Spor
  • 25.11.2006 11:18

BU KAFA ARDA'YI BİTİRİR Mİ?

ORAY EĞİN'İN AKŞAM'DAKİ YAZISI:

Çünkü o bir futbolcu değil 

Şimdi anladınız mı Arda Turan'ın maçlarda ısrarla formasını şortunun içine sokmamasının neden bu kadar büyütüldüğünü? Genç bir futbolcu, umut da vaat ediyor üstelik, bir de topluma kendisinin meleksi olduğu bir şekilde inandırmış ama o şirinlik maskesinin altında sürekli alarm veriyor.

Bir süre önce 'Bugün formasını şortunun içine sokmayan, yarın öbür gün yine kuralları kendisine uygun olmadığı için eğip bükme eğiliminde olabilir mi?' diye sormuştum ve cevabımı geçen günkü Bordeaux-Galatasaray maçında aldım. Arda kendisine hiçbir şey yapmayan rakip futbolcuya, Zidane'a özenip kafa attı maçta. Bundan böyleki seyri için de yeteri kadar ipucu barındırıyor içinde.

Her şeyden önce özenmede bile bir şaşkınlık söz konusu. Zidane kafayı attığında bugüne kadar hep uyumlu, suskun, örnek bir futbolcu olarak sürdürdüğü kariyerine görkemli bir final eklemek istedi. Dahası, onun attığı kafanın pek çok politik çağrışımı, dayanağı da vardı: O an'a kadar ağzını bu konularda açmamamış olsa bile Fransa'da gündelik ırkçılık, göçmen sorunlarıyla beslenen bir altyapının ırkçı ve ayrımcı bir hakarete karşılık tepkisiydi. Ama daha da önemlisi kariyerinin SON hareketiydi. O kafa Zidane'ı tarihin silinmez bir parçası haline getirdi, Dünya Kupası finalini gölgeledi.

Arda'nın kariyerinin İLK kafası ise ancak onun çok kısa zaman sonra unutulacağının işareti olabilir ama. Zaten eyleminin dayandığı hiçbir nokta olmadığı gibi orijinal da değil.

Hem futbol ve genç futbolcularsa söz konusu olan, her oyuncuya ibretlik yakın tarihli iki örnek var: Biri Arda gibi Galatasaray'da oynayan ve kariyerinin ilk yıllarında girdiği bir poziyonda, kendisi gibi genç bir başka futbolcunun boynuna basmak olan Fatih Akyel. Bugün Trabzonspor'dan da kovuldu, kariyerinin değişmez bir parçası olarak. Üstelik küfrettiği Fenerbahçe'ye giderek kendisine hiçbir etik değerin yapışmadığını da kanıtladı.

Bir diğer örnekse çok kısa Fenerbahçe'de oynayan Tarık Daşgün. Gençlerbirliği'nden parlayıp gelen Tarık'ın ilk işi Sedat Peker'in klanına katılmak, onun hediye ettiği Rolex saati takmak oldu. İstanbul'dan kısa süre sonra kovulan, hiçbir büyük takımda yer bulamayan Tarık'ın kariyerine son noktayı uyuşturucu kullandığının ortaya çıkması koydu.

Arda Turan'ın illa aynı yolun yolcusu olacağı anlamına gelmiyor bunlar. Ama bu çocukların da felaketlerinin yaklaştığı hep küçük şeylerle anlaşıldı. O yüzden formayı içine sokmamak, bir futbolcuya kafa atmak ya da Hakan Şükür'e arkadaş olmak, en büyük heyecanı Louis Vuitton çanta almakta bulan birinden ürperti duymak son derece doğal.

Arda'nın yetişiminde çarpık bir taraf var. Galatasaray formasını giyse de, Avrupa'da maça çıksa da henüz futbolcu olamamış bu çocuk. Milyonlarca insanın kendisini izlediğinin bilincinde değil, bu futbol işinin de mahallede top koşturmaktan farkını kavrayamamış.

Alpay da kavrayamamıştı zaten, bu yüzden belleklerimizde sadece Televole kültürüne katkılarıyla kaldı. Yıllardır İngiltere'de oynayan Tugay da kavrayamadı; bir hafta gol atıyor, ertesi gün kırmızı kart yiyor. Arda da kendisine yol gösteren birinin eksikliğini hissedip, kılavuzunu Hakan Şükür olarak seçtiği sürece futbolcu olmayı kavrayamayacaktır.

Galatasaray yönetimi, eğer gerçekten bu ülkede futbola değer veriyorsa Arda Turan'ı en ağır şekilde cezalandırmalıdır bu ayıp ve daha da önemlisi altyapısız hareketinden dolayı. Arda'yı kadro dışı bırakmak bu yıl şampiyonluğa, milyonlarca dolara mal olsa da futbolu geliştirme misyonları varsa, biraz da futbolcularına değer veriyorlarsa bunu yaparlar. Onun, bizim iyiliğimiz için. Yoksa Arda'yı kaybedecek. Kaybetmekte haklı olacağız, daha da kötüsü.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 23:57

İLGİLİ HABERLER