Eğitim
  • 28.3.2012 15:15

YÖK Başkanı'ndan rektörlere çağrı

ANKARA (A.A) - YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, SETA'nın ''Türkiye'de Uluslararası Öğrenciler'' raporuna ilişkin, ''Raporda dikkatimi en fazla dikkat çeken husus, uluslararası öğrenci çekme noktasında kapsamlı ve etkili bir uluslararası öğrenci stratejimizin olmayışı hususu'' dedi.
            Toplantıdaki konuşmasına, uluslararası öğrenci konusunun yükseköğretim sisteminin uluslararasılaşması bağlamında en önemsediği konuların başında geldiğini vurgulayarak başlayan Çetinsaya, bu konunun ele alınacağı toplantıda yer almaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
      Türkiye'nin bölgesel olarak etkinliğini artırdığı, ekonomik büyümesini sürdürdüğü ve küresel sorunların çözümüne katkısının beklendiği bu dönemde yükseköğretim kurumlarına da büyük sorumluklar düştüğünü ifade eden Çetinsaya, ''Bu çerçevede Türkiye'yi eğitim, bilim ve araştırmada çekim merkezi yapmak ve nitelikli beyinleri ülkemize kazandırmak hayati önemi haiz bir konu'' diye konuştu.
     
     -''Sadece ekonomik getiri açısından önemli değil''-
    
     Çetinsaya, SETA tarafından hazırlanan ve Türkiye'de yükseköğrenim gören uluslararası öğrencilerin durumunu küresel eğilimler ışığında ele alan ''Küresel Eğilimler Işığında Türkiye'de Uluslararası Öğrenciler'' başlıklı raporda dikkatini en fazla çeken hususun, uluslararası öğrenci çekme noktasında kapsamlı ve etkili bir uluslararası öğrenci stratejisinin bulunmaşı olduğunu belirtti.
      Göreve geldi ilk günden itibaren yükseköğretim sisteminin uluslararasılaşmasının en önemli gündem maddesi olacağını belirttiğini hatırlatan Çetinsaya, uluslararasılaşma konusunun en önemli gündem maddesinin de öğrenci hareketliliği ve uluslararası öğrencilerin Türkiye'deki varlığı olduğunu vurguladı.
      Çetinsaya, şöyle devam etti:
     ''Uluslararası öğrenciler, özellikle de kaynaklarını kendileri oluşturan ve yükseköğretime ayrılan kamu kaynaklarının gittikçe azaldığı bazı ülkelerdeki üniversiteler için önemli bir gelir kaynağı olarak düşünülmektedir. Fakat uluslararasılaşma sadece öğrencilerden elde edilecek ekonomik getiri açısından önemli değildir.
      Bilim yapmak istiyorsak ve özelikle de kaliteli bilim yapmak istiyorsak, bilimin evrenselliği ilkesini merkeze almak ve evrensel yönümüzü güçlendirmemiz gerekiyor.''
     
     -''Kaliteyi artıracak en önemli adım''-
    
     Bir üniversitede uluslararası öğrenci ve öğretim üyesi oranını artırmanın her şeyden önce bilimsel atmosferi güçlendireceğini ifade eden Çetinsaya, uluslararası öğrenci ve öğretim üyesi oranının dünya üniversite sıralamalarında bir ölçüt olarak kullanılmasının nedeninin, uluslararasılaşma ile bilimsel araştırmanın niteliği arasındaki yakın ilişki olduğunu söyledi.
      Bilimin evrensel niteliği ve bu evrensel niteliğinin kaliteyle olan derin ilişkisinin, Türkiye yükseköğretiminin bu tarihsel dönemi için oldukça anlamlı olduğunu vurgulayan Çetinsaya, ''Türkiye yükseköğretimi son yıllarda ciddi bir büyüme gerçekleştirmiş ve yükseköğretime erişim sorununu aşmak adına önemli adımlar atılmıştır. Bütün bu nicel iyileşmelerin birtakım nitel adımlarla desteklenmek durumundadır. Uluslararasılaşma, kaliteyi artıracak önemli adımlardan biridir'' diye konuştu.
      YÖK Başkanı Çetinsaya, şunları kaydetti:
     ''Raporda da karşımıza çıktığı üzere, son on yılda toplam öğrenci sayımız muazzam bir şekilde artmışken uluslararası öğrenci sayısını aynı ölçüde artıramadığımız için, uluslararası öğrencilerin toplam öğrenci sayısı içerisindeki oranı azalmıştır. Bu husus, Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan 'Avrupa Yükseköğretiminde Hareketliliği Haritalamak' başlıklı raporda da vurgulanmıştır. Gerçekten de bütün Avrupa ülkelerinde uluslararası öğrenci sayısı oranı genel olarak artarken, Romanya ve Türkiye'de bu oran düşmüştür. Fakat Türkiye ve Romanya arasında önemli bir fark vardır. Toplam uluslararası öğrenci sayısı Romanya'da azalmışken, Türkiye'de artmıştır fakat yükseköğretim sistemindeki toplam öğrenci sayısının çok hızlı bir şekilde artmasından dolayı uluslararası öğrenci oranı düşmüştür.''
     
