Medya
  • 11.9.2023 00:43

Sohbet-8.. Nankörlük

SOHBET-8
NANKÖRLÜK
Nankörlük Allahü Teâlâ’nın hiç hoşlanmadığı özelliktir. Allahü Teâla nankör kullarına celal sıfatını gösterir. 
İki türlü nankörlük vardır. İslami işlerde ve insanı işlerde nankörlük.
Âlemlerin Rabbi olan Allahü Teâla, insanları dünyaya gönderirken onların nimetlerini de birlikte gönderdi. 
En başta hava ve su, en büyük nimettir. Bu ikisi olmasaydı hiç kimse yaşayamazdı. Sonra yemeleri ve içmeleri için türlü türlü canlılar, meyve ve sebzeler yarattı. Yani rızıklarını verdi.
İnsana bu kadar ihsanda bulunan Yüce Rabbimiz, bu nimetleri kıymetini bilmeyenlere kızgınlık duyar. 
Cenab-ı Allah nitekim bunu Bakara Suresi 276’ncı Ayetinde açık olarak bildirdi
Mealen şöyle buyurdu; “Allah, çok nankör ve günahkâr olan hiç kimseyi sevmez."
Bütün bu nimetleri Allah’tan (Celle ve Celalühü) bilmeyenler en büyük nankördür.
Bizim dinimiz; aldığımız nefes dâhil, her şeyin Allahü Teâlâ’nın nimeti olduğunu bilmektir.. Bunu böyle kabul etmeyip Rabbine şükür etmeyen nankördür.
Diğer nankörlük, kişiler arasında zuhur eden nankörlüktür. 
Bir kişi bir kişiye iyilik etmişse, o iyilik ettiği daha sonra kendine iyilik yapana kötülük yapmışsa o kişi çok büyük bir nankördür.
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu;  
-“Kendisine bağışta bulunulan kimse imkân bulursa hemen karşılığını versin. Bulamayan kimse bağış yapana teşekkür etsin kim teşekkür ederse vazifesini yapmış olur. Kim de bağışta bulunup iyilik ederse vazifesini yapmış olur. 
Kim de bağışta bulunup iyilik yapana teşekkür etmez ise nankörlük etmiş olur.
Kendisine verilmeyen bir şeyle kendisinde varmış gibi övünen kimse iki yalan elbisesi giymiş çıplak kimse gibidir.”  
Üsâme b. Zeyd (Radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber Efendimiz Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
- “Bir kimseye bir iyilik yapılırsa o kimse de iyilik yapan kimseye,” Allah seni dünya ve ahirette hayırla mükâfatlandırsın” derse şüphesiz en güzel övgüyü yapmış ve karşılığını vermiş olur.”  
Peygamber efendimiz, “Kendisine yapılan iyiliği anmak şükür, gizlemek ise nankörlük olur” buyurdu.
Şükür Allah’a dua kullara yapılır.
Allahü Teâla tıpkı kendine yapılan gibi kuluna yapılan nankörlük de celal sıfatını gösterir. 
Bir kişi bir diğer kişiye iyilik yaptığında, yaptığı o iyiliğin sevabı amel sayfasına anında düşer. Mahşer yerinde nankörlerin suratına işte o defterde bulunan musaflar birer tokat gibi çarpar. Eğer nankörlüğe uğrayan kişi o kişiyi af etmezse, bu çarpma işi sürer. Tokatlar o kadar şiddetli olur ki, nankörler yerin zımmına iner. Hesap burada da bitmez. 
Rabbine ve dinine Nankörlük yapan, cezasını cehennem de çeker.
Allahü Teâlâ’yı direkt ilgilendiren nankörlükte, af yoktur. Onların suratına sahifeler değil, defter çarpılacaktır. 
O kişiler mahcubiyetle utanç azabı çekeceklerdir. Bu cehennem azabının bir çeşididir. Bu utanç onlara sonsuza kadar azap olarak yeter. 
Günahkârlık acısını ve mahcubiyetini Allahü Teâlâ bir kula göstermesin. Bir kulun düşüp düşeceği en kötü durum, Allahü telaya nankörlüktür. 
Bundan daha kötüsü Allahü Teâlâ celle ve celalühü asi ve isyankâr olmaktır. Nankörlük ondan sonra gelir.
Gece yatağa girdiğinizde, “Ya Rabbi sana hamdolsun ki bu gece de beni imanlı olarak yatırdın” demeniz şükürdür.
Sabah kalktığınızda; “Ya Rabbi, bu sabah ta beni sağ ve selametle kıldın. Hamdolsun” demeniz de şükürdür.
Rasûlullah Efendimiz (Aleyhissalatü vesselam) şöyle buyurdu: “Bir Müslüman yatacağında Allah’ın kitabından bir sûre okursa ( mesela Ayet-el kürsi) Allah o kimse için bir meleği vekil kılar ve onu korumakla görevlendirir. Kalkacağı zamana kadar ona zarar verecek hiçbir şey ona yaklaşamaz.” 
Bir mümin nimetin kıymetini bilendir.
Nimetin kıymetini bilirsen o nimet elinde kalır. Bilmez isen elinden alınır.
Nitekim Şanı Yüce Rabbim İbrahim Suresi 7’nci ayetinde mealen; “Şükrederseniz, nimetlerimi artırırım. Nankörlük ederseniz, azabım çok şiddetlidir.” Buyurdu.
Şükür, “verdiği nimetlerden dolayı kulun Allah’a minnettarlık duyması, bunu sözleri ve amelleriyle göstermesidir.
İşin özeti budur
Siz siz olun hergün mutlaka Rabbimize şükür edin. Şükür edin ki rahat edin.
Peygamber Efendimiz;  dünyalık bakımından yukarda olanlara değil, (Kendinden zengin olana değil)  aşağıda olanlara (Kendinden fakir olanlara) bakılma emri verilmiştir. 
Kişi dünyalık bakımından kendisinden yukarı, yâni daha varlıklı kimselere baktığı zaman, Allah'ın kendisine verdiği nimetleri küçümseyebilir. 
Bu hâl onun öfkelenmesine, nankörlüğüne ve büyük günahlara girmesine sebebiyet verebilir. . Fakat kendisinden aşağı olanlara baktığı zaman, elindeki nimetlere şükreder, hamd eder ve günaha girmekten uzak kalmış olur.
Allahü Teâlâ’nın en sevdiği şeylerin başında sadakat gelir. 
Hadis-i şerifte buyuruldu ki; “Sadakat iyiliğe, iyilik Cennete götürür.”
Şu 3 konuda mutlak sadakat gerekir
Bunlar Allahü Teâlâ’ya sadakat. Allahü Teâlâ’nın Habibine sadakat ve Dinine ve yola sadakattir. 
Bu üçüne aynı anda sadık olmayan, felakete uğrar. 
Sadakat o kadar önemli bir şeydir ki; ilimden bile kıymetlidir. İlimle sadakat birbirlerini tamamlar. Tek başına ilim bir işe yaramaz. Tek başına ilim bir kimseyi kurtarmaz. Yanında mutlaka sadakat olmalıdır. 
Bunun tersi de sadık bir kulun ilmi olmasa bile kurtulma ihtimali çok yüksektir. Yani tek başına sadakat kurtarır. Tek başına ilim kurtarmaz. 
İlmi kıymetli kılan ameldir. Yani yapmaktır.
İlim sadakat olursa değer kazanır. Yoksa kâfirlerinde içerisinde çok âlim var idi. Münafıklar arasında da çok büyük âlimler vardı. Sapıtmışlar arasında da çok büyük âlimler vardı. Fakat sadık olmadıkları için hepsi felakete uğradı. Onların böbürlendikleri o ilimleri, onlar ile beraber cehennem ateşinde yanacak geriye de hiçbir şey kalmayacaktır. 
Bir mümin dünyada sadık ise; Allahü Teâlâ’ya ve habibinin yoluna sadıklarsa bu sadakat cennette sonsuza kadar artarak sürecektir. 
Onun için dua eder iken hep şuna dikkat ettik. “Yarabbi bizi sadık kullardan eyle” dedik
Bir kişi hem salih bir kul, hem sadık ise o kişi için bayramdır bayram.
Yola sadık olan, habibine sadık olur. Habibine sadık olan Rabbine, sadık olur. 
Yarabbi; büyüklerin yolunda olanların sadakatlerini daim eyle. Onları sadık bir kul olarak kabul eyle. Onları cennette sohbet ehlinden eyle. 
Yarabbi bu arkadaşların yaptıkları ve yapacakları bütün duaları kabul eyle. Onların kalplerini temizle, işlerini ferah eyle. 
Yarabbi sana sadık bu arkadaşları sıkmadan, eza vermeden her türlü musibetten koruyarak son nefeslerinde şahadet getirip, şehitlik mertebesine çıkar. 
İhsanı bol yarabbi;  buyurduğun gibi bir büyük müjdeyi verdiğin gibi Emir ve yasaklarına uyan, sana, peygamberine ve vekillerine sadık cümle ehlisünnet ehlini dünya ve ahirette iyilikle kıl (AMİN)
SON SÖZ
Her gece yatmadan evvel on adet salavatı şerife getirin ki; İşlerinizde bereket, vücudunuzda sıhhat, kalbinizde nur olsun. 
Salavatı şerife okuyarak hayır işlemiş olasınız. Okuduğunuz salavatı şerife aynı zamanda mahşerde sizi cehennem ateşinden koruyan bir kalkan olsun.
ALLAH’A EMANET OLASINIZ.
METİN ÖZER



 

Güncellenme Tarihi : 11.9.2023 00:46

İLGİLİ HABERLER