Dünya
  • 22.6.2004 13:56

BELGESELLER BUSH'U YERDEN YERE VURUYOR

Bush karşıtı yergi, ünlü Amerikalı muhalif yönetmen Michael Moore'un Cannes'da Altın Palmiye kazanan ve 11 Eylül saldırılarını konu alan ''Fahrenheit 9/11'' isimli filminin yanı sıra bu iki yeni filmle beraber, sinematografik bir tarz ve ABD başkanlık seçimlerine 4 ay kala siyasi bir silah haline geldi. ''Kısıtlanan Özgürlük'', Amerikalı yönetmen Christine Rose'un ilk uzun metraj filmi. Eski foto muhabiri William Karel'in ''Bush'a Göre Dünya''sı ise ''Amerikan yönetiminin halka söylediği yalanları'' ortaya koyan bir çalışma olarak gösteriliyor. 34 yaşındaki çevreci ve barışçıl yönetmen Rose, 2000 yılında Bush'un başkan seçilmesiyle, demokrasiye olan bütün inancını kaybettiğini, ''Ardından 11 Eylül ve terörle savaş geldi. İfade özgürlüğünü sınırlayan totaliter bir iklime girdik'' sözleriyle ifade ediyor. Amerikan ''imparatorluğu''nun karanlık yüzü ve yurttaş hakları ihlallerinin üzerindeki peçeyi kaldırmak amacıyla bu filmi kotardığını anlatan Rose, ''Michael Moore'un başardıklarını görünce, filmimin halkın ruhuna hitap edebileceğini düşündüm'' diyor. Yönetmen, filminin, ''Amerika bir imparatorluk mu, demokrasi mi? Yoksa bu ikisinin arasında mı?'' sorusunu sorduğunu da belirtiyor. Rose, belgeselinde, ABD Başkanı Bush'u Hitler'le kıyasladığını, bunu yaparken de tanıklıklara, arşiv belgelerine, Bush'la ''Führer''in konuşmalarına ve Irak'ta bombalanan masumların fotoğraflarına dayandığını anlatıyor. Christine Rose, Bush'a eleştirisini Hitler'in şu ünlü sözüyle bitiriyor: ''İnsanların düşünmediği ülkelerdeki liderler ne şanslı...''. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:26

İLGİLİ HABERLER