     -''Eğitimi zenginleştirir''-
    
     Çetinsaya, Türkiye yükseköğretim sisteminin sadece kontenjan sayısı gibi belli göstergeler açısından değil, uluslararası öğrenci ve öğretim üyesi payı, uluslararası yayın sayısı ve mezunların istihdam edilme oranı gibi bütün göstergeler açısından topyekun ilerlemesinin gerekli olduğuna işaret etti.
      Ancak bu şekilde niteliği yüksek bir yükseköğretim sistemine kavuşabileceğini vurgulayan Çetinsaya, uluslararasılaşmanın yükseköğretim açısından önemli olmasının bir diğer nedeninin üniversite kültürüne olumlu katkı olduğunu ifade etti.
      Üniversite denen kurumun her türlü görüşün dillendirildiği mekanlar olması ve farklı kültür ve arka planlardan gelen uluslararası öğrencilerin aynı sınıfta bulunmalarının eğitimi zenginleştirdiğini ifade eden Çetinsaya, kişinin ancak ve ancak kendisinden farklı bir öteki ile karşılaştığı zaman kendini ve ötekini daha iyi tanıyabildiğini söyledi.
      Uluslararasılaşmanın yükseköğretim kurumlarının içe kapanık yapısını değiştirmek adına önemli bir fırsat olduğunu ifade eden Çetinsaya, ''Türkiye'de yıllardır tartışılan yükseköğretim sistemi ve YÖK'ün yapısı uluslararasılaşmaya paralel bir şekilde evrensel normlara yaklaşacaktır'' dedi.
     
     -Rektörlere çağrı-
    
     YÖK Başkanı Çetinsaya, şöyle devam etti:
     ''Geçtiğimiz yıllarda YÖK, uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda üniversitelere büyük esneklik tanımıştır. Böylece uluslararası öğrencileri getirme noktasında yükseköğretim sistemi ciddi bir esneklik kazanmıştır. Rektörlerimizden beklentim, üniversitelere sağlanan bu esnekliği de kullanarak, üniversitelerimizde daha fazla uluslararası öğrencinin eğitim alması konusunda daha gayretli olmalarıdır. Bu konuda atacağınız her türlü adımda, yapacağınız her türlü girişimde, YÖK olarak sizlerin yanınızda olacağımızı bilmenizi isterim.
      Türkiye yükseköğretimi ciddi bir normalleşme safhasına girmiştir. Bundan sonra bize düşen bu normalleşmeyi kaliteyle taçlandırmaktır. Umuyorum ki uluslararasılaşma alanında yapacağımız kaliteli çalışmalar yükseköğretim sistemimizin her geçen gün biraz daha dünyayla rekabet edebilir hale getirecektir.''

SETA'nın ''Uluslararası Öğrenciler'' raporu

SETA'nın ''Uluslararası Öğrenciler'' raporuna göre, 2011 yılı itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 26 bin uluslararası öğrenci yükseköğretime devam ediyor.
      Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmalara Vakfı (SETA) tarafından hazırlanan ''Türkiye'de Uluslararası Öğrenci'' raporu düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı.
      Raporu hazırlayanlar arasında yer alan Murat Özoğlu, rapora ilişkin bilgi verdi. Uluslararasılaşmanın üniversite sıralamalarında kullanıldığını belirten Özoğlu, öğrenci hareketliliğinin önemli küresel eğilim olarak öne çıktığını ifade etti.
      Türkiye'nin uluslararası öğrenci durumunu ortaya koymak için bu raporu hazırladıklarını belirten Özoğlu, uluslararası öğrenci dolaşımı ile ilgili küresel eğilimleri de incelemeyi amaçladıklarını söyledi.
     
     -Türkiye 5. sırada-
    
     Raporda yer alan verilere göre, uluslararası öğrenci kabul eden ülkelerin başında ABD, İngiltere, Avustralya, Almanya ve Fransa geliyor. Diğer ülkelere ise daha çok Çin, Hindistan, Güney Kore, Japonya ve Malezya öğrenci gönderiyor.
      Dünyadaki uluslararası öğrenci sayısı 1980 yılında 1 milyon iken, 2000 yılında 2 milyona, 2009 yılında ise 3,7 milyona ulaştı.
      Yurt dışında en fazla öğrencisi bulunan ülke, 510 bin 842 öğrenciyle Çin olarak belirlenirken, Türkiye ise 65 bin 459 yurt dışındaki öğrencisiyle ülkeler arasında beşinci sırada yer alıyor.
      Türkiye'de ise 1990'lı yılların ortalarında 16 bin olan uluslararası öğrenci sayısı, 2000'li yılların ortalarına doğru 14 binlere geriledi. 2011 yılı itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 26 bin uluslararası öğrenci yükseköğretime devam ediyor.
      Türkiye'deki uluslararası öğrencilerin büyük bir kısmı, komşu ülkelerden ya da Türkiye ile tarihsel veya kültürel bağları bulunan ülkelerden geliyor.
     
