Medya
  • 31.1.2003 11:09

HÜRRİYET DİLEKÇE VERDİ, AKŞAM MEKTUP YAZDI...

Doğan grubu ile Çukurova grubu arasındaki savaş bugün zirveye çıktı. Bugün Hürriyet ve Akşam gazetelerinde Irak Savaşı yok, ''Medya Savaşı'' var. Hürriyet'te, ''Millete dilekçe'', Akşam'da ise ''Açık Mektup'' var. İnanılmaz benzerlik... Her iki grup da gazeteleri aracılığıyla Cumhurbaşkanını, Meclis Başkanını ve Başbakanı 'Medya Savaşı' nın içine çağırıyor... İşte iki gazetede aynı gün çıkan dilekçe ve mektup... HÜRRİYET'İN DİLEKÇESİ Millete dilekçe Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Sayın Başbakan, Sayın Ana Muhalefet Partisi Başkanı, sayın milletvekilleri, Sevgili okurlar, Bugün, şu saatlerde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük soygunu gerçekleşiyor. Bu ülkenin, bu halkın 5.5 milyar doları, bir daha geri gelmemek üzere batık bir bankerin cebine konuyor. Hem de nasıl bir batık bankerin? Bundan 20 yıl önce de benzer suçlar işleyip yurtdışına kaçmış, devleti daha o yıllarda yine milyonlarca dolar zarara uğratmış birinin. Yani, bütün hayatı boyunca sicili hep kapkara kalmış bir kişinin. * * * Yine bugün aynı saatlerde bir toplumsal dram yaşanıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ‘‘Param yok’’ diye, çocukları okullarına taşıyacak araçlara ayrılan tahsisatı bütçesinden çıkarıyor. Çocuklarını karda kışta tek başına bırakıyor. Çocuklardan esirgenen para ne kadar mı? Batık bankerin cebine konan paranın otuzda biri kadar. Bu ülkede neredeyse bütün yayın organları, küçük vergi cezalarının affına bile karşı çıkıyor. Cumhurbaşkanı bu kanunu, ‘‘Vergisini düzenli ödeyen düzgün vatandaşlara karşı bir haksızlık olur’’ gerekçesiyle geri gönderiyor. Devlet dairelerinde 100 milyon liralık yolsuzlukların bile hesabı soruluyor. Ama kapalı kapılar ardında, ne olduğunu bilmediğimiz pazarlıklarla, sicili malum batık bir bankerin cebine konan 5.5 milyar dolara ses çıkarılamıyor. * * * Kimse, ‘‘Bu kurullar bağımsız. Biz bir şey yapamıyoruz’’ gerekçesine sığınamaz. Bugün son imzaları atılacak olan anlaşma, tarihimizin en büyük soygunudur. Soruyoruz. Bu toplumda hangi siyasetçi, hangimiz bu tarihi sorumluluğun altından namusumuzla, şerefimizle kalkabiliriz? Lütfen, bu ülkeyi, ‘‘Yabancılar ulusal şirketlerimizi batırmak istiyor’’ demagojisine köle etmeyin. Bu ülkede milli müesseselerin soygun yapma, banka batırma, banka içi boşaltma imtiyazı mı var? Lütfen, bütün hırsızların arkasına sığındığı, ‘‘Medya savaşı’’ çarpıtmasına prim vermeyin. Birilerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu soyguna el koyması gerekir. Emin olun, bugünün siyasileri, bugünün devlet yetkilileri bu soygunun hesabını sormazsa, ilerde kendileri bu sorumluluğun altında ezilecektir. AKŞAM'IN MEKTUBU Doğan Grubu medya organlarını kullanarak Çukurova Grubu'na karşı bir kirli savaş yürütmektedir. Bu savaşta her türlü hukuk ve ahlaki değer Doğan Grubu tarafından ayaklar altına alınmıştır Gazetecilik, bu kirli, ekonomik savaşın aracı haline dönüştürülmüştür. Hürriyet ve Milliyet Gazeteleri kirletilmiştir. Bu basın kurumları ayaklar altına itilmiştir. Şantaj ve korkutma aracı olarak kullanılmıştır. Kendilerini hukuk ve yasaların yerine koyan Doğan Grubu iftira, yalan ve şantajla devlete gözdağı vermeye kalkışmıştır. Buna dur demenin zamanı gelmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Sayın