Spor
  • 27.12.2005 10:49

BAKAN ŞAHİN: BIÇAKCI GEREKLİ MESAJI ALDI

1 Kasım'da yaptığınız basın toplantısıyla, İstanbul'da oynanan milli maçta olanların sizi nasıl rahatsız ettiğini anlamak çok da zor değil. Ama siz nedense sözlerinizin Futbol Federasyonu'nu kapsayıp kapsamadığı her sorulduğunda çok temkinli yanıtlar verdiniz. Neden Futbol Federasyonu'nu işaret ettiğinizi bir türlü söylemek istemiyorsunuz?
"O basın toplantısındaki sözlerimden milli maçın ardından olduğu için doğal olarak Futbol Federasyonu'nu işaret ettiğim anlamı çıkabilir. Ben tabii ki milli maçta olanları da kastettim orada. Hatta federasyon başkanının açıklamalarından da bu eleştirileri haklı gördüklerini anladık."

Sanırım Hasan Doğan ve Levent Bıçakçı sizi basın toplantısının hemen ardından "İstifa derken bizi mi kastediyorsunuz?" diyerek aradılar.
"Basın toplantısı bitti, makama geçtim, 'Hasan Doğan arıyor' dediler. Sanırım özel kalem müdiremin cep telefonu Hasan Doğan'da vardı, oradan aradı. Dedi ki Hasan Doğan, 'Şu anda Levent
Bıçakçı da yanımda, birlikte bu telefonu açıyoruz. Bize söylemek istediğiniz bir şey mi var?' Ben de 'Basın toplantısını izlediyseniz oradan gerekli sonuçları çıkartırsınız' dedim. Yasalarda hangi yetkim varsa, ki yetkim de şudur; ancak o federasyonları ben genel kurula götürebilirim. Futbol Federasyonu Yasası'nın 31. maddesinde 'Başbakanlık Teftiş Kurulu 'nun görevde kalmasında sakınca gördüğü Futbol Federasyonu yönetimi için, olağanüstü genel kurula gitme kararı alabilir' diyor. Ama bundan önce benim kimseyi görevden alma hakkım ve yetkim yok."

Bunu biz de beklemiyoruz... Ama siz de zaten milli maçtaki eksiklikleri bir yönetim zaafiyeti olarak gördüğünüzü söylediniz. Neydi milli maçta federasyonun yaptığı hatalar?
"Bunun bir de evveliyatı var. Tahkim Kurulu'nda istifalar oldu. Tahkim'in kararları tartışılır oldu. Hatta bu 2 istifa geri alınmasaydı, Tahkim Kurulu karar alamayacak bir noktaya gelecekti. O nedenle ortadaki bir takım ihtilaflar çözüme kavuşamayacaktı ve futbol tıkanacaktı. Milli maçtan önce bu sorun vardı. Ama sanıyorum sağduyu hakim oldu. En azından ilk yarının bitimine kadar 'Tahkim Kurulu devam etsin' diye bazı istifalar geri alındı. Futbol Federasyonu mutlaka bir genel kurul yapmak zorundaydı."

Siz basın toplantısı yaptığınızda vurgulamak istediğiniz yönetim zaafı olan şeyler neydi, neyi yanlış yaptılar?
"Misafir takımın havalimanına inişinden ayrılışına kadar geçen safhayı kastederek ben bir değerlendirme yapmıştım. Futbol Federasyonu yönetiminin bütün bu safha içindeki sorumluluğu nedir? Bu ayrıca tartışılır. Mesela havalimanı körüklerine kadar bazı seyirciler pankartlarla gittiler. Burada emniyetin de hataları vardır. O nedenle ben bu yönüyle de konunun araştırılması için Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun inceleme yapmasını istedim. Ve sayın Başbakanımız'a dosyayı böyle bir taleple gönderdim. 12 Kasım'da Bern'de oynanan maçtan sonra uçakta gelirken 'Bunun bir de İstanbul'u var. Biz onlara burada gösteririz' sözleri beni rahatsız etmiş ve hemen orada müdahale etmiştim. 'Misafir takım, biz İsviçre'de nasıl karşılanmayı düşündüysek öyle karşılanmalı Hiçbir olumsuzluk olmamalı Bize yapılanlar biz onlara yapmamalıyız. Futbolun, centilmenliğin ne olduğunu biz göstere göstere ortaya koymalıyız' demiştim."

