Gündem
  • 25.4.2006 15:55

BAYKAL: "MECLİS BAŞKANI SİSTEMLE ÇATIŞMA İÇİNDE"

ALİ ULURASBA
ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bugün partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından ihraç edilmesini değerlendirdi.
Kendilerinin daha önce olayı, TSK'ya karşı bir darbe olarak nitelendirdiklerini hatırlatan Baykal, "Türkiye'de yeni bir siyaset ortamının şekillenmesine giden bir yaklaşım olarak algılandı. Biz olayı TSK'ya karşı darbe girişim olarak nitelendirdik. İddianame sadece hukuki bir belge midir? Yanında, arkasında hukuk dışı kaygılar, irtibatlar, bağlantılar var mıdır, yok mudur? Bu iddianameye bel bağlayanlar, bu noktaya yönlendirenler de bir süre sonra iddianameyi sahiplenemeyeceklerini gördüler. HSYK karar aldı. Bu bir hukuki iddianame tanımı içinde bir belge midir değil midir? Böyle bir belge değilse, olaya Rufailer karışmışsa, savcı da bu karışmayı içine sindirmişse ne olacak? Bu savcıyı rektör olayında da gördük. Öyle hukuk, öyle yargı olmaz. Olduysa buna karşı çıkmak yargının gereğidir. Yanlışı yanlış ortaya çıktığında düzeltmeniz gerekirdi. Adalet, yargı Türkiye'de yaralıdır. Yargı kanıyor. Bunu yargıya en büyük saygı içinde söylüyorum. Siyaset yargıdan elini çekmelidir. Bunun zararı telafi edilemez" ifadelerine yer verdi.
Meclis Başkanı Arınç'ın, 23 Nisan'da yaptığı konuşmayı değerlendiren Baykal, şunları söyledi:
"Meclis Başkanı partiler üstü olan bir kişi. Tarafsız bir konumda olmaya özen göstermesi gerekir. Doğrusu budur. Başkanın sözleri maalesef böyle değerlendirilemez. Yüksek şahsiyetin ülkenin anayasal hukuk sistemine, temel düzenine sahip çıkması, o düzeni savunması, koruması bekleniyor. Memleketin Anayasal hukuk düzeni içinde en üst düzeyde sorumluluk üstlenmişsiniz. Sizin parçası olduğunuz sistemli, bu kadar açıktan, bu kadar çatışmalı bir konumda olduğunuzun ortaya çıkması şaşırtıcı ve yadırgatıcıdır. Tutarsız çelişkiler içindeyse bunun izah edilmesi güçtür. Meclis Başkanının söylediği sözler anayasal düzenle çatışma içinde olduğunu gösteriyor. Bu ilk kez bu kadar açık ifade edildi. Bunun ortaya çıkmış olmasında belki yarar vardır. Meclis 4. yılına girerken bunu ifade ediyor. Meclis Başkanı seçilirken de bu düşünceleri, daha erken bir aşamada kamuoyuyla paylaşmalıydı. Niye şimdi çıkıp söylüyor, arkasında ne var bilemem."
Arınç'ın "Milli Güvenlik Siyaset Belgesi Meclis'te konuşulmuyor" dediğini hatırlatan Baykal, "Her ülkenin güvenlik politikalarını belirleyen böyle belgeler vardır. Bu toplum ve devlet olmanın gereğidir. Türkiye'de de bu yapılmaktadır. Meclis Başkanı'nın bu konuda hata içinde olması düşünülemez. Bu belge yasama tasarrufu, anayasal düzeyde bir belge değildir. Bir icracı tasarruftur" açıklamasında bulundu.
"Bir hükümet gelir, yeni bir belge hazırlar, öbür hükümet gelir yenisini yapar. Beğenmezsen değiştirirsin. Bu hükümet sizin güvenoyunuzla Meclis'in katkısıyla oluşturuldu. Hükümetin kabul ettiği belgesine tepki gösteriyorsunuz. Tepkinin muhatabını yanlış seçiyorsunuz. Tepkinin muhatabı hükümettir" diyen Baykal, "Hükümet belgede 'irtica bir numaralı tehdit' demiş. Tüm bakanlar imza atmış. Bunu senin hükümetin, başbakanın koydu. Yanlışlık bu hükümetin bunu söylemiş olması. Hükümet, laik gözükerek takiyye yapıyor. Belgeye imzayı atıyor, dışarıya çıkıyor aynı insan 'vatandaşın dindar olanların hakları şöyledir' diyor. Meclis Başkanı 23 Nisan çocukları diye 21 yaşında bıyıklı gençleri oturtmuş onlarla mesaj vermeye çalışıyor. Bu yakışıyor mu? Onların bayramı 19 Mayıs'ta" değerlendirmesini yaptı.
Çorlu'da kara çarşaf giymiş çocuklara yürüyüş yaptırıldığını kaydeden Baykal, AK Parti iktidarda olmasa bu tür olayların da olmayacağını ifade etti. Baykal, "Artık türban kesmiyor, kara çarşaf diyorlar. Türkiye'deki arayışı bize gösteriyor. Eyüp Belediyesi broşür dağıtıyor, 'Başı açık dolaşanlar günahkardır' deniliyor" şeklinde tepkisini dile getirdi.
İran'dan örnek veren Baykal, "Laik sistemde herkes inancını istediği gibi yaşıyor. Böyle bir toplumun huzurunu kaçırmak, bir yerlere çekmek, sinsi sinsi örgütlenmek, dolaylı mesajlar vermek, Türkiye'nin huzurunu bozmak, devletin üst noktalarından bunun sözcülüğünü yapmak yakışıyor mu? Türkiye'nin ağzının tadını kimse bozamaz. Yeni bir Ahmetdinecad'a ihtiyaç yoktur" dedi.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 07:00

İLGİLİ HABERLER