TÜSİAD YIL SONU İTİBARİYLE TEFE'NİN YÜZDE 32.2, TÜFE'NİN YÜZDE 31.2, FAİZ DIŞI FAZLANIN YÜZDE 5.5 OLACAĞI TAHMİNİNDE BULUNDU
KAYNAK : Haber Vitrini
İSTANBUL- Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), 2003 yılında ekonomik gelişmelere ilişkin temel risk faktörünün dış konjonktür olduğunu bildirdi. TÜSİAD, 2003 yılında faiz dışı bütçe fazlasının Gayri Safi Milli Hasıla'ya oranının yüzde 5.5 seviyesinde gerçekleşeceğini, enflasyon tahminlerinin de TEFE'de yüzde 32.2, TÜFE'de ise yüzde 31.2 olacağı tahmin ettiklerini belirtti.
TÜSİAD'ın 3 ayda bir yayınlanan Ekonomik Değerlendirme Raporu yayınlandı. Raporda seçim sürecinin ekonomi üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesinin yanı sıra, yılın üçüncü ayında yurt içinde ve dünyada yaşanan ekonomik gelişmeler ve TÜSİAD'ın 2002 yılı 2003 yılı 3 aylık ve yıllık tahminleri yer aldı.
SİYASİ BELİRSİZLİK
Ağustos ayı başında erken seçim kararının alınmasıyla piyasalarda yaşanan rahatlamanın, Mayıs ayı itibariyle finansal piyasalarda yaşanan çalkantıların temelinde siyasi belirsizliğin yattığını teyit ettiği hatırlatılan TÜSİAD raporda, "Seçimlerin ertelenmesi senaryolarına piyasaların verdiği tepkiler de bu görüşü destekler nitelikte olmuştur. Beklentiler açısından değerlendirildiğinde, erken seçimin olumlu karşılanması, uygulanan yapısal reformlar ve IMF destekli ekonomik programın çerçevesinin bozulamayacağına dair duyulan güveni yansıtmaktadır. Bu nedenle, temel ekonomik büyüklüklerde 2002 yılı için önemli bir kötüleşme beklenmemektedir. TÜSİAD, 2002 senesinde GSYİH'nın yüzde 5 artmasını, enflasyonun ise yıl sonu itibariyle TEFE ve TÜFE'de sırasıyla yüzde 32.2 ve yüzde 31.2 olmasını beklemektedir" denildi.
DIŞ GELİŞMELER
2003 yılında oluşacak ekonomik performansın, büyük ölçüde dış gelişmelere bağlı olmasından dolayı makroekonomik senaryo değişik ihtimallerinin göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilen raporda,
"Önemli dış gelişmeler olarak, Kopenhag zirvesi, Kıbrıs sorunu ve Irak operasyonu alınmıştır. İyimser senaryoda, Kopenhag zirvesinde müzakerelerin başlamasına yönelik somut bir gelişme kaydedileceği, önümüzdeki on iki ay içinde Kıbrıs konusunda tarafların anlaşabileceği bir çözüme ulaşılacağı ve Irak sorunun askeri müdahale yapılmaksızın çözüleceği varsayımları yapılmıştır" ifadelerine yer verildi.
YENİ HÜKÜMETTEN BEKLENTİLER
Kurulacak yeni hükümetin piyasalarda güven ortamını oluşturup faizlerin düşmesine yardımcı olacağı belirtilen raporda, "Yeni hükümetle birlikte yaygın bir canlanma yaşanacağı öngörülmüştür. Bu senaryo altında, GSYİH büyümesinin yüzde 7'ye ulaşması, enflasyon hedeflemesine geçilmesiyle yıl sonunda TÜFE artışının yüzde 20'ye inmesi, reel faizler yüzde 8'e inerken TL'nin dolar karşısında reel bazda yüzde 6 değer kazanması beklenmektedir" denildi.
KÖTÜMSER SENARYO
Kötümser senaryoda ise, Kopenhag zirvesinden 2003 yılı içinde müzakerelerin başlamasına yönelik somut bir gelişme elde edilemeyeceği, Kıbrıs konusunda çözümsüzlüğün süreceği ve Irak'a yönelik uzun süre devam etmesi muhtemel bir operasyon yapılacağı öngörüldüğünün belirtildiği raporda, "Kurulacak hükümet, bu olumsuz beklentilerin ışığında piyasalarda faiz oranlarını indirmekte başarılı olamayacak, Merkez Bankası zayıf parasal hedefleme uygulayacak, petrol fiyatları uzun süre 35 dolar ortalamasında kalacaktır. Bu senaryo altında, GSYİH büyümesinin yüzde 2.5 olması, enflasyondaki düşüşün durarak 2003 sene sonunda ancak yüzde 30'a gerilemesi, reel faizlerin yüzde 20'ye çıkması ve TL'nin dolar karşısında reel bazda değerinin aynı kalması beklenmektedir" ifadeleri kullanıldı.
2003 yılı baz senaryosunda, AB ve Kıbrıs konularının her ikisinde de şarta bağlı çözümlerin elde edileceği ve mali piyasalar ve ekonomik bekleyişlerin üzerindeki etkinin bir şekilde nötr kalacağının öngörüldüğü raporda, "Irak operasyonun ise kısa süreli, hızlı ve Türkiye'nin mali kaybının bir şekilde telafi edilerek gerçekleştirileceği kurgulanmıştır. Bu durumda petrol fiyatları 22 - 28 dolar bandını aşmayacak, yılın ikinci yarısına doğru enflasyon hedeflemesine geçilebilecek ve yılın ilk aylarında yaşanacak operasyonun ardından faiz oranları düşerek ekonomik canlanmayı destekleyecektir. Baz senaryoda, GSYİH büyümesinin yüzde 4.5 olması, yıl sonunda TÜFE artışının yüzde 25'e inmesi, reel faizlerin yüzde 13 olması, TL'nin dolar karşısında reel bazda yüzde 3 değer kazanması beklenmektedir. Tüm senaryolarda faiz dışı fazlanın GSMH'ya oran olarak yüzde 5.5 olması beklenmektedir" denildi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:33