Sizi dinlemediler sanırım...
"Hiç hoş olmadı. Beni en çok üzenlerden biri de, tabii ona Futbol Federasyonu müdahale edebilir miydi onu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. İstiklal marşımız Bern'de çalınırken tabii ki orada bir protesto oldu, bundan üzüntü duyduk. Ancak İstiklal Marşımız söylendi, herkes duydu. Ancak Türkiye'de isviçre Milli Marşı söylendi ama kimse duymadı, ben duymadım. Ne başladığını, ne bittiğini duymadım. Bu beni çok rahatsız etti. Bakın hemen VIP tribünün önünde basın mensuplarının bulunduğu bir bölüm vardı. Orada Bern'de tanıştığımız İsviçreli bir basın mensubu vardı. Onların milli marşı çalınırken sürekli bana baktı. Bundan son derece mahcup oldum. Onu hiç unutamam. Onları yaşamak istemezdik. Acaba buna mani olunabilir miydi? Tabii tedbir alınmalıydı, burada eksiklikler gördük."

O halde niye federasyonu olağanüstü genel kurula açıkça davet etmediniz?
"Başbakanlık Teftiş Kurulu 'Futbol Federasyonu hatalı davranmıştır. Genel kurula gitmesi gerekir' şeklinde bir rapor verseydi bana, ben tabii o zaman yasal yetkimi kullanıp Futbol Federasyonu'nu olağanüstü genel kurula götürürdüm. Veya yetkim olsaydı 'Yetkimi kullanıyorum, federasyonu olağanüstü genel kurula davet ediyorum' derdim o milli maçtan sonra..."

Hemen olmasa da kendileri bu kararı aldı, nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Zaten bu konuda çok memnuniyetsizlik mesajı geliyordu bana. Böyle bir realite ortadayken Futbol Federasyonu'nun bir olağanüstü seçim kararı almasını takdirle karşılıyorum. Kendileri güven tazeleme dediler, bunu da anlayışla karşılıyorum. Ama bu seçimli genel kurul karandır. Başta Futbol Federasyonu Başkanı, yönetimi ve Tahkim Kurulu yeniden seçilecek. Bu genel kurulun gerçek aktörleri %70'i kulüplerimizin delegelerinden oluşan 225 kişilik bir heyettir. İnanıyorum ki, en isabetli karan verecekler. İyi düşünüp taşınsınlar, iyi araştırsınlar. Sakın sonra da Yönetim bu hataları yapıyor, MHK yanlış görevlendirmeler yapıyor, Tahkim Kurulu yanlış kararlar alıyor' diye ortaya çıkmasınlar. O zaman ben de şunu söylerim: 'Seçmesini bilmeyenlerin şikayet hakkı yoktur."

Peki Türk futbolu bir çöküş yaşıyor diyebilir miyiz?
"Yoo, hayır. Abartı olur. Ancak şöyle söylemek artık kaçınılmazdır: Türk futbolu açısından özellikle içinde bulunduğumuz yıl pek de iyi geçmedi. Bütün bunlar değerlendirildiğinde 2005 yılında başarısız olduğumuzu söyleyebiliriz."

Ulusoy dönemiyle ilgili ciddi sorun var

Federasyon sizin döneminizde bir seçim daha gördü. Levent Bıçakçı'nın seçildiği genel seçim.. O dönemde hükümet olarak yeni kararlar da almıştınız. 'Artık federasyon başkanları üniversite mezunu olsun' demiştiniz. Hâlâ bu fikirde misiniz? O zaman 'Üniversite mezunu olmayan Uhısoy tekrar seçilmesin diye önlem geliyor' diye konuşulmuştu. Bu, ne kadar doğru?
"Futbol Federasyonu'yla da görüşerek yasada bazı değişiklikler yaptık. Bu değişikliklerden biri de Futbol Federasyonu başkanı ve yönetiminde aranması gereken koşullarla ilgiliydi. Orada Futbol Federasyonu Başkanı'ndan yüksek okul şartı aranması hükmü yoktu. Bizim meclise sevkettiğimiz tasarımızda da yoktu. Ancak ana muhalefet partisine mensup milletvekili arkadaşlarımız yüksekokul şartını öngören bir önerge verdiler. Ben bunu kabul etmedim ve gecen seçimde bu kural yoktu. Ancak, CHP'lilerin isteği üzerine bu maddeyi daha sonra kanuna koyduk. Burada Ulusoy'un aday olmasını engellemek gibi bir düşüncem yoktu. Bundan kimse rahatsız olmasın."

Yavuz Donat'a 'Tüm soru işaretleri, tırnak içinde kirlenme, Beşiktaş-Samsun maçında başladı. O donemde Lucescu'nunyaptığı açıklamaları ihbar kabul ederim' demiştiniz. Oradan başlayan süreci iyi idare ettiğinizi düşünüyor musunuz?
"Ulusoy Federasyonu döneminde yaşanan olaylarla ilgili öyle bir değerlendirme yaptığımı hatırlıyorum. Çünkü Lucescu 'Türkiye'de futbolda
yaşananlar Çavuşesku döneminde yaşanmadı' gibi birşey söylemişti. O tabii bizi oldukça rencide etmişti. Ben Başbakanlık Teftiş Kurulu'nu görevlendirdim. Kurul uzun süren bir çalışma yaptı. 2 dosya halinde bana raporlar geldi, inceledim ve incelettim. Orada eski federasyonu bir-iki ihaleyle ilgili sorumlu buldular. Ve bu işlemlerin Futbol Federasyonu tarafından yapılmasını istediler. Ben de o dosyaları Futbol Federasyonu'na gönderdim. Futbol Federasyonu'nun o dosyayla ilgili işlem yapmış olması lazım. 'Bana sonucu bildirin' dedim. Şu ana kadar sonuç gelmedi, herhalde onlara bir tenkit yazısı yazmak durumundayım."

Peki bir hukukçu olarak o dosyanın gereği nedir?
"Parasal bazı sorumluluklar var. O paraların ilgililerden tahsili gerek. Ayrıca tabii Cumhuriyet Savcılığı'na da suç duyurusunda bulunmak şart."

Siz son dönemde izlediğiniz Turkcell Süper Ligi maçlarından zevk alıyor musunuz, ne düşünüyorsunuz?
"Sık olmasa bile statlara giderek maç izliyorum. Çoğu kez de TV'den izliyorum. Evet doğru, hakem hataları oluyor. Ama ben hakemlerimizin bir takım lehine diğer takım aleyhine o kararlan verdiği kanatinde değilim. Hakemlerimize haksızlık yapıyoruz. Benim de TV başında 'Bu hatalıydı, bu karar böyle olmamalıydı' dediğim oluyor. Ama hiçbirinde kasıt aramıyorum. 'Tüm hakem hataları F.Bahçe'nin lehine tecelli etti' düşüncesine katılmıyorum. Bıçakçı'nın böyle söylemesini yanlış buluyorum. Bu kanaati, sorumluluk; mevkiinde olan kişilerin seslendirmemesi gerekir. O zaman 'Bu işin sorumlususunuz, niye düzeltmediniz?' sorusunun cevabını vermek zor olur."

(vatan)

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:22

İLGİLİ HABERLER