O nedenle, Saddam Katar'da haberlerini, Bağdat'ta yönetime yakın gözlemciler doğrulamıyor. Bunun dışında, son terör eylemlerini Baas değil, El Kaide'ye yükleme eğilimi ağır basıyor. Terör bir süre devam edecek, ama Saddam yanlılarının mumu yavaş yavaş sönecek. Kaçınılmaz son!.. Saddam'ın yakalanmasının Irak'taki en geniş özeti ise şu: ABD işgaline rağmen, halkta yine de, Saddam döner, korkusu vardı. Şimdi, o korku dağılıyor. Irak, her sabah yeni olaylara gebe biçimde uyanıyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:16

İLGİLİ HABERLER