Gündem
  • 18.11.2009 00:00

BAYKAL: BÖLÜCÜLÜK YAPIYORSUN SAYIN BAŞBAKAN

TBMM - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''bölücülük'' yaptığını öne sürerek, Erdoğan'a ''Bölücülüğünü bana gerici diyerek kapatamazsın'' diye seslendi.
Baykal, partisinin Meclis grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'de, hiçbir demokratik hukuk devletinde görülmeyen olayların yaşandığını ve bunlara yönelik önlem alınmadığını savunan Baykal, ülkenin ''derin bir bunalıma doğru sürüklendiğini'' söyledi.
''Bu bunalımın temelinde hiç şüphe yok ki bir anayasal hazımsızlık, bir anayasal çatışma var'' diyen Baykal, ''Türkiye'nin bir korku toplumu haline dönüştürüldüğünü savundu. Deniz Baykal, şöyle devam etti:
''Bu böyle gitmez. Böyle bir ülke olmaz. Bu tablo kabul edilemez. Bu tablo karşısında kimsenin yapabileceği bir şey yok diye devam etmek,Türkiye'yi çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya bırakma sonucunu doğurur.
Böyle bir tatsız gidiş var. Meydanı boş buldu birileri, daha doğrusu meydanı boşalttı... Medyadan boşalttı, yargıdan boşalttı, sivil toplum örgütlerinden, sendikalardan, üniversitelerden boşalttı, basını, televizyonu susturdu, 'meydan şimdi benim meydanım istediğimi yaparım' diye önünde kalan temel anayasal kurumlar hangileri ise onları da şimdi kendi kafasına göre şekillendirme mücadelesini resmen açtı. Yaşanan budur ama bu gidiş iyi bir gidiş değildir.''

-TELEFON DİNLEMELERİ-

Baykal, konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planının'' altındaki ıslak imzayla ilgili Adli Tıp Kurumunun rapor verdiğini, bunun gereğinin yapılması gerektiğini söylediğini belirtti.
Erdoğan'ın, rapordaki ''el imzası ürünü olduğu anlaşılmıştır'' ifadesinin, literatürde kabul gördüğünü, ''kilidi bununla açalım'' dediğini ifade eden Baykal, ''Ne oldu o kilit, anahtar? Çatışma az buz değil. Olayın bir tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri var (TSK), kurumsal kimliğiyle hedef seçiliyor. Başbakan 'bırakın' diye rica ediyor. Ne oldu, askeri personel gitti, ifadesi alındı, hukuk süreci işledi, önce tutuklandı, sonra oy birliğiyle tahliye edildi. Bir yerde yanlış var da yanlış nerede?'' diye sordu.
İsim vermeden Dursun Çiçek'ten bahseden Baykal, Çiçek'in, ıslak imzalı olduğu iddia edilen belgeyi, mahkemede eldiven takarak tuttuğunu anımsattı.

-''KARARGAH FAALİYETİ YÜRÜTÜLÜYOR''-

Baykal, Ankara'daki askeri mahkemenin, bu konuyu incelemeye devam ettiğini belirterek, yeni delili istediğini anımsatarak, 4 kez yazı yazmasına rağmen belgenin gelmediğini kaydetti.
CHP Genel Başkanı Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Herkes, 'Adli Tıp'ın bu şekilde hüküm vermesi yeterli değil' diyor. Türkiye'de bu konuda hüküm verebilecek pek çok kuruluş var. Ortada koca, kolektif sistem çalışıyor. Bu, bir kişinin üstesinden geleceği, bir anlık bir iş değil. Uzun süreli, kapsamlı, devlet içinde, pek çok yere uzanmış faaliyet gösteren birilerinin oluşturdukları bir karargahın ortaya koyduğu iddialar. Bu iddialar, örgütlü, karargah iddiaları. Devlet içinden yalan, yanlış, doğru, çarpıtılmış veya bir kısmı doğru bir takım bilgilerin, istihbaratın, belgelerin, bir yerlerde toplanıp, değerlendirilip, tasnif edilip, belli bir takvim içerisinde kullanılması anlayışına dayalı bir faaliyetin, karargah faaliyetinin yürütülmekte olduğu anlaşılıyor.''
CHP Lideri Baykal, telefon dinleme krizinin de bundan bir farkının bulunmadığını ifade etti.

