Dünya
  • 28.2.2005 09:45

İSRAİL''DE DARBE KUŞKUSU...

FEHMİ KORU-YENİ ŞAFAK Darbe mi, yoksa başka şey mi? Şu girişi bir okuyun da sonra oturup konuşalım: “İzlenen politikalar yüzünden ülkenin içine düştüğü açmaz, silâhlı kuvvetler ile istihbarat örgütünü radikal arayışlara sevk etmiş bulunuyor. Plan hazırlandı bile: Altı tanktan oluşan bir öncü kuvvet Meclis girişindeki engelleri ortadan kaldıracak ve bina askerlerle kuşatılacak... İçeride bulunanlara binayı boşaltmaları için yirmi dakika süre tanınacak... Piyadeler eşliğinde bir tank da iki kilometre ötedeki radyo ve televizyon binasını teslim alacak...” Plan bundan ötesini de öngörüyor: “Ele geçirilen radyo istasyonları ve televizyon kanalları halkı Meclis önünde toplanmaya dâvet edecek... Başkent halkından en az 100 bin kişinin bekleşen askerlere katılacağı hesap ediliyor... Destekçi sayısı yarım günde 250 bine çıkabilir... İşte o zaman, askerî yönetim ilân edilecek...” Bu satırları okuduğunuzda paniğe kapılmışsanız, yanlış bir iş yapmış olursunuz. Silâhlı kuvvetlerin idareye el koyma girişimi beklentisi bizden biraz uzakça bir ülkeyle ilgili. İsrailli yazar Barry Chamish, bir süreden beri bütün gücüyle, “İsrail’de darbe hazırlığı var” diye bağırıp duruyor. Dediklerine fazla kulak verilen biri değil o, hatta ‘komplocu’ deyip gülenler de oluyor. Buna rağmen, ABD’de ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde kendisini dinlemek üzere toplantı düzenleyenler çıkıyor. Kitapları da baskı üzerine baskı yapıyor... İsrail’de darbe olur mu? Generaller akıllarını kaybetmedilerse olacağını sanmıyorum ben. Bugüne kadar İsrail’in aldığı sınırlı desteğin en önemli sebeplerinden biri, rejimin ‘demokratik’ olma iddiası... Hatta, ülke içinde sayılan topraklarda yaşayan Arapların bile temsilcileri Knesset’te yer alıyor... Bir darbe o görüntüyü tuzla buz edecektir. Bu sebeple, Ariel Sharon’un yaptıklarından mutlu olmayanlar, işi ‘darbe’ noktasına götürmeden halletmeyi tercih ederler... Bu yüzden de, İsrail ve komşularının şu yakın zamanlarda iyice huzursuz olacağını sanıyorum... Chamish, “Darbe olacak” beklentisini şu stratejik değerlendirmeye dayandırıyor: “İsrail Silâhlı Kuvvetleri (IDF) ile iç ve dış istihbarat örgütleri aynı sonuca vardılar: Gazze’den çekilme planı İsrail için bir güvenlik zaafı teşkil edecektir; çekiliş bittiğinde İsrail güney kıyılarını korumaktan âciz hale düşecektir de ondan... Bu da ülkenin parçalanması yolunda ilk adım sayılabilir...” Sözün kısası, İsrail’de Sharon’un aldığı kararlardan mutlu olmayan odaklar var ve bunlar ülkenin parçalanmasıyla sonuçlanacağı iddiasıyla gerekirse idareye el koymaya da kararlı... Chamish iddialı: “Bugünküne benzer sinyalleri birkaç yıl önce de alıyordum. O zaman, sorun, dönemin başbakanı Ehud Barak’ın Camp David’te Filistin taleplerine boyun eğmesiydi; o zaman da, belli odaklar, bunun İsrail devletinin sonu olacağı değerlendirmesiyle darbe hazırlığına başlamışlardı. Ben de, üst rütbeli bir subaydan öğrendiğim hazırlığı okurlarıma duyurmuştum. Bir yıl sonra, AP ajansı, o dönemle ilgili olarak, tam da benim yazdığım türden darbemsi bir girişim hazırlandığını teyit etti.” İlk bakışta, ‘darbe’ sözcüğünün telâffuzu bile kulağa garip geliyor. Ancak, İngiltere’de, IRA terörüyle en keskin mücadelenin sürdüğü dönemde, hem de kraliyet ailesiyle akraba Lord Mountbatten’in bir silâhlı kalkışma planladığı da biliniyor. Lord Mountbatten’in başarısını engelleyen, kendisinin de bir terör olayında hayatını kaybetmesi olmuştu... Darbecilerin bazen böyle garip âkıbetleri olabiliyor... Sharon kendisine karşı cephe oluştuğunu fark etmiş. “Ülkenin öndegelen bütün istihbarat ve askerî sorumlularını görevden almasının sebebi bu” diyor Chamish. Genelkurmay başkanı Gen. Moshe Yaalon, İçistihbarat başkanı Avi Dichter’i kapının önüne koymuş Sharon... Albay Effie Eitam Ulusal Dinî Parti’nin lideri ve Knesset Dışişleri ve Güvenlik Komisyonu üyesiymiş; o da aynı sebeple liderliğini kaybetmiş... Bu bilgileri okurken insan gözlerine inanamıyor... Barry Chamish İsrail’de ‘yazılmayanları yazan yazar’ olarak tanınıyor... Kendisinden daha önce de burada söz edip önemli olaylara getirdiği farklı yorumları aktarmıştım. Biri, dönemin başbakanı İzak Rabin suikastıydı: 1995 sonlarında Yigal Amir adlı bir genç tarafından öldürüldü Rabin, o genç yargılandı, mahkum oldu ve cezaevinde bugün... Ancak, Chamish, polis soruşturmasına ve otopsi raporuna dayanarak, Amir’in bulunduğu yerden açtılan ateşle suikastı gerçekleştiremeyeceği iddiasında; ona göre, genç kuru sıkı ateş etti, Rabin’i öldüren kurşun ise yakınlarında bulunan birinin silâhından çıktı. Kamuoyu yoklamalarına göre, İsrail halkının yarıdan fazlası, suikastla ilgili devletin verdiği bilgilere inanmıyormuş... Başka teorileri de var Chamish’in, İsrail’in Paris büyükelçiliğinde 2002 mayında çıkan yagını da bir şeyleri örtbas etme girişimiyle açıklıyor sözgelimi. O konuya da girersek bu yazı iyice uzar endişesindeyim; iyisi mi siz 4 Haziran 2002 tarihli Kulis’i bulup bir göz atın... İsrail’de darbe herhalde olmaz, ama başka şeyler pekâlâ olur, oluyor da... “Darbe olacak” dediği için onu ‘uçuk’ diye yaftalamak yerine, ihtiyatı elden bırakmayın ve Chamish’in nokta-i nazarını bütünüyle gözardı etmeyin derim ben... Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:11

İLGİLİ HABERLER