Gündem
  • 2.2.2003 10:41

BİZİM SAHTE ŞEYH, NUH PEYGAMBERE ÖZENMİŞ...

İrticai faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle cezaevine gönderilen Akfırat'ın sahte şeyhi Yaşar Yılmaz'ın, hayvan sevgisinin nedeni ortaya çıktı. Yılmaz'ın, Nuh'un gemisine özendiği ve çiftliğini bu yüzden her çeşit yabani hayvanla doldurduğu öğrenildi. Yabani hayvanları da, Yılmaz'ın müridi olduğu öne sürülen ve 1998'de ölen Orman Bakanlığı Av ve Yaban Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü Koruma Daire Başkanı Sabit Tarhan'ın sağladığı ileri sürüldü. YASAYI ÇİĞNEDİLER Orman Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre; köyün muhtarı, 'yabani hayvanları bakıp çoğaltacağız' diye istekte bulundu. Uygun koşullar olmadığı halde şimdiki adı Akfırat olan Mustafa Kemal köyünün muhtarı Durmuş Karasoy'a, 1990'dan itibaren, yaban hayvanları verilmeye başlandı. Önce 2 alageyik, 1992'de 6 karaca, bir yaban keçisi, 8 alageyik, 1993'te 8 alageyik, 1994'te ücretsiz olarak 3 alageyik, 1996'da da 3 karaca, 2 alageyik ve ücretsiz 10 yaban koyunu verildi. Yabani hayvanlar, daha sonra hazine arazisi üzerine çiftlik kuran Yılmaz'ın eline geçti. Kara Avcılığı Kanunu'na göre, Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nden çiftlik kurma izni alması gereken Yılmaz, bu yasayı dikkate almadan hayvanları büyütüp sayılarını artırdı. YASADIŞI YOLLARDAN Yılmaz'ın bakanlıktan aldığı yabani hayvan sayısı beş adetle kalmadı. Çünkü, geçtiğimiz günlerde yapılan operasyon sonucu çiftlikten içlerinde aslan, kurt, ayı, tilki, porsuk, Avustralya koyunu olmak üzere 400 kadar hayvan postu çıktı. Ayrıca geyik, karaca, ceylan, dağkeçisi, şahin, tavşan, devekuşu, deve, inek, kaz, koyun ve ördek gibi birçok canlı hayvan bulunuyordu. Bu manzara, çiftliğe yasadışı şekilde getirilmiş çok sayıda hayvan olduğunu gösterdi. Ancak yetkililer, bu hayvanların nereden ve nasıl alındığını henüz saptayamadı. Yapılan incelemede çiftlikte, canlı ve postu olan hayvanların türünün yaklaşık 50 olduğu öğrenildi. NUH'UN GEMİSİ ORTAMI Orman Bakanlığı Milli Parklar Av ve Yaban Hayatı Genel Müdürü Hüsrev Özkara, ''Bu olay bize son dönemlerde çıkan haberler sonrası intikal etti. Arkadaşlarımız gidip Akfırat'taki çiftliği incelediler. Ve 1996'da yani Sabit Tarhan görevdeyken, hayvanların ücretli olarak verildiğini tespit ettiler. 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunu'na göre, yabani hayvanlar kişilere veriliyor. Ancak her isteyene değil. Doğal yaşama ortamlarına uygun olması ve bakacak kişinin Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nden çiftlik kurma izni alabilmesi lazım. Yılmaz'ın izni yok. O yüzden hayvanlara el koyduk'' dedi. Özkara, Yılmaz'ın hayvan tutkusuna ilişkin olarak da, ''Çok sayıda yabani hayvan tespit edildi. Sanırım Yılmaz, çiftlikte Nuh'un gemisine benzer bir ortam yaratmaya çalışmış'' diye konuştu. Tarhan'ın 1975'ten itibaren 1998 yılına kadar şube müdürü, ardından da daire başkanlığı yaptığını belirten Özkara, şöyle devam etti: ''Kendisini yakından tanırdım. Uzun yıllar birlikte tanıştık. Kendisine 'Avcı Sabit' derlerdi. Aslında son derece çağdaş bir insandı. Eşi göğüs kanserinden öldü. O tarihten sonra Tarhan'da değişiklikler oldu. Oysa kendisi Almanya'da eğitim görmüş, çağdaş görüşlü bir adamdı. Sanırım o dönemlerde bu tarikata katıldı. Daha sonra türbanlı bir kadınla evlendi. 1998'de ANAP hükümeti iktidardayken, görevinden alındı. Bunu kendine yediremedi, görevine dönmek için dava açtı. Bu olay onu çok üzmüştü. 8 Ağustos 1998'de de geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle öldü. Ölmeden birkaç ay önce davayı kazanmıştı.'' Tarhan'ın ölümünden sonra, Akfırat Mezarlığı'na defnedildiği öğrenildi. Nuh'un Gemisi ''Nuh'un Gemisi'', Nuh Peygamber'in kendisine inananlarla birlikte tufandan kurtulmak için yaptırdığı gemidir. Kuran ve Tevrat'ta verilen bilgilere göre, Nuh'un halkının Tanrı'ya inanmayıp putlara tapması, kötülüklerde direnmesi ve peygamberin sayısız uyarısına aldırmaması üzerine Allah, Nuh'a çok büyük bir kasırga olacağını bildirerek, bir gemi yapmasını ve onunla tufandan kurtulmasını emretti. Geminin yapılması tamamlandığında Nuh kendisine inananları, bir erkek, bir dişi olmak üzere de öteki canlıları gemiye aldı. Ardından büyük bir tufan koptu. Gemi dışında kalanlar boğuldular. Bunlar arasında Nuh'un kendisine inanmayan oğlu da vardı. Dağlar boyunca yükselen dalgalar arasında yüzen gemi, esenlik içinde Cudi Dağı'nın tepesine oturdu, fırtına dindi, sular çekildi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:16

İLGİLİ HABERLER