Gündem
  • 2.5.2007 14:49

BAYKAL : SEZER YERİNDE KALACAK

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Anayasaya göre, yeni cumhurbaşkanı seçilinceye kadar Ahmet Necdet Sezer’in görevinde kalacağını" söyledi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP ve DSP bütünleşmesinin önünde hiçbir engel bulunmadığını söyledi.
      Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada DSP ile bütünleşmeyle ilgili olarak, "İstemiyoruz, talep ediyoruz. Gelin bunu yapalım. Çok açık, net, kararımız, samimiyetimiz ortada. Derhal bu konuda arkadaşlarım harekete geçmeli" dedi.
      Bu konuda kimsenin kendi taleplerini toplumun taleplerinin önüne geçirmeye hakkı olmadığını söyleyen Deniz Baykal, "İhtiyaç ve talep ortada. Belki gözyaşlarıyla karar alınacak, belki herkes üzülecektir. Ama o sadece onların değil, hepimizin gözyaşı olacak; birlikte ağlayacağız, birlikte güleceğiz" diye konuştu.
     
     BAŞBAKAN'IN ANAYASA MAHKEMESİ YORUMUNU KINIYORUM

      CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa Mahkemesinin, 11. Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turuyla ilgili aldığı kararla Türkiye’nin önünü açtığını, Türkiye’yi ferahlattığını söyledi.
      Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesi kararını değerlendirdi.
      Anayasa Mahkemesinin, Türkiye’nin önünü açtığını, Türkiye’yi ferahlattığını ifade eden Baykal, mahkemenin, çok sağlam bir hukuki temele dayalı olarak bunu yaptığını kaydetti.
      Anayasanın 102. maddesinde yer alan, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin üye tamsayısının üçteiki çoğunluğunun ne anlama geldiğini hiç kimsenin izah edemediğini, bunun cevabını Anayasa Mahkemesinin verdiğini belirten Baykal, bu konunun hukuki tartışması olabileceğini söyledi.
      Baykal, şöyle konuştu:
      "Bu karar ortadayken, Anayasa Mahkemesi bu kararı aldıktan sonra, sorumlu olması gereken çevrelerin, başta Başbakan olmak üzere kullandığı üslubu esefle karşılıyorum. Anayasa Mahkemesi, ’Başbakan’ın işine gelmeyen bir kararı aldı’ diye, Türkiye Anayasasının en temel kurumlarından biri olan Yüksek Mahkemeye öyle saygısız dil kullanma hakkı, Başbakan da var mı? Ne kadar yakışıksız, ne kadar seviyesiz...
      Hepimizin görevi, Anayasa Mahkemesine saygı göstermektir, değer vermektir. Elbette kararın hukuki tartışması yapılabilecektir." Kararın, "Anayasa Mahkemesine yönelik bir siyasi karalama ve siyasi suçlamaya" dönüştürülmemesini isteyen Baykal, Anayasa Mahkemesinin çok önemli ve saygın bir karar aldığını, bunu, hukuk tarihinin tespit edeceğini söyledi.
     
     "BAŞBAKAN BAYKAL" SLOGANLARI

      Baykal, AK Parti’yi yöneten kadronun zihninde ikinci bir gündem bulunduğunu ve bunun gereğini yapmak konusunda kararlılıklarını sürdürdüklerini savundu.
      Baykal, "Yaptıkları açıklamalar, bunların zihninde cumhuriyet dışında bir projenin bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bunların referansı anayasa değildir. Siz eğer devlet adamıysanız, ülkeyi yönetiyorsanız, bakansanız, başbakansanız, cumhurbaşkanı olmak istiyorsanız referansınız anayasa olmak zorundadır" diye konuştu.
      Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması ve ardından yaşanan gelişmelere değindi. Baykal’ın grup salonuna gelişi ve kürsüye çıkışı sırasında, "Başbakan Baykal" sloganı atıldı.
     
     "TARİHİ BİR DÖNEM YAŞANIYOR"

      Konuşmasına başlarken, "Yüzünüze bakıyorum, her zamankinden farklı bir durum var. Daima sizleri burada güler yüzlü, kendinden emin, özgüveni yüksek, heyecanlı, coşkulu gördüm ama bugün bir başka haliniz var. Sanki ülkemize, demokrasimize, cumhuriyetimize çok önemli bir görev yapmış olmanın sevincini, huzurunuzu, mutluluğunu gözlerinizden okuyorum" diyen Baykal, şöyle devam etti:
      "Bugün güzel bir gün. Parti olarak çok büyük bir görev yaptık.
      Türkiyemizin aydınlık geleceğine inanan, hukukun üstünlüğüne inanan insanlar olarak gerçekten çok büyük bir görev yaptınız, hepimize ihtiyaç duyduğumuz desteği kararlılıkla sergilediniz. Sizden aldığımız destek, inanç ve güvenle, el birliği içinde çabamızı çalışmalarımızı sürdürdük ve bu noktaya ulaştık. Hepinizi yürekten kutluyorum." CHP lideri Baykal, tarihi bir dönem yaşandığını, bu dönemde çok büyük bir mücadele verdiklerini ifade ederek, bu mücadelenin son birkaç haftayla sınırlı olmadığını kaydetti.
      Türkiye’nin çok ciddi bir tabloyla karşı karşıya kalmaya başladığını gördükten sonra halka gerçekleri anlatma çabası içine girdiklerini belirten Baykal, halkın duyarlılığını harekete geçirmeyi, olayları doğru kavramasını, rejime, demokrasiye sahip çıkmasını sağlamayı başardıklarını söyledi.
      Deniz Baykal, 2005 yılı Temmuz ayında yaptığı konuşmayı hatırlatarak, o açıklamasında ülkenin anayasal rejimini tahrip etmeye yönelik anlayışı gördüğünü ve buna karşı devletin kurumlarının değil, milletin harekete geçmesi gerektiğine inandığını söylediğini vurguladı.
      Aradan geçen süre içinde teşhislerinin toplum tarafından paylaşıldığını memnuniyetle izlediğini kaydeden Baykal, iktidar