Gündem
  • 30.6.2023 10:39

Su savaşları kapıda

Günümüzde 300’e yakın sınır aşan su havzasında irili ufaklı anlaşmazlıklar göze çarpıyor. Su kadim zamanlarda hendek kazma, susuz bırakma, zehirleme gibi taktiklerle savaş enstrümanı olarak kullanıldı. Şimdi ise hem istikrarsızlaştırma hem de baskı unsuru ve savaş sebebi olma yolunda hızla ilerliyor.

Çocukluğumuzda, köyde sıklıkla duyardık ya da şahit olurduk tarla, bahçe ve bağ sulaması ile ilgili köylüler arasında anlaşmazlıklara. Bazen yaralanmalar ve ölümlerle de neticelenirdi bu su paylaşım kavgaları. Anadolu’nun eşsiz bir simgesi olarak, susayan insanların ve hatta uzun olukları ile hayvanların içmesi için dağda, bayırda çeşmeler yapan insanımız sulama söz konusu olunca suyu paylaşmada zorlanırdı.

Mardin’de görmüştüm, önceki medeniyetler çeşmeyi insan hayatının evrelerine göre şekillendirip çeşmeyi yani suyu hayatla özdeşleştirmişlerdi. Zaten “Her şeye su hayat vermişti” bu onun çeşme şeklindeki bir metaforu idi. Şimdi, modern dönemlerde adeta bir köy haline gelen dünyada köyümüzün çiftçilerine benzeyen devletler, çeşitli sebep ve bahanelerle, su paylaşımı üzerine kavga ediyorlar. Belki de ileriye doğru bu kavga daha da kızışacak.

Su, ma’, ab, water, wasser, aqua, pani, ma’im, ap, şuyi, mizu; hangi dilde telaffuz edersek edelim su her canlı için hayatın temel unsurudur ve öyle de kalmaya devam edecektir.

Suyun bol ve daha da önemlisi temiz, insanların az ve su üzerine kavgaların nadir olduğu eski dönemler maalesef orta ve uzak mazide kaldı.

Mekong Nehri.

İlk su savaşı Mezopotamya’da oldu

Eski dönemlerde de su kavgaları hatta savaşları olmadı değil: Mesela, çok uzakta değil yakınımızda, Mezopotamya’da, bundan 4500 yıl önce dünya tarihinin bilinen doğrudan ilk su savaşı Sümer şehir devletleri Umma ile Lagaş arasında Dicle ve Fırat nehirleri üzerine yaşanmıştır.

Su Çatışma Kronolojisi isimli bir çalışma bu ilk ‘su savaşı’ndan yani Milattan Önce 2500’den 2022’de Rus ordusunun Kırım Yarımadası’na su akışını engelleyen barajı yıkmasına kadar 1298 çatışma belirlemiş. Tabii günümüze doğru yaklaştıkça anlaşmazlık, kavga ve çatışmaların yoğunlaştığının altını çizerek. Dünya bölündükçe, tabi kaynaklar da bölünmeye ve anlaşmazlık büyümeye, özellikle sanayi devrimi sonrası su kaynakları ile ilgili sorunlar uç vermeye başladı.

Colorado Nehri.

Ganj Nehri.

Sanayi devrimi anlaşmazlıkları tetikledi

Su depolama tekniklerinin gelişmesi, tarımsal ve endüstriyel tüketimin olağanüstü artması, yanlış su politikaları, aynı şekilde nüfusun katlanarak çoğalması, kaynakların kirlenmesi, kuraklıklar ve iklim değişikliğinin dengeleri bozması ile birlikte su çok daha değerli bir hale geldi.

Sadece sınır aşan sularla ilgili değil, ülke içerisinde de paylaşım bağlantılı su kavgaları başladı.

Önemli sınır aşan su anlaşmazlıkları

Öncelikle sınır aşan suların sebep olduğu anlaşmazlıklara bakacak olursak: Günümüz dünyasında, üç yüze yakın sınır aşan su havzasında irili ufaklı anlaşmazlıklar göze batıyor.

Bu anlaşmazlıkların en önde ve güncel olanlarından birisi 11 kıyıdaş ülkeyi sulayan Nil Nehri’dir. Etiyopya’nın Mavi Nil üzerine baraj yapması Nil Havzası ülkeleri özellikle de suyu bir milli güvenlik meselesi olarak gören Mısır’ı rahatsız etmiştir. Gerilim sürmektedir.

Türkiye’nin kaynak ülke olduğu Fırat ve Dicle Nehirleri ile ilgili anlaşmazlık da dinamiktir. Su verme hususunda Türkiye bir sorun çıkarmamakla birlikte, Suriye ve Irak’ın Türkiye’yi (Terör örgütü PKK üzerinden) istikrarsızlaştırma çabalarını da burada zikretmek gerekir. Özellikle Fırat üzerinden geçmişte Suriye ve Irak arasında da savaşın eşiğine gelecek kadar sorunlar yaşanmıştır.

Pakistan’la Hindistan arasındaki İndus Nehri sularının paylaşımı da nükleer komşular arasında büyük sorunlar çıkarmaya aday gözükmektedir. Diğer taraftan Hindistan ile Bangladeş arasında Ganj Nehri suları paylaşımı, Çin, Hindistan, Bhutan ve Bangladeş arasında Brahmaputra Nehri suları paylaşımı da önemli anlaşmazlık potansiyeli taşımaktadır. Özellikle, Çin’in Brahmaputra üzerine yapmadığı planladığı büyük baraj projesi Hindistan’la ilişkilerini bir hayli germeye adaydır.

Orta Asya da önemli su anlaşmazlığı olan bölgelerden birisidir. Sovyetler döneminde başlayan yanlış su politikaları neticesinde adeta yoğun bakıma girmiş Aral Gölü çevre felaketinin yaşandığı bölgedeki Amu Derya ve Siri Derya sularının paylaşımı zaman zaman bölge ülkeleri arasında ölümcül çatışmalara yol açmaktadır. Uzmanlar bölgede çatışma riskini yüksek görmektedirler. Amu Derya bağlamında denkleme Taliban yönetimi ile birlikte Afganistan’ın da girmesi işleri daha da karıştıracaktır.

Hilmend ve Herirud nehirleri kısa ve orta erimde sadece Afganistan ve İran’ı değil tüm dünyayı meşgul edecek, parlama potansiyeline sahip su anlaşmazlık noktalarından birisidir. Afganistan’dan Pakistan’a akan Kabil Nehri ile ilgili iki ülke arasında problem yaşanma potansiyeli yüksektir.

Mekong Nehri üzerinde yapılmış ve yapılacak, özellikle Çin ve Laos, hidroelektrik barajlar kıyıdaş ülkeler arasında diplomatik gerginliklere yol açmaktadır. Mekong su havzası da önemli anlaşmazlık noktalarından birisidir.

Rio Grande Nehri ABD ile Meksika arasında anlaşmazlık konusu olan bir başka nehirdir. İki ülke arasında 2000 kilometreden daha fazla bir sınır oluşturan nehrin suları aradaki, belki de diğer ülkelere örneklik oluşturabilecek, ikili bir anlaşma uyarınca paylaşılmaktadır.

Dünyada en fazla paylaşılan nehir havzalarına sahip Avrupa’da da durum farklı değildir. Burada da aniden su anlaşmazlıkları /çatışmaları görebiliriz. Mesela, 17 Avrupa ülkesinin doğrudan bağımlı olduğu Tuna Nehri de çatışma potansiyeli taşıyan önemli nehirlerden birisidir.

Bu nehirler sadece ilk bakışta göze çarpan fiili ya da anlaşmazlık/çatışma potansiyeli taşıyan sınır aşan sulardır. Güzel örnekler göz önüne alındığında her tarafa zarar veren anlaşmazlık yerine iş birlikleri ve dayanışmalar sorunların çözümünde yegâne yol olarak gözükmektedir.

Ülkelerin kendi içerisinde de su anlaşmazlıkları var

Diğer taraftan ülkelerin kendi içerisinde de, çiftçiler, sanayiciler ya da sade vatandaşlar arasında suya elzem ihtiyacı olanlar arasında bir tür “su savaşları” yaşanmaktadır.

En çarpıcı örneklerden birisi “Amerikan Nil’i” olarak nitelendirilen Colorado Nehri’dir. “Yedi Susamış” eyalet bir asırdan fazla bir zamandır nehrin suları üzerine kapışmaktadır.

Son bir yerel “su savaşı” örneğini Fransa’dan verelim. Sainte-Soline kasabasında toplanan 25 bin protestocu sulama amaçlı yapılması planlanan su toplama alanlarına karşı çıktı ve güvenlik güçleri ile kıyasıya çatıştı.

Su kadim zamanlarda hendek kazma, nehir yatağı değiştirme, susuz bırakma, zehirleme vesaire gibi taktiklerle bir savaş enstrümanı olarak kullanıldı. Şimdi ise insanlık tarihindeki belki de en değerli dönemini yaşıyor ve yoğun bir şekilde bir istikrarsızlaştırma ve baskı enstrümanı olarak kullanılıyor. Konunun yerli ve yabancı uzmanları ihtimal vermese de suyun kendisi bir savaş sebebi olma yolunda da hızla ilerliyor.

Güncellenme Tarihi : 30.6.2023 10:41

İLGİLİ HABERLER