Dünya
  • 26.4.2004 00:15

PAPADOPULAS : ÇÖZÜM İÇİN YENİ BİR GİRİŞİMDE BULUNACAĞIZ

Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos, Kıbrıs sorununun çözümü için birkaç hafta gibi kısa bir süre içinde olmasa da yeni girişimde bulunulacağı kanaatinde olduğunu söyledi.


Papadopulos, yabancı gazeteciler için yaptığı basın toplantısında, Rum tarafının müzakereye açık olduğunu ve çözüm için çaba harcamayı sürdüreceğini ifade etti.


Uluslararası toplumun gelişmeleri değerlendirdikten sonra yeni bir çözüm imkanı olup olmadığına bakacağına inandığını söyleyen Papadopulos, ''Şimdi sahnede AB de var. Çözüme olan ihtiyaç ortadadır ve bu ihtiyaca yanıt bulunacaktır. Bu çerçevede yeni bir hareketlenme ve girişim olacağı kanısındayım'' dedi.


Sorular üzerine, müzakere sürecinin tekrar başlaması halinde bunun BM gözetiminde olabileceğini söyleyen Papadopulos, bunun BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde olduğunu belirtti. Papadopulos, ''Kıbrıs'ta topluluklar arasında diyalog olduğunu, bu diyalogun sürmesini arzu ettiklerini, ancak çözüm gibi karmaşık bir konuda BM gibi bir uluslararası kuruluşa ihtiyaç duyulduğunu'' söyledi.


Kıbrıslı Türklerin AB'nin nimetlerinden faydalanmaları için ''imkanlar ve kurallar'' çerçevesinde tüm çabayı göstereceklerini de belirten Papadopulos, ''Bu konu, yarın Lüksembourg'da yapılacak AB genel işler toplantısında ele alınacak. Bu çerçevede şimdiden benim açıklama yapmam doğru olmaz, ancak kuzeyin ekonomik açıdan güçlendirilmesi ve Kıbrıs Türklerinin rahatlatılması, bizim açımızdan doğru bir politikadır. Kıbrıslı Rumlar sırtlarını Kıbrıslı Türk vatandaşlarına dönmüyorlar. Kıbrıslı Türklerin, ülkelerinin AB'ye girişinin nimetlerinden yararlanmaları için elimizden geleni yapacağız'' dedi.
13 Haziran'da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine de değinen Papadopulos, Rum siyasi partilerine Türk adayları da listelerine almaları için çağrıda bulunduğunu belirtti.


''Kıbrıs Cumhuriyeti'' adına parlamentoda 6 sandalye bulunduğunu söyleyen Papadopulos, ''Bunlardan 2'sinin Türk olmasını isteriz, ancak tüm Kıbrıs bir tek seçim bölgesidir ve bazı çevrelerin önerdiği gibi iki sandalyenin Kıbrıslı Türkler tarafından daha sonra doldurulmak üzere boş bırakılması mümkün değildir. Bu çerçevede siyasi partilere, listelerinde Türk adaylarına yer vermeleri çağrısında bulunuyorum'' diye konuştu.


Kıbrıs Rum yönetiminin, referandum sonucu nedeniyle AB içinde soğuk karşılanacağına ilişkin soruları da yanıtlayan Papadopulos, referandumun demokratik bir süreç olduğunu ve halkın demokratik hakkını kullandığı için cezalandırılacağını sanmadığını söyledi.


Bu sonuçla Rum kesiminin uluslararası imajının zedelendiğini kabul ettiğini belirten Papadopulos, şöyle konuştu:


''Bu durumun farkındayız, ancak herkese, referandumda hayır dememizin kötü niyetimizden kaynaklanmadığını anlatacağız. Bu tutumumuzu aktarmak için büyükelçilerimiz ve görevlendireceğim özel temsilciler çalışacaktır. Umarım dünya basını 'iyi adam-kötü adam' nitelemesi kolaylığına düşmeden bizim görüşlerimizi de aktarır. Onun dışında AB'de ne olacak? Devlet yemeğinde bana servis yapmayacaklar mı?'' Sorular üzerine büyük çabalarla hazırlanan Annan planının ortadan kaybolmayacağını belirten Papadopulos, bu planın geçmişteki müzakerelerin sonuçlarına dayandığının planın içinde belirtildiğine dikkat çekti.


Papadopulos, ''Bu plan söylediğim gibi ortadan kaybolmayacaktır. Bizim arzumuz, Kıbrıslı Türklerin herhangi bir hakkını ihlal etmeden, plan üzerinde gerekli değişiklikleri yapmaktır. Bizim talebimiz bu. Türk tarafından adada iki ayrı devletin söz konusu olduğu biçiminde açıklamalar yapıldığı için üzgünüm. Çözüm çabası sürecektir'' diye konuştu.

Öte yandan, referandumda hayır sonucu çıkmasının, Rum tarafının ''haklı isteklerinin dikkate alınmamasından kaynaklandığını'' savunan Papadopulos, bu isteklerin Annan planının ruhuna uygun olduğunu, BM'nin kendisini teyit etmiş olmasına rağmen, Türk taleplerinin karşılanması gerektiği yoluna gidildiğini söyledi.


Papadopulos, şöyle devam etti:


''Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal'in sunduğu 11 öneri, ki özellikle AB çerçevesinde olanlar, hemen tamamıyla kabul gördü. Bizim taleplerimiz ise dikkate alınmadı. Burgenstock'ta benim dışımda hiç kimsenin ciddi müzakere çabası yoktu. Herkes bir an önce sonuç aşamasına varmak için zaman geçiriyor gibi görünüyordu.


Sonuçta, görüşmelere katılan herkesin Türkiye'yi tatmin etmek ve Kıbrıs Türklerinin evet demesini sağlamak çabası içinde olduğunu gördük. Fakat bu arada, çok daha büyük Rum toplumunun da plana evet demesi için ikna edilmesi gerektiği unutuldu.'' Referandum sürecinde Rum kesiminden hiçbir halkı etkileme girişiminde bulunulmadığını söyleyen Papadopulos, bu tür girişimlerin, seçmenler üzerinde korku, güvensizlik ve belirsizlik yaratma amaçlı açıklamalarla dışarıdan yapıldığını savundu.


Halkın egemen arzusunun oylama süreciyle ortaya konduğunu ve tam anlamıyla saygı gösterilmesi gerektiğini belirten Papadopulos, ''Eğer hayır yanıt olarak kabul edilmeyecekse niçin referandum çağrısı yapıldı? İnsanların başkaları tarafından alınmış karara yalnızca onay vermeleri mi bekleniyordu?'' dedi.


Kıbrıslı Rumların adada Türk birliklerinin bulunması ve 1960 anlaşmalarını da aşan bir çerçevede garanti anlaşmasının planda yer almasını kabul etmediklerini söyleyen Papadopulos, ''Bu anlaşma, Kıbrıs'ın 1974'de işgali için Türkiye tarafından gerekçe olarak kullanılmıştır. Olay yalnızca adadaki Türk birlikleri meselesi değildir. Unutulmamalı ki, Türkiye yalnızca 40 mil uzaklıktadır ve 8 saat içinde adaya tankıyla topuyla bir tugay indirebilecek durumdadır'' diye konuştu.


Kıbrıslı Rumların planda 45 bin Türk yerleşimciye vatandaşlık verilmesi ve 20-25 binine daha oturma izni ve daha sonra tabiyet verilmesine karşı olduğunu söyleyen Papadopulos, Türk yerleşimcilerin dün oy kullanmalarına izin verilmesinin de Rum halkı tarafından anlaşılamadığını kaydetti.


Papadopulos, ''Kıbrıslı Rumlar göçmenlerin evlerine dönmelerine imkan tanımayan bu planı onaylamadılar. Bu planda 2023 yılında bile yalnızca Türkçe konuşan bölgenin nüfusunun yüzde 18 kadarı Rumun yerleşmesine izin veriliyor. Ayrıca plana konan tazminatların yeni kurulacak devlete aktarılması konusu da Rumlar tarafından reddedilen bir noktadır. Biz Kıbrıs sorununun çözümünü reddetmedik. Bu çözüm yöntemini reddettik'' diye konuştu.

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:05

İLGİLİ HABERLER