     -''Çekici güç, eğitimin kalitesi''-
    
     Rapora göre, ülkelerin ya da yükseköğretim kurumlarının uluslararası öğrencileri kendi yükseköğretim sistemleri içerisinde bulundurmak isteme nedenleri ülkelerin ekonomik, kültürel veya siyasal öncelik ve gereksinimlerine bağlı olarak değişiklik gösteriyor.
      Uluslararası öğrenciler, genç nüfusun az olduğu gelişmiş ülkeler başta olmak üzere birçok ülkede, ekonomik kalkınmaya ve uluslararası rekabet gücüne büyük katkı sağlayan insan kaynağı olarak değerlendiriliyor.
      Uluslararası öğrenciler, insan kaynağı, ekonomik getiri, yükseköğretim kurumlarına doğrudan maddi katkı, dış politika ve kamu diplomasi aracı ve kültürel zenginlik açısından itici güç oluşturuyor.
      Raporda, ABD'de, 2010-2011 akademik yılında, kendi ülkelerinden aldıkları burslarla veya kendi imkanlarıyla gelen uluslararası öğrencilerin ülke ekonomisine yaklaşık 20 milyar dolar katkı sağladığının tahmin edildiği belirtiliyor.
      Yurt dışında eğitimlerini sürdürecek öğrenciler için çekici gücü ise eğitimin kalitesi, maliyeti, istihdam ve burs olanakları, geleneksel ve kültürel bağlar oluşturuyor.
      Rapora göre, uluslararası öğrencilerin karşılaştıkları ve uyum sürecini etkileyen sorunlar arasında dil yetersizliği, maddi sorunlar, kültürel farklılıklar, ayrımcılık ve ırkçılık, psikolojik sorunlar yer alıyor.
      Uluslararası eğitimde lider ülkeler, kuruluşlarla işbirliği yaparak marka oluşturuyor, danışma ofisleri açarak eğitimlerini dünyaya tanıtıyor.
     
     -''Ağırlıklı olarak işletme ve iktisat eğitimi alıyorlar''-
    
     Raporda, Türkiye'nin son yıllarda uluslararası öğrenci sayısında artış yaşandığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
      ''Artışta, Türkiye'nin itibarının artması ve Türkiye'nin izlediği aktif dış politikanın, özelde ise YÖK'ün geçtiğimiz yıllarda uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin mevzuatta yaptığı değişiklikle, üniversitelere esneklik tanınmasının ve özel öğrenciler için Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) zorunluluğunu ve merkezi yerleştirmeyi kaldırmasının etkisi olmuş olabilir.''
      Uluslararası öğrenci sayılarının Türkiye'deki hangi üniversitelerde daha yüksek olduğunun da araştırıldığı rapora göre, en çok uluslararası öğrenci 4 bin 40 öğrenciyle Anadolu Üniversitesi'nde eğitim görüyor. Bu üniversiteyi sırasıyla İstanbul, ODTÜ, Ankara ve Marmara üniversiteleri takip ediyor.
      Türkiye'de en fazla öğrencisi bulunan ülkelerin başında da 3 bin 540 öğrenciyle Azerbaycan geliyor. KKTC'den 3 bin 503, Türkmenistan'dan 2 bin 929, İran'dan bin 305 ve Bulgaristan'dan bin 231 öğrenci Türkiye'de eğitimlerini sürdürüyor.
      Türkiye'de yükseköğretim gören uluslararası öğrenciler ağırlıklı olarak işletme, iktisat, mühendislik alanlarında eğitim alıyor.
      Türkiye'de bulunan uluslararası öğrencilerin yaklaşık yüzde 24'ü devlet burslusu, yüzde 13'ü ise hükümet ya da bakanlık burslusu olarak öğrenim görüyor.
     
     -Öneriler-
    
     Raporun öneriler bölümünde, Türkiye'de yükseköğrenim görmek isteyen öğrencilere yönelik yapılan tanıtım ve danışmanlık hizmetlerinin artırılmasının gerekli olduğunu belirtildi.
      Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'deki üniversitelerin de tanıtım süreçlerine daha fazla müdahil olması gerektiği üzerinde durularak, ''Uluslararasılaşma konusunda üniversitelere vizyon kazandırılmalı. Öğrenci seçimi için YÖS benzeri merkezi bir sınavın tekrar hayata geçirilmesi, ancak bu sınavın farklı ülkelerde ve farklı dillerde yapılması daha uygun olacaktır. üniversitelerde sadece ERASMUS öğrencilerine değil, tüm uluslararası öğrencilere hizmet sunacak bir ofis kurulmalıdır. Uluslararası öğrencilerin Türkiye'ye gelişlerini ve Türkiye'deki süreçlerini kolaylaştırmak için başvuru, vize ve ikamet gibi süreçler mümkün olduğu kadar sadeleştirilmeli ve kolaylaştırılmalıdır. Mezun takip sistemi kurulmalı, sivil toplum kuruluşları desteklenmeli, diploma denkliği ile ilgili sorun çıkaran ülkelerin tespit edilmesi gerekmektedir.''
 
 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 19:15

İLGİLİ HABERLER