Gündem
  • 25.1.2004 01:00

BİR ZAMANLARIN "BAYAN BACAK"I ŞİMDİ PARKLARDA YATIYOR

Bir zamanların yıldız ismi Serpil Örümcer, "Başınızı sokacak bir eviniz, tencerede pişen yemeğiniz varsa 'çok şükür' deyin" diyor. BERKANT'TAN AYRILDIĞIMA PİŞMANIM! -Eski eşiniz Berkant bu sefil durumunuza ne diyor, size hiç yardım etmedi mi? Üstelik ortada beraberliğinizin meyvesi kızınız var, daha duyarlı davraması gerekmez mi? Sağlık problemleri varmış duyduğuma göre. Kızım babasını birkaç kere aradı, konuştular, hepsi o kadar. Berkant şimdi ki eşi ve çocuğuyla çok mutlu. Kendini onlara adamış. Bizim ne olduğumuz onun umurunda değil. -Bir zamanlar dönemin en popüler şarkıcısıyla evliydiniz. Hayat çok garip, sizi nerelere sürükledi değil mi? 14 yaşında Berkant'la tanıştım. O benim ilk aşkımdı. Sonra evlendik. Bir yıl sonra da kızım dünyaya geldi. Her şey peri masallarındaki gibi büyüleyiciyken, kader ağını ördü. Annem nedense başından beri Berkant'ı istemiyordu, ısınamamıştı. Ayrılmam için gereksiz yere bana çok baskı yaptı, rahmetli. Ben de gencim işte, onun sözünü dinledim, ayrıldım. Keşke Berkant'la evliliğimi sürdürseydim diyorum. Ancak iş işten çoktan geçmişti. Serpil Örümcer'i gördüğümde gözlerime inanamadım. Zamanın "Bayan Bacak" lakaplı güzel yıldızı tanınmayacak bir haldeydi. Bir zamanlar pürüzsüz olan yüzü derin çizgilerle dolmuştu. Gür saçları bir tutam kalmış, her yanına ak düşmüştü. Uykusuzluktan gözünün altında oluşmuş halka halka morluklar sonradan dikkatimi çekti. Yüzünde oyuk bırakmış bıçak izini fark ettiğimde ise şiddete maruz kaldığı gerçeğiyle yüzleştim. 50 yaşında orta yaşlı bir kadının parklarda yatıp kalktığını düşünürsek, darp ve taciz olaylarıyla karşılaşması pek de şaşırtıcı sayılmazdı. Ancak, ben yine de konduramadım, bilmem belki insancıl duygularım, yaşadığı kötü şeyleri kabullenmemi engelledi, o anlattıkça içim titredi, ürperdim. Dilerim, Serpil Hanım'ın öyküsü herkese ders olur. Kim bilir, belki içimizden onun düştüğü zor durumu ehemmiyetini anlayıp, yardımcı olmak isteyecek birileri çıkar. Eskiden tek başıma sokaklarda yaşıyordum, şimdi kızım da bana katıldı. Ben, kızım Fulya ve iki çocuğu Berkant ve Onur nerede sığınacak bir yer bulursak orada kalıyoruz. Bazen parkta, bazen bir apartmanın bodrum katında, hiç fark etmiyor. Halimiz içler acısı.. İstediğim tek şey, başımızı sokabileceğimiz sıcak bir yuva. Kuru ekmek zeytin yiyelim, yeter ki dört duvar arasında yaşayalım. -Kızınız evli değil miydi? Hala evli ama kocası psikopat çıktı. Sürekli Fulyamı dövüyordu. Çalışmıyordu, aç susuz yaşıyorlardı. Zulme dayanamadı ve "Böyle de öleceğim, bari senin yanında sokaklarda aç öleyim anne" dedi. Çocuklarını aldı ve yanıma geldi, şimdi beraberiz. -Torunlarınız kaç yaşında? Onur 11 yaşında, Berkant ise 2.5 yaşında. İnanın, kızım ve ben kendi halimize değil, o zavallıcıkların yürek dağlayan kaderlerine yanıp göz yaşı döküyoruz. Bunları yaşamayı hak etmediler çünkü. Geçen gün Onur, "Anne anne, dün gece rüyamda bizi, peynir zeytin ekmek yerken gördüm" dedi. Düşünsenize o yaştaki bir çocuk pasta veya çukulata görmüyor rüyasında, peynir ekmek görüyor. Çünkü diğerlerinin tadını bilmiyor ki? Günün birinde bu hale düşebileceğiniz ihtimalini hiç düşünmediniz mi? Ne geldiyse başıma güzelliğimden geldi. Bu hale gelmeme sebep Batmanlı bir iş adamı Hasan Ölük'tür. Beni yalanlarıyla kandırdı. Beni gerçekten seviyor diyordum. Halbuki hepsi yalanmış. Paramın üzerine konmak için planlamış bütün bunları. Batman'da işkencelere maruz bırakarak malıma mülküme el koydu. Kafes gibi bir odanın içinde 3 ay yaşadım. Vücudumun her yerinde sigara sönükleri var. Beni elektriğe bağladı. Tırnaklarımı sökmeye çalıştı. Çok sabrettim. Netice de dayanamadım. Ve benden istediği her şeyi kabul etmek zorunda kaldım. Her şeyime el koydu. Hala peşimde. Boşanma davası açtım, bir yandan o sürüyor. Diğer yandan adamın, "Seni ve aileni bulduğum anda geberteceğim" tehditleri devam ediyor. Karakola şikayette bulundum. Kimse bir şey yapmıyor. Öldürüldüğüm zaman anlayacaklar herhalde. -Okuyucularımıza kıssadan bir hisse çıkaralım mı ne dersiniz? Sıcak bir yuvası, tencerede kaynayan yemeği olan herkes durumuna şükretsin. Bilsin ki dışarıda beterin beteri var. Bencilce bir hayat yaşamasınlar, çünkü bugünün yarını var. TERCÜMAN Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:30

İLGİLİ HABERLER