TBMM Başkanı Bülent Arınç, Sayın Başbakan Abdullah Gül, Sayın bakanlar, Sayın milletvekilleri, Sayın bürokratlar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, okurlarımız ve Türk kamuoyunu bu iftiralara karşı uyarıyoruz. Doğan'ın akbaba sendromu Doğan Grubu'nun amacı, batırmaya çalıştığı Çukurova Grubu'nun şirketlerine el koymaktır. Bu akbaba sendromudur. Savcılarımızı Doğan Grubu'nun iftiralarına karşı göreve çağırıyoruz. Hukuk, bu kirliliği ve karanlığı mutlaka durdurmalıdır. Bu grup edepsizce devlete, kurumlarına ve bürokrasiye şantaj yapmaya çalışıyor. Çukurova Grubu ve şirketlerine çamur atıyor. Söylediklerinin tamamı yalandır. Yalanlarıyla devleti iş göremez hale getirerek yaratacakları kaos ortamından beslenmeye çalışıyorlar. Kaos sonrası Çukurova Grubu'nun elinden Turkcell'i, Digiturk'ü, Superonline'ı almayı umuyorlar. Çünkü bu alanlarda arkasındaki yerli ve yabancı işbirlikçileriyle ne yaptıysa yer alamadı, tutunamadı. Rekabet edemeyince devleti kullanarak bu şirketlere sahip olmaya çabalıyor. Bu edepsizliği, yağmacılığı size şikayet ediyoruz. Yatırım yapmadan, üretmeden talan ve el koyma zihniyetiyle Çukurova Grubu'na karşı girişilen saldırıya dikkatinizi çekmek istiyoruz. Çukurova Grubu ile BDDK'nın yaptığı görüşmeler hakkında BDDK Başkanı Engin Akçakoca'nın yaptığı açıklama ortadadır. Ne saklanan, ne de gizlenen bir anlaşma vardır. Şimdi Doğan Grubu her şeyi ve herkesi kirleterek anlaşma yapılmasını engellemeye çalışıyor. Şantajlar sökmeyecek Şantajlarınız sökmeyecek, bu kervan yürüyecek İçinde bulunduğumuz ekonomik ve siyasi dönem, Türkiye'nin önemli dönemeçlerinden birini oluşturuyor. Bu dönemeçte Türkiye'nin sorunlarından biri, Doğan Grubu yayın organlarında uygulanan ikiyüzlü, şantajcı, tetikçi yayıncılık uygulaması. Çünkü, Türkiye için en önemli gündem maddeleri Irak, Kıbrıs ve ekonomik sorunlarken, savaş orta yerde dururken onlar, kendi çıkarlarının kavgasını veriyorlar. Rakiplerini batırmak için Ankara'ya, devlete saldırıyorlar. Gazetecilik yapmaları konusunda kendilerine toplumsal sorumluluklarını hatırlatmamıza rağmen Milliyet, Hürriyet ve diğer Doğan Grubu gazeteleri yalanla, iftirayla gerçekleri değiştiriyorlar. Yalanlarıyla halkı ve Ankara'yı etkilemeye, kandırmaya çalışıyorlar. 'Biz halkın parasını savunuyoruz' diyorlar! İyi ama halkın parasını savunmayan, halkın parasının üzerine yatan kim? Çukurova Grubu borçları ödeyecek Çukurova Grubu, borçlarının tamamını üstlendi. İki bankasını bunların karşılığı olarak BDDK'ya devretti. Ayrıca elindeki karlı şirketleri de borçlarına teminat olarak BDDK'ya sundu. Devletin 3 yıl içinde Grup'tan alacağı kalmayacak. Bu formül sadece BDDK değil, aynı zamanda IMF ve uluslararası finans çevrelerinin, Türk sanayiinin de kabul ettiği çözüm. Doğan Grubu gibi, karlı şirketlerini zarar eden şirketlerinin üzerine aktarmadı. Bu yolla vergi kaçırmadı. Küçük yatırımcısını zarara uğratmadı. Onların başvurduğu hiçbir yönteme başvurmadı. Tam tersi her şeyi Türkiye'nin ekonomik çıkarları doğrultusunda ele aldı. Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda ne isteniyorsa yerine getirmeyi kabul etti. Doğan Grubu'nun en büyük yalanı, Türk ekonomisinin zarara gireceği söylemidir. Bu yalandır. Türk ekonomisi için Çukurova Grubu'nun yaşaması elzemdir. Doğan Grubu'nun istekleri yerine gelse ve Çukurova'nın bankaları batırılıp Turkcell, Digiturk, Superonline elden çıkarılsa, asıl o zaman Türk ekonomisi içinden çıkılmaz bir krize sürüklenir. İkiyüzlülüğünüzü halk biliyor Türkiye ile kendi çıkarları için oynuyorlar. Kendilerinin zenginliği için insanların işsiz, şirketlerin sahipsiz kalmasını arzuluyorlar. Bu yolla Türkiye'de yeniden medya tekeli olmayı düşlüyorlar. Ama artık bunların hiçbirini yapamayacaklar. Bu sefer sert kayaya çarptılar. Ankara onları iyi tanıyor, halk onların ne kadar ikiyüzlü ve samimiyetsiz olduğunu biliyor. Çukurova Grubu ile BDDK arasında yürütülen görüşmeler sonuca yaklaşınca, umduklarını bulamayan Doğan Grubu yayıncıları, yalanlarına başladılar. Çünkü Çukurova Grubu ile ilgili ekonomik sorunların ortaya çıkmasında da aynı grup etkindi. Ankara'da gazetecileri ile Çukurova'nın batırılması çalışmalarını bizzat yönettiler. Arkalarında yerli ve yabancı işbirlikçileri vardı. Şimdi Çukurova Grubu'nun yarattığı varlıklar olan Turkcell, Superonline, Digiturk'ü entrikaları sonucu elde edemeyeceklerini, bu varlıkların Çukurova'da kaldığını anlayınca, anlaşmayı yaptırmamak için yalanlarla, iftiralarla bağırıyorlar. Güya iş dünyası bu anlaşmaya karşıymış. Ama o işadamlarının adlarını açıklamıyorlar. O 'Herkes batsın' kafası değişmedi Hodri meydan! Buyrun onların adlarını açıklayın. TÜSİAD üyesi gazeteciniz Ertuğrul Özkök olmasın o işadamları ? Ya da Doğan soyadlı aile fertleri ? Bakın biz 'Bu anlaşma doğrudur' diyenleri açıklıyoruz. Siz de aynısını yapın. Halkı yanıltmayın. O sözler size ait. Bu vatanı seven, iş dünyasını bilen hiç kimse bu anlaşmaya karşı çıkmaz. Siz değil miydiniz İstanbul Yaklaşımı'nı alkışlayan! Doğan'ın ortakları bundan yararlanınca iyi, başkası oldu mu kötü. Ne oldu şimdi? O 'Herkes batsın' kafası sizsiniz. Yalanlarınız sizi kurtaramayacak. Nafile çırpınıyorsunuz. Tekrarlıyoruz: Medyada yeniden tekel olmayacak. Turkcell, Digiturk, Superonline size kalmayacak. Bu kervan size rağmen hedefine mutlaka varacak. -------------------------------------------------------------------------------- Doğan Grubu'na bir yalanlama da Coşkun'dan Doğan Grubu gazetelerine Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'den sonra bir yalanlama da Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'dan geldi. Bakan Ali Coşkun, Ankara Sanayi Odası Meclisi'nde yaptığı konuşmada, Hürriyet ve Milliyet'te çıkan haberlerin aksine, Çukurova Grubu, Pamukbank ve Yapı Kredi Bankası hakkında tek kelime sarfetmediğini açıkladı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, bu konuda şunları söyledi: 'Ankara Sanayi Odası Meclisi'nde yaptığım konuşma, BDDK'nın kuruluş dönemiyle ilgilidir. Geçmiş hükümet dönemindeki banka bataklarını ve kamu bankalarının görev zararlarını kastettim. Benim konuşmam Pamukbank ve Yapı Kredi ile ilgili değildir. Ben bankalar batmadan önce TBMM'de yaptığım gündem dışı konuşma ile bankacılık sektörünün sorunlarını yansıtmış ve gelecekte neler olacağını belirtmiştim. Konuşmamda, Çukurova Grubu'nu hedef alan tek bir kelime dahi yoktur. Çukurova Grubu ile BDDK arasında yapılan anlaşma ile ilgili söyleyeceğim şudur: BDDK bağımsız özerk bir kuruluştur. Hükümetin güdümünde değildir. Kendi takdirleridir.' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:15

İLGİLİ HABERLER