Gündem
  • 28.3.2006 12:02

SEZER: "HİÇBİR ÖZGÜRLÜK ULUSAL BİRLİĞİ BOZMAK, REJİMİ YIKMAK YA DA ZAYIFLATMAK İÇİN KULLANILAMAZ"

EDA HAN
ANKARA - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, gönencin artması, ekonominin güçlü bir yapıya kavuşması için her şeyden önce huzur ve güven ortamına ihtiyaç olduğunu belirterek, Türkiye'de son yıllarda demokratikleşme sürecinde önemli adımlar atılmasına karşın terör örgütünün toplumsal huzuru bozmaya çalışan eylemleri ve provokasyonlarının Türk ulusunu yaraladığını vurguladı.
Sezer, Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) düzenlediği "Aile Şirketlerinde Değişim ve Süreklilik Zirvesi"ne katıldı. İlk kez bir oda toplantısına katılan Sezer burada yaptığı konuşmada, ASO'nun etkin bir meslek örgütü olarak Türkiye'nin gelişmesi için yaptığı katkıların yanı sıra toplumsal duyarlılığı ve sosyal sorumluluk bilinci ile yurttaşlara farklı alanlarda da destek olduğunu söyledi. Türk sanayisinin güçlenmesi ve dünyayla rekabet edecek bir yapıya gelebilmesi için arayışlarını sürdüren ASO'nun çağdaş yönetim modeliyle de sürekli kendini yenileme arayışı içinde olduğunu kaydeden Sezer, "Bu çabalar odaya bağlı sanayi kuruluşlarının rekabet gücünü arttırmış, dünya pazarlarına açılmasını kolaylaştırmıştır" dedi. Güçlü bir demokrasinin, güçlü bir ekonomiyle kurulabileceğini vurgulayan Sezer, şunları söyledi:
"Güçlü ekonomi de piyasanın tüm öğelerinin gelişmelere koşut olarak kendilerini yenilemeleri ve kurumsallaşmalarıyla olanaklıdır. Ülkemizde işletmelerin büyük bölümünü aile şirketleri oluşturmaktadır. Bu durum konunun önemini ve ülkemizin gelişmesiyle ilgili yaşamsal boyutunu ortaya koymaktadır. Ekonomi yaşamında böylesine etkin bir rolü bulunan aile şirketlerinin kurumsallaşması ve varlığını sürdürebilmek için neler yapması gerektiği konusunda bilimsel araştırma yapılmasına öncelik veren ASO'nun çabalarını mutlulukla karşılıyorum. Yoğun rekabetin yaşandığı üretim biçimleri, ilişkiler ve yönetim anlayışının değiştiği dünyamızda söz sahibi olmak ve varlığını sürdürmek isteyen ülke ve şirketlerin bu dönüşüme uyum göstermesi zorunludur. Tersi durumda diğer ülkelerle yarışmak ve dünya pazarlarına tutunmak olanaksızdır" diye konuştu.
Dünyanın bilgi toplumu ve bunun dışında kalanlar olarak ikiye ayrıldığını ifade eden Sezer, bilgi toplumu konumuna yükselemeyen ülkelerin diğerlerinin gölgesinde kaldığını, sağlıklı bir gelişme yakalayamadıklarını söyledi. Türkiye'nin nitelikli, üretken, genç nüfusuyla bilgi toplumu olma yolunda hızla ilerlemek zorunda olduğuna işaret eden Sezer, "Hepimiz bu sürece uyum sağlamak ve katkıda bulunmak için bireysel ve kurumsal düzeyde kendimizi en iyi biçimde geliştirmeli, ülkemizin güçlenmesine hizmet etmeliyiz. Rekabet gücümüzü arttıramazsak uluslararası sistemde istediğimiz yerde olamayız. Bunun için bilgi üretiminin ve araştırmanın merkezi olan üniversitelerimizle sanayiinin işbirliği ve devletin bu konudaki desteği önem kazanmaktadır. Üretimde ve diğer alanlarda bilgiye dayalı etkinliklerin yoğunlaştırılması, her alanda verimliliği arttırarak bizi dünyanın güçlü ekonomilerinden biri yapacaktır" diye konuştu.
Aile şirketlerinin güçlendirilmesi, kurumsallaşması için başlatılan çalışmaların sonuçlandırılmasının öncelik taşıdığını kaydeden Sezer, aile şirketlerinin yaşamının çok uzun sürmediğini söyledi. Bunun nedenlerinin çeşitli araştırmalarla da ortaya konulduğuna dikkati çeken Sezer, "Kültürümüzden kaynaklanan kimi olumsuzluklar sürekliliği engellemektedir. Bu nedenle geleneksel tutum ve davranışlar otoriter bir liderlik anlayışı yerine yönetimde uzlaşma sağlanmalı. Katılımcı, yeniliklere açık, kurumsal bir yapılanma hedeflenmelidir. Sürekli başarı için bu düşünce dönüşümü mutlaka gerçekleştirilmelidir. Günümüzde otoriter bir liderin başında olduğu ve tek başına karar aldığı üretim modelinin geçerliliği kalmamıştır. Bilgi paylaşımını temel alan kurumun yetkililerinin karar sürecine katıldığı, profesyonel yönetici çalıştırılmasına önem veren dinamik yönetim modeline geçilmiştir. bu model şirketlerin verimliliğini ve rekabet gücünü arttırmıştır" dedi.

