Gündem
  • 19.1.2004 15:05

VERHEUGEN KIBRIS'TA HALK OYLAMASI ÖNERDİ

AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, Kıbrıs'ta Rum ve Türk tarafının yeniden birleşme konusunda halkoylaması yapılması için tarih belirlemesi gerektiğini söyledi. Verheugen, Süddeutsche Zeitung gazetesine yaptığı açıklamada, ''Kıbrıs'ta hem Türklerin, hem de Rumların, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın yeniden birleşme planı zemininde halkoylaması için tarih belirlemeleri gerekiyor. Bu tarih, bir an önce açıklanmalı ve Kıbrıs Rum Kesiminin AB'ye alınacağı 1 Mayıs öncesinde olmalıdır. Bu konuda Annan ile Washington yönetimi arasında görüş ayrılığı yok. Bu durum, AB ile ABD arasında önemli bir dış siyasi meselede tam mutabık kalındığına örnek gösterilecek bir gelişmedir'' dedi. Türk hükümetinin, çözümlenemeyen sorunların üzerine gitmekte bugüne kadar hiç görülmeyen bir kararlılık gösterdiğini belirten Verheugen, şu görüşlere yer verdi: ''Hükümet, seleflerinin aksine öneri ve eleştirilere tamamen açık. Buna ilaveten Kıbrıs meselesinde şeytanın bacağının kırılması olasılığı da var. Bu sorunun çözümü Türkiye'nin AB üyeliği için bir önkoşul değildir, ancak çözüme engel olan taraf Türkiye olmamalıdır. AB üyesi olan bir ülkeyi, yani Kıbrıs'ı tanımayan bir ülkeyle katılım müzakerelerinin başlatılması imkansızdır. Erdoğan hükümeti de bunu biliyor. Ancak Türkiye'de, çözüme karşı hala güçlü bir direniş gösteren çevreler var. Bu çevreler orduda, adli makamlarda ve mecliste de bulunuyor. Bir dönemler Atatürk'ün partisi olan CHP de Kıbrıs meselesinde inatçı ve uzlaşmaz bir tavır sergiliyor.'' ''Ankara'nın hala serbest giriş bileti yok'' diyen Verheugen, din ve düşünce özgürlüğüyle yargının bağımsızlığı ve orduyla sivil güçlerin ayrımları konularında hala bazı sorunların mevcut olduğunu ileri sürdü. Türkiye'nin AB üyeliğinin Avrupa Parlamentosu seçim kampanyalarında önemli rol oynaması konusunda neler düşündüğü şeklindeki bir soruya karşılık da Verheugen, şunları söyledi: ''Hiç kimseye seçim kampanyasında ne yapacağını söyleyemem. Ancak bu tartışmaya katılan herkesin bilmesi gereken bir şey var ki, o da Türkiye'de yapılan siyasi reformların Avrupa'nın güvenliği için büyük öneme sahip olduğudur. Zira 21. yüzyılın büyük ihtilaf çizgilerinden birinin İslam dünyası ile Batılı demokrasiler arasından geçtiğini göz ardı edemeyiz. Türkiye'nin, özgürlük, insan hakları ve demokrasinin İslamiyet'e ters düşmediğini göstermek için örnek ülke rolü üstlenmek istediğini söylemesiyse çok etkileyicidir. Esasen bunu herkesin idrak etmesi gerekir.'' Verheugen, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başlaması durumunda ne kadar süreceği şeklindeki bir soruyu da, ''Bunu bugünden söylemek mümkün değildir. Ankara'daki hükümet için bu soru pek de o kadar önemli değil'' şeklinde yanıtladı. TÜRKİYE'YE YARDIM ARTIRILACAK Öte yandan, AB Komisyonu'nun bütçeden sorumlu üyesi Michaele Schreyer, Türkiye'ye yapılan maddi yardımların 2006 yılına kadar yıllık 149 milyondan 500 milyon euro'ya yükseltileceğini söyledi. Schreyer, Focus dergisine yaptığı açıklamada, ''Türkiye bugüne kadar diğer üye adaylarına göre daha az yardım alıyor. Bu yardımlar 2006 yılına kadar yıllık 149 milyondan 500 milyon euro'ya yükseltilecek. Yardımlar daha sonra yeniden artırılacak'' dedi. Schreyer ayrıca, AB bütçesinde kesinti yapılmaması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: ''Almanya'nın da desteklediği genişleme süreci, doğal olarak masrafların artmasına neden olacaktır. AB bütçesinin üst sınırının artırılmasına karşıyım, ancak 27 üyeli bir Birliğin, 15 üyeli bir AB'nin bütçesinden daha küçük bir bütçeyle geçinemeyeceği de ortada.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:28

İLGİLİ HABERLER