Medya
  • 6.10.2004 00:33

VATAN GAZETESİ AYDIN DOĞAN'IN RESMİ SÖZCÜSÜ OLDU

Televizyonlarda reklamları kısıtlama girişimi, Doğan Gurubu ile Vatan arasında ince bir işbirliğiyle gündeme geldi. Kendisi de televizyon sahibi olan Doğan'ın, reklam sürelerine karşı çıkmasının altında başka hesap var.

Televizyonların reklam süreleriyle ilgili tartışma, başladığından çok farklı bir noktaya taşındı.

Krizin derinleştiği günlerde, televizyon kanalları, azalan reklamlara çözüm yolu gliştirmek ve sektörlerin kendilerini tanıtma fırsatı bulmasına yardımcı olmak amacıyla fiyatlarını iyice aşağı çektiler.

Böylece Küçük ve Orta Boy İşletmeler olarak nitelendirilen KOBİ'ler, ürettiği ürün ve hizmetlerini televizyondan geniş kesimlere tanıtma fırsatı buldu. Bu yaklaşımın, sektörlere cansuyu niteliğinde olduğu zamanla anlaşıldı.

Zamanla reklam sürelerinde işin endazesi kaçtı. Harekete geçen RTÜK, reklam yayın şartlarını ve sürelerini yeniden belirledi. Reklam süreleri RTÜK'ün şart koştuğu "program içi 6 dakika, program arası 8 dakika" olacaktı. Reklam kuşakları arasındaki süre de 20 dakikadan az olmayacaktı.

Bu süreleri yetersiz bulan yayıncılar, pratikte bir bir çözüm yolu geliştirdi ve uygulamaya konuldu. Reklam yayın süresi program içerisinde 8 dakikadan, iki program arasında ise 10 dakikadan uzun olmayacaktı. Kuşaklar arasındaki süre de 15 dakika olarak uygulanacaktı.

Bu uygulama, 2004 Nisan ayına kadar sürdü. Bazı televizyonlar, reklam sürelerinde ölçüyü kaçırdı ve reklamarası program sunmaya başladı.

GAZETELER PARAYLA, TELEVİZYONLAR BEDAVA

RTÜK'ün uyarması üzerine yayıncılar, yeniden çözüm arayışına girdi. Bu sırada kendini "bağımsız" olarak nitelendiren Doğan Gurubu destekli Vatan gazetesi, öne atıldı.

Televizyonlarda reklama isyan bayrağı açtı. Reklam çokluğundan programların seyredilemediğini öne sürdü. Oysa Vatan'ın gözden kaçırdığı bir nokta vardı.

Gazeteleri, okuyucuları para vererek satın alıyordu. Televizyonu ise herhangi bir bedel ödemeden izliyordu. Açtığı kanalı beğenmeyen bir izleyici, sahip olduğu uzaktan kumanda yardımıyla bir tuşla bir daha o kanala dönmeyebilecek seçeneğe sahipti.

Okuyucu, bayiden aldığı gazeteyi beğenmediği takdirde iade edip başka gazete alma seçeneği yok. Böyle bir alternatifi var ise de bugüne kadar bu şık çok ustaca okuyuculardan gizlenmiş olmalı.

Durum böyle iken Vatan gazetesi, bütün bunları gözardı edip televizyonları hedef tahtasına koymayı başardı. Gazeteler, okuyuculardan para aldığı gibi, reklam verenlerden de para alıyor. Televizyonların ise tek gelir kaynağı reklamlar. Televizyonların yaşayabilmesinin tek şartı reklam geliri.

Haber olması gereken sayfalar reklamlarla kaplı. Hürriyet gazetesi, 40 sayfa olmasıyla övünüyor. Ama reklamın en az olduğu gün hafta başında bile 25 sayfası reklamla dolu. 32 sayfalık Milliyet'in 13 sayfası, 26 sayfalık Vatan'ın da 11 sayfası reklamla kaplı.

DOĞAN GRUBU NİÇİN SAVAŞ AÇTI?

Vatan'ın, danışıklı başlattığı kampanyayı Doğan Grubu sahiplendi. Kendisi de televizyon sahibi olan Doğan Grubu, bunu yaparken çok da "tarafsız" görünebildi. Haberi okuyan veya izleyene, "Adamın kendi televizyonu var. Gene de fazla reklama karşı çıkıyor. Helal olsun" dedirtme "tarafsızlığını" gösterdi.

Oysa gerçek epeyca farklı. Doğan Grubu, sahip olduğu Kanal D ve CNN Türk ile televizyonlarda yayınlanan toplam reklam gelirinin ancak yüzde 20'sini alabiliyor. Gazetelerde yayınlanan reklamların toplamından elde ettiği pay ise yüzde 65 dolayında.

Bundan dolayı, reklam gelirlerinin televizyonların lehine değişmiş olması Aydın Doğan'ın işine gelmiyor. Görsel basında yapılan kısıtlamalar, gazetelerin işine yarıyor. Gazetelerin reklam paylarının artması ise Doğan Grubu'nun toplamdan aldığı payı yükseltiyor.

HABER7.COM

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:02

İLGİLİ HABERLER