"DÜNYADA HİÇBİR DEVLET TEMEL DÜZENİNE KARŞI SALDIRILARA İZİN VERMEZ"
Türk ekonomisinin yapısal dönüş yolunda son yıllarda gerçekleştirdiği atılımları umut verici olduğunu belirten Sezer, "Uygulanan sıkı para ve maliye politikalarının yanı sıra ekonomik programdan ödün verilmemesi, kimi ekonomik dengelerde belirgin bir iyileşmeyi birlikte getirmiştir. Bu gelişmelerin ülke genelinde olumlu beklentileri ve iyimserliği arttırdığı görülmektedir. Bu aşamadan sonra atılan adımların kalıcılığının ve sürekliliğinin sağlanması büyük önem taşımaktadır" diye konuştu. Ekonominin günü kurtarmaya yönelik yaklaşımlarla ele alınmaması gereken bir konu olduğunu belirten Sezer, şunları söyledi:
"Sorunların tüm ilgililerin katılımı ve desteğiyle bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesi, yapıcı ve öngörülü eleştirilerin dikkate alınması zorunludur. Kırılganlığı arttıran sorunların yanı sıra işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk kayıt dışının önlenmesi gibi sorunlar ekonomi gündemindeki öncelikli yerini korumaktadır. Reel ekonominin sorunları çözülmedikçe her sektörde kaynakların etkin ve verimli kullanımı sağlanmadıkça kalkınmış ve sanayileşmiş bir ülke konumuna gelmemiz güçtür. Özel sektörün daha yüksek katma değer yaratarak etkin bir üretici kimliğine dönmesi için bir dizi önlem geliştirilmelidir. Bu bağlamda yatırımların yapısal değişimi doğuracak dinamik ve yüksek katma değerli sektörlerde yapılması önemlidir. Böylesi bir yatırearını söyledi. Türkiye'nin nitelikli, üretken, genım ortamı doğrudan yabancı sermaye yatırımları için de en uygun iklimi yaratacaktır. Sonuçta hepimizin amacı Türkiye'nin çağdaş değerlerin ışığında gelişmesini sürdüren tüm bireyleriyle mutlu ve huzurlu, ekonomik yönden güçlü, dünyada sözü dinlenen bir ülke konumuna gelmesidir. Ekonomiyi dengelere oturmuş istikrarlı bir yapıya kavuşturmadan güven ortamını kalıcı kılmadan bu amaca ulaşılmayacağının bilinmesi gerekirdi."
Yokluklar ve olanaksızlıklar içinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik yapısı ve ulusun tek yürek olarak ülke kalkınması için çalışması için bugünlere gelindiğini belirten Sezer, "Ulusumuzun gönencinin artması, ekonomimizin güçlü bir yapıya kavuşması her şeyden önce huzur ve güven ortamına, ulusal birliğimizin korunmasına bağlıdır. Devletimizin tekil yapısına, ulusal birliğimize yapılan saldırılar üzücüdür. Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti ilkesini benimsemiştir. Demokrasi ayrıştıran değil evrensel haklar düzleminde bireyleri birleştiren bir yönetim biçimidir. Demokrasinin ve hukuk devletinin egemen kılınması için yurttaşlık bilincinin oluşması ve devletin temel değerlerine saygı duyulması zorunluluktur" açıklamasında bulundu.
Demokrasinin getirdiği özgürlükleri yasalar çerçevesinde kullanmanın her bireyin hakkı olduğunu vurgulayan Sezer, "Ancak hiçbir özgürlük ulusal birliği bozmak, rejimi yıkmak veya zayıflatmak için kullanılamaz. Herkesin devletin kurumlarına ve temel niteliklerine saygı göstermesi, demokrasinin ve yurttaş olmanın görevidir. Dünyada hiçbir devlet temel düzenine karşı saldırılara izin vermez, hoşgörü gösteremez" diye konuştu.
Türkiye'de son yıllarda demokratikleşme sürecinde önemli adımlar atılmasına karşın terör örgütünün toplumsal huzuru bozmaya çalışan eylemleri ve provokasyonlarının Türk ulusunu yaraladığını kaydeden Sezer, şunları söyledi:
"Türk ulusu tarih boyunca tüm bireyleriyle birlikte üzülmüş, birlikte sevinmiş birlikte savaşmış geleceği birlikte kurmuştur. Güçlü bir tarih ve kültür bağıyla birbirine bağlıdır. Ulus olma bilincine erişmiştir. Bizleri güçlü kılan da bu ortak bilinç ve kimliktir. Bu bilinci zedeleyecek tutum ve davranışlar asla başarıl olamayacaktır. Türkiye, sanayileşmiş ve gelişmiş ülke olarak küreselleşen dünyada hak ettiği yeri alarak ekonomik yönden güçlü olmak zorunda. Toplum olarak geçmişten ders çıkarmalı. Anlayış birliği içinde iç politika kaygılarından uzak siyaset üstü yaklaşımlarla geleceğe yönelmeliyiz. Türkiye, bölgesindeki önemli güçlerden biri olarak küreselleşmenin getirdiği olanaklardan yararlanma, yeni koşullara uyum sağlamak ve toplumun gönenç düzeyini yükseltmek kararlılığındadır."
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:43

İLGİLİ HABERLER