Gündem
  • 29.5.2002 15:36

YAZICIOĞLU: "TÜRKİYE'Yİ ETNİK PARÇALARA AYIRMAK SURETİYLE AB'YE GİRMESİNİN NE TÜRKİYE'YE NE DE AB'NE FAYDASI VARDIR"

KAYNAK : Haber Vitrini BAYRAM KILINÇER ANKARA - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye'nin etnik parçalara ayrılmak suretiyle AB'ye girmesinin ne Türkiye'ye ne de AB'ye faydası olacağını ve Türkiye-AB ilişkilerinin bir kişiye bağlanmasının Türkiye'nin kabul etmesinin mümkün olmadığını söyledi. Yazıcıoğlu, AB ve idam konusunda Türkiye'nin ötesinde söz söylemek yerine TBMM ve hükümet içerisinde söz söyleminin daha iyi bir davranış olacağını ve Sezer'in teşkilatlanmasını tamamlamış partilerle sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini alması gerektiğini kaydetti. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Demiryol-İş Sendikası Başkanı Ergün Atalay ile Genel Sekreter Hüseyin Demir'i kabul etti. Genel Merkez'de gerçekleştirilen kabul sonrası gazetecilerin AB ile idam konusundaki sorularını cevaplayan Yazıcıoğlu, meseleyi AB' mi?, idam mı? gibi bir tercihe indirgeme gibi bir açmaza sokmak hem Türkiye'ye hem de AB ile ilişkileri sıkıntıya sokacağını ifade ederek, "Bazı AB ülkeleri güvenliklerini alakadar eden konuları çözmeden AB girmişlerdir. Daha sonra ise AB ortak değerlerine uyum sağlamışlardır. Fransa, İspanya, İngiltere kendi iç sorunları varken AB'ye giren ülkelerdir. Nedense Türkiye'nin doğrudan milli güvenliğini, toprak bütünlüğünü ve kendi iç meselerini ilgilendiren konularda Türkiye'ye nefes aldırmak istemiyorlar" dedi. Bunun iyi niyetle bağdaşmayacağını Türkiye AB'ye üniter yapısını bozacak, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit edecek şekilde olmaması gerektiğine işaret eden Yazıcıoğlu, Türkiye'yi etnik parçalara ayırmak suretiyle bölük bir şekilde AB'ye girmesinin ne AB'ye ne de Türkiye'ye faydası olacağını ve o bakımdan bu işin bir dayatmaya dönüştürmesini millet olarak kabül etmelerinin mümkün olmadığını kaydetti. İdamlar meselesinde suç ve cezanın dengesi açısından da idamların kaldırılmasına karşı olduklarını ve idam cezalarının alabildiğince zorlaştırılması gerektiğini vurgulyan Yazıcıoğlu, AB açısından olmazsa olma bir madde olarak görülüyorsa o zaman Türkiye'ye bunu belli bir süreç içerisinde iç sorunlarını tehdit etmecek tarzda ve belli bir süreç içerisinde kaldırılabileceğini belirterek, "Israrla hemen kaldırılsın demek, Türkiye'de 30 bin kişinin canına kasteden, 15 yıl ülkeyi kendi içine düren, ekonomik olarak 100 milyar dolarlık bir zarara uğratan, bir eşkıya başını kurtarmaya matuf görülmek demektir. Eğer bir kişiye göre kanun çıkarılacak ve yasa değiştirilecekse AB Türkiye ilişkilerin bir kişiye bağlanacaksa, bunu Türkiye'nin kabul etmesi ve millet olarak kabul etmemiz mümkün değildir" dedi. Bahçeli'nin AB ve idam konusunda ortaya attığı şartların hatırlatılması üzerine Yazıcıoğlu, "Bunu Çin'den söylemek yerine, Türkiye'den söylemek daha doğru olurdu. İleri sürülmüş olan maddeleri 12 Ocak 2000 yılında terörist başının idam dosyası derin dondurucuya koyarken söylemiş olsalarda daha iyi olurdu. 12 Ocak 2000 tarihinde bağımsız yargının vermiş olduğu kararı engelleyerek TBMM'nin bir idam dosyasını derin dondurucuya koyarken hiç de böyle düşünmediler" şeklinde cevap verdi. Şimdi ise buna 'bizim dışımızdaki partiler karar versin' dediklerini hatırlatan Yazıcıoğlu, "O zaman da bizim dışımızdaki partiler karar versin diyerek keşke gönderebilselerdi. TBMM ise karar vermiş olsaydı. O zaman gönderilysedi, o dosya TBMM'den idamla çıkardı. Şimdi ise TBMM gönderilmesinin belkide aynı hassasiyetin kırılğanlığını görerek topu ve vebali üzerinden atmaktır. Siz muhalefet gibi davranamazsınız, siz hükümetsiniz hükümet gibi davramalısınız. Çözümü siz getireceksiniz. Muhalefet gibi konuşamazsınız. Bir tarafta iktidar gibi davranıp diğer taraftan muhalet gibi konuşmak yada iktidar gibi konuşup muhalefet gibi davranmak aslında siyaseti yozlaştırmaktadır" dedi. O bakımdan bu şartları hükümetin protokolü oluştururken, hükümet kurulurken ve TBMM'de görüşülürken ortaya koyulmasının daha faydalı olacağına dikkat çeken Yazıcıoğlu, Türkiye'nin dışına çıktıktan sonra Türkiye'nin ötesinden söz söylemek yerine, TBMM'de ifade edilmesi, hükümetin içinde söylenmesinin daha doğru bir davranış olacağını belirtti. Sezer'in önümüzdeki hafta içerisinde liderlerle yapacağı toplantı konusundaüki düşüncelerin sorulmasına üzerine Yazıcıoğlu, Sezer'in liderler zirvesi yapmasında geç kaldığını ve bunun sadece TBMM'de grubu bulunan partilerle sınırlı tutulması yanlış olduğunu söyledi. Sezer'in TBMM'nin dışındaki teşkilatlanmasını tamamlamış siyasi partilerinde görüşlerine başvurmaları hatta sivil toplum örgütlerini görüşlerini bu istikamette almalının faydalı olacağını ifade eden Yazıcıoğlu, "Türkiye'nin hassasiyetlerini hepimiz bilmeliyiz. Türiye'nin milli birlik bütünlük beraberlik çerçevesinde milli çıkarlarımız doğrultusunda hep beraber hareket etemin yollarını bulmalıyız. Sezer'in yapması gereken şey, meselelerin arka planlarını kitleleri harekete geçirecek kişelere aktarmak suretiyle ülkenin hassasiyetlerinden haberdar olmasını sağlamaktır" diye konuştu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:01

İLGİLİ HABERLER