-''BÖLÜCÜlÜK YAPIYORSUN SAYIN BAŞBAKAN''-

Baykal, Hükümetin ''açılım'' konusunda büyük bir telaş içine girdiğini, CHP'ye saldırarak ve suçlayarak, olayı ''CHP-AKP kavgası'' gibi bir zemine çekerek, yaşanan yanlış gidişatı milletin gözünden saklamaya çalıştığını savundu. Baykal, sözlerine ''İçişleri Bakanının gizleyerek, kimse fark etmesin diye kalabalığın içine yerleştirdiği bir tek cümle,( devletin etnik dilde eğitim yapmayı öngördüğünü) ifade eden söylemi... Bu kırılmanın ortaya çıktığı noktadır'' diye devam etti.
Bunun şu andaki Anayasa'ya aykırı olduğunu belirten Baykal, ''Bu istikamete girmek bir Anayasa suçudur. Bu doğrultuda karar alan herkesin, üniversite yöneticisi, Milli Eğitim Bakanlığı yetkilisi, Hükümet üyesi, Bakan, Başbakan, AKP yöneticisi, kimse, bu tezgahın içinde yer alan herkesin bir Anayasa suçu işlemekte olduğu gerçeğine dikkatlerinizi çekiyorum'' dedi.

-''SEN, BÖLÜCÜLÜK YAPIYORSUN'' -

YÖK Başkanı'nın konuya ilişkin yaptıklarını dikkatle izlediklerini kaydeden Baykal, ''Yapılmakta olan vahim bir iştir. Herkes aklını başına alsın. Başbakan ne diyor? (Sen de gericisin) diyor. Benim gerici olup olmadığım tartışmasını zemininde yaparız. Ama sen bölücülüğünü bana gerici diyerek kapatamazsın. Ben o tartışmaya o çerçevede katkı vererek saptırmaya alet olmam. Sen bölücük yapıyorsun sayın Başbakan'' diye konuştu.
Genel görüşmenin öngörüşmesinin 10 Kasım'da yapılmasına yönelik eleştirilerini sürdüren Baykal, Genel Kurul'da CHP milletvekillerinin gerçekleştirdiği pankartlı gösteriye ilişkin eleştirileri de eleştirdi.
Başbakan Erdoğan'ın ''Asıl Atatürkçü biziz, Atatürk mezarından kalksa gelse bunları def eder'' dediğini belirten Baykal, ''Rica ederim, Atatürk eğer yaşamış olsaydı, sen oralarda olabilir miydin? Seni oraya getiren o oluşumlara Atatürk izin mi verirdi?'' dedi.

-''100 METRE REKORU...''-

Başbakan Erdoğan'ın, ''Tevhidi Tedrisat Kanunu, harf inkılabı ve laiklik gibi konularda geçmişte söylediğini belirttiği sözleri'' dile getiren Baykal, şöyle devam etti:
''Sayın Erdoğan'ın düşüncelerinin ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz, ama CHP'ye bulaşmaya çalışmasına anlam veremiyoruz. Bununla, şu anda içinde bulunduğu açılım açmazından kendisini kurtarmaya çalışıyorsa, onun yolu o değil. Onun gereğini yapacak, içine sindirecek. Efendim 'Atatürk kalkacak da bizi def edecekmiş?' Fıkralar dolaşıyor, Atatürk kalkarsa Sayın Başbakan'ın 100 metre rekoruna kıracağına ilişkin... Sen Atatürk'ü bırak da Hazreti Ömer kalkarsa senin halin ne olur? Bu tabloya nasıl geldin, nasıl yaşıyorsun, senin kazancın nedir, yetim hakkı yedin mi yemedin mi? Hazreti Ömer şöyle bir kalkabilirse, kalkıverirse, senin halin ne olur? Hazreti Peygamber kalkacak olursa, sen nasıl bir yaşamın içindesin, senin çevrendeki insanlar, onlarla senin ilişkilerin, kimlere ne için alet oluyorsun, bütün bunların hesabını sana soracak olursa, senin halin ne olur Sayın Tayyip Erdoğan?''
Grup toplantısını izleyen bir vatandaşın, ''Sayın Genel Başkanım Onur Öymen için ne diyorsun'' demesi ve görevlilerin müdahalesi üzerine Baykal, ''O konularda hepimiz gerekenleri konuştuk'' dedi.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 13:58

İLGİLİ HABERLER