GAZETEDEN AYDA 100 BİN DOLAR MAAŞ ALAN BAKAN KİM?
* Aydın Doğan'ın sicili ne kadar temizse Turgay Ciner'inki ondan 10 kat daha temizdir.
* Doğrusu ben Ertuğrul Özkök'ün zekasına hep saygı duymuşumdur ama galiba artık ona da saygı duymama gerek kalmayacak.
* Size bomba bir haber vereceğim. Sıkı durun. Koltuğa tutunun. Düşmeyin. Mesela Ertuğrul Özkök desem? Galiba 5 milyon dolar transfer, ayda 100 bin dolar maaş.
* Bakın Sezar'ın hakkı Sezar'a; Özkök'ü halk yanlış tanır. İş takipçiliği falan yoktur. Onun için önemli olan Hürriyet'in başında kalmaktır, zengin olmak değil.
* Zafer Mutlu murahhas aza oluyor, Özkök Sabah'ın başına geçiyor.
*Ertuğrul Özkök öyle zannedildiği gibi paracı falan değildir. Bilmez zaten para işlerini. O hayal ettiği standartta yaşıyor ve belli yatırımlar yapabiliyor. Evleri var, bankada çok da sayılmayacak parası var. Zaten bütün masrafları şirketten. Cebinde şirket kredi kartı var.
* Keşke Ertuğrul Özkök de Aydın Doğan ile böyle bir anlaşma yapsaydı. Aydın Bey servetini bin kere arttırırken, Ertuğrul Özkök hayatını garantiye alabilmek için 10 yıl daha genel yayın yönetmeni kalmaya gayret etmezdi.
* Sabah'la anlaşma yapan ilk Doğan Grubu yöneticisi ben değilim. Ben riskli geldim. Çok daha süper anlaşmalar yapanlar olmuş.
Sabah'ta 14 milyar maaş aldığınızı söylemiştiniz. Doğan ve Özkök buna da takılmışlar. Doğan Grubu'nda aldığınız ücretle kıyaslanırsa, bu ücret için iş değiştirmek için çıldırmış olmanız lazım. Peki diğer gelirleriniz, televizyon program ücretleri? Aylık gelirinizin beyan ettiğinizin 5-6 katı olması lazım. Böyle bir yalana neden gerek duyuyorsunuz?
Bunu hep söyledim: "Ben Hürriyet'ten Sabah'a para için geçmedim, hatta daha azına geçtim" diye. İnanmadılar. Kıbleleri para olunca parasız bir işe inanmıyorlar. Ciner'e geçerken Doğan Grubu'ndan aldığım miktarları söyledim. Turgay Bey bazılarına itiraz etti ve "Biz bunları veremeyiz" dedi. Ben de "Zaten öyle bir talebim yok" dedim. Doğan Grubu'nda ne aldığımı Doğan biliyor. Sabah'ta aldıklarımı ise TMSF yönetimi biliyor. Onlar açıklasın. Hiç korkum yok. Sabah'ta 10 bin dolar alıyordum. Şimdi olsa 12.5 milyar olacaktı. Teke Tek için de Doğan'dan aldığımın aynısı. Hürriyet'ten de aldığım miktar aynıdır. Para için geçmedim. Sadece özel bir anlaşmam vardı. Sabah'ta yönetici olunca "stock option" dedikleri sözleşmeden yaptım. Yönettiğim süre içinde şirketin kazandığı değerden belirli bir pay alacaktım. Son derece adil bir anlaşma. Keşke Ertuğrul Özkök de Aydın Doğan ile böyle bin anlaşma yapsaydı. Aydın Bey servetini bin kere arttırırken, Ertuğrul Özkök hayatını garantiye alabilmek için 10 yıl daha yayın yönetmeni kalmaya gayret etmezdi.
Özkök de hayatını garanti altına almadıysa artık biz açlıktan ölelim...
Garanti var, garanti var. Özkök hayatını kendi standartlarına göre garanti altına almak ister. Normaldir.
Medyada değil, dünyanın bütün büyük şirketlerinde böyle bir anlaşma türü vardır. Üst düzey yöneticilerle yapılır. Şirkete göreve geldiğiniz zaman size o günkü değer üzerinden bir kısım hisse satılır. Yönetici şirketten ayrılırken şirketin değeri artmışsa, yönetici bunu veda primi olarak alır. Diyelim ki ben Sabah'ın başına geçtiğim zaman şirketin değeri 1 milyar dolar. Ben ayrılırken şirketin değeri 1 milyar 200 milyon dolar. Bana 2 milyon dolar prim verilir. Bence adildir. Üstelik Sabah'la anlaşma yapan ilk Doğan Grubu yöneticisi ben değilim. Ben riskli geldim. Çok daha süper anlaşma yapanlar olmuş.
Size bomba bir haber vereceğim. Sıkı durun. Koltuğa tutunun. Düşmeyin. Mesela Ertuğrul Özkök desem?
Maydanozlu köfteler. Yaaa, hayatta neler oluyor değil mi? Sabah'ın belge arşivinde duruyor olmalı. Sabah'a TMSF tarafından el konulmasından önce Ertuğrul Özkök Sabah ile bir anlaşma yapmış. Bana, "Parasız transfer olur mu?" diyen Özkök'ün Sabah'la anlaşması var. Sabah'ta bunu gördüm. Rakamı tam hatırlamıyorum ama Sabah'a el konulmadan önce yapılmış. Galiba 5 milyon dolar transfer, ayda 100 bin dolar maaş. Zafer Mutlu murahhas aza oluyor. Özkök Sabah'ın başına geçiyor. Böyle bişey yapmışlar. Ne kadar ciddidir bilemem.
Şöyle bir gördüm. İnceleme gereği duymadım doğrusu. 7 yıllık falan bir olay.
Kim çıkaracak ki?
Çok ünlü bir siyasetçiye de ayda 100 bin dolar maaş ödemişler. Şimdi o siyasetçinin adını versem, "No, no, no, may be" diye ortaya çıkıp yalanlar ama bu paralar ödenmiş.
Yaaa, ne inanılmazlar var...
Kim o bakan, "no, no" tişörtü giyen...
Ben bilmem merkez bilir. Ben söyleyeceğim kadarını söyledim. Bir bakan, Dinç Bilgin ve Zafer Mutlu ile anlaşmış, ayda 100 bin dolar maaş almış. Hem de aktif siyasetin içindeyken. Ben o kadarını söylerim. Ama siz de bilirsiniz. (HABERVİTRİNİ NOTU : O TİŞÖRTÜ GİYEN İSİM ANAP'IN EKONOMİDEN SORUMLU BAKANI GÜNEŞ TANER'Dİ)
Hürriyet'in maaş dengelerini bilmem. İlgilenmem. Beni benim aldığım para ilgilendirir. Ama Özkök'ün 20 bin dolar aldığını birisi söylemişti. Tabii artık yıllık prim. Ben oradayken Emin Çölaşan galiba 18 milyar lira alıyordu. Ahmet Hakan'a da o kadar veriyorlar. Aydın Bey söylemişti. Arada çalışanlara kredi falan da verirler. Muhabirleri için aynı şeyi söyleyemem. Muhabirler ve kaliteli editörler haklarını alamıyorlar. Ama yazarlar maaşlarının bir bölümünü telif olarak alırlar. Normaldir.
Ertuğrul Özkök öyle zannedildiği gibi paracı falan değildir. Bilmez zaten para işlerini. O hayal ettiği standartta yaşıyor ve belirli yatırımlar yapabiliyor. Evleri var. Bankada çok da sayılmayacak parası var. Zaten bütün masrafları şirketten. Cebinde kredi kartı var. Bakın Sezar'ın hakkı Sezar'a; Özkök'ü halk yanlış tanır. İş takipçiliği falan yoktur. Onun için önemli olan Hürriyet'in başında kalmaktır. Zengin olmak değil. Haklı da. Para ne içindir? Güç için. Hürriyet'in başında olmak zaten güçtür. Para bölümünü atlasan da olur. Tabii primlerin yüksek olduğu aşikar ama o kadar da değil.
VATAN NİYE PARA ETSİN?
Kusura bakma. Ağzımız alışmış. Vergi, faiz ve amortisman öncesi kar demek. Türkçe'si "FAVÖK" galiba.
Anlattığınız diğer senaryoları bilemem. İçişleri. benim gördüğüm, Milliyet'in işi zor. Başına kim gelirse gelsin. Enis'i çok severim. Hürriyet'teki yakın arkadaşlarımdan biridir. Uzun süre en yakınımdı. Gazetecilik olarak yakışır ama katkısı ne olur bilemem. Objektif olarak söyleyemem, sevdiğim için. Ama Aydın Bey, Enis'e kızgındı. O konuma getirir mi; fikrim yok. Enis, bir zamanlar "Medya Baronları" diye bir kitap yazmıştı. O sırada, Dinç Bilgin hapiste, ortada Aydın doğan'dan başka medya baronu diye nitelenebilecek kimse yok. Aydın Bey, o zaman Enis'i çağırıp azarladı. Sonra da Hürriyet'ten uzaklaştırıldı. Radikal'e sürgüne yollandı. Hürriyet'e geri getirmek için çok uğraştık. Kızgınlığı geçmişse neden olmasın. Ama Sedat da çok iyi bir gazetecidir. Fakat iyi gazeteciler iyi yayın yönetmeni olur diye bir kural yok.
Zafer Mutlu tam da Aydın Doğan'a göre bir yönetici. Çok iyi anlaşırlar. Zafer Mutlu, Ertuğrul Özkök'ü rahatsız eder. Özkök, Medya Grup Başkanlığı'nı istiyordu. Orayı Zafer'e kaptırabilir. İnşallah Zafer Mutlu, Aydın Doğan'ı da Kartal'lık yapmaz.
Kartal. Hani şu Dinç Bilgin'in, Cavit Çağlar'ın misafir edildiği Adalet Bakanlığı dinlenme tesisi. Kartal Cezaevi.
Arkadaşlar doğru. Sabah'la Hürriyet'in birbirine girdiği dönemde bile Zafer'le Ertuğrul'un dostluğu sürmüştür. Gazeteler ana avrat birbirine girerken, bu ikisi buluşur yemek yer, muhabbet ederlerdi. Ama bu arkadaşlık bozulabilir. Rakip oldular bir anlamda. Entelektüel tarafı ağır basan bir Ertuğrul Özkök'tense, Zafer Mutlu Aydın Doğan'a daha fazla hitap eder. Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 16:56