ŞENER: BAŞBAKAN GİTMEDEN ÜLKEDE KRİZ BİTMEZ
RECAİ YÜKSEL-METİN DEMİR/SAKARYA
TP Genel Başkanı Abdüllatif Şener, partisinin Sakarya İl Başkanı Aydın Zengin'in babası Necip Zengin'in (87) vefatı nedeniyle Akyazı ilçesi Gebeş köyünde bulunan evinde taziye ziyaretinde bulundu. Partililerle görüşen ve taziyelerde bulunan Şener, ülke gündemine ilişkin konularda açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de yaygın bir dinlemenin olduğunu belirten Şener, şöyle konuştu: "Türkiye'de yaygın bir dinleme var. Bu dinlemelerin özellikle son dönemdeki dinlemelerin 2004- 2005 senesi dinlemelerin iktidara olumsuz bakan veya eleştirel bakan aleyhte tavır sergileyenler üzerinde ortaya çıkan dinleme olaylarından anlaşılmaktadır. Özellikle telekomünikasyon iletişim kurumunun kurulması, dinlemelerin belli bir düzene bağlanacağı iddiasıyla gerçekleşmişse de ortaya çıkan sonuç Türkiye'de çok yaygın bir dinlemenin var olduğudur. Bu sonuç yaygın dinleme arşivlerinin var olduğunu göstermektedir. Bunun hukuk devleti ilkelerine uygun bir durum değil.
Bu ülkenin demokrasi standardını düşüren ve yok eden bir durumdur. Türkiye'nin yeniden inşa edilmeye yeniden hukuk devletinin hakim kılınmasına ihtiyaç vardır."
Hükümetin demokratik açılım çalışmalarını yanlış yönettiğini söyleyen Şener, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de basın özgürlüğü yoktur. Hiçbir basın mensubu Türkiye'de basın özgürlüğü var diyemez. Onun için bu açılımla ilgili konunun nasıl olgunlaştığı nasıl pişirildiği medyada yer almıyor yabancı dergi ve gazetelere baktığımızda işin nasıl olgunlaştığı ile ilgili bir takım bilgilere rastlıyoruz. Dergilerin yazdığına göre başbakan 1 yılı aşkın konuyu yurt dışında yabancı ülkelerle bürokratları vasıtasıyla doğrudan veya dolaylı müzakere etmek suretiyle sürdürüyor. Yani Türkiye'nin gündemine dışardan girmiş bir konu yazılan söylenen bir konudur. Birkaç aydır tartışılıyor ama işin özü ile ilgili bazı ip uçları sızmış olsa da hükümetin ağzından açılımla ilgili net şeyler henüz söylenmemiştir. Sürecin yanlış idare edildiği ortadadır birlik beraberlikten bahsederken daha başlar başlamaz konuyu kavga haline dönüştüren konuyu karşılıklı kin ve nefret duygularını körüklemeye yönelik üslupla sürdüren başbakandır diğer partilerin genel başkanları sözcüleridir bu ortam da Türkiye'de ayrımlaştırmayı derinleştirmiştir ve zarar vermiştir."
BAŞBAKAN KENDİ EKONOMİK DURUMUNU ANLATIYOR
Türkiye'de işsizliğin patladığını belirten Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümeti memnun etmek için, ekonomik buhranı hafifletmeye yönelik her türlü yoruma rağmen büyük bir krizin içerisinde olduğu görülmektedir. 13,4 'lük bir ağustos ayı işsizlik rakamı açıklanmıştır bu rakamları ilgili aylar itibariyle takip etmek lazımdır. Yaz ayları işsizlik oranlarının en düşük olduğu aylardır. Ağustos ayı geçtikten sonra geçici işçiler işsiz kalacakları için işsiz rakamlarına dahil edilecekleri için buna rağmen yüzde 13.4'lük işsizlik oranı korkunç bir işsizlik oranıdır ve genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 24 olarak açıklanmıştır. Genç nüfusun dörtte biri yaz ayında dahi mevsimlik işçilerin azaldığı dönemde bile 4 gençten biri işsiz olarak karşımıza çıkmaktadır bu korkunç bir şeydir. Tarım dışı işsizlik oranı yüzde 17'ye çıkmıştır çalışabilecek insanların 5'te biri her 5 kişiden biri işsizdir bu korkunç bir tablodur. Bu tabloya iş aramayanları ve iş bulma umudunu kaybedenleri eklerseniz en korkunç tablodur çünkü dünyada en yüksek işsizlik oranı Türkiye'dedir. Bu haliyle ekonominin en ağır bir şekilde yaşandığı ülke Türkiye'dir. Ancak başbakan ekonomi iyidir diyor krizin teğet geçtiğini söylüyor. Kendi ekonomisini anlatıyor."
Hükümetin kriz hükümeti olduğunu ileri süren Şener, şunları söyledi: "Başbakanın varlığı bir krizdir görevde olduğu sürece ekonomi yönettiği sürece bu ülkede kriz bitmez. Krizin adresi başbakan ve hükümetidir. Nitekim açıklamış oldukları orta vadeli planda son 3 yıl içinde dünyanın en büyük işsizliği Türkiye'de yaşanacaktır. Bunu kim söylüyor Başbakan ve hükümeti söylüyor. Bu hükümet gitmeden, bu başbakan gitmeden Türkiye'de kriz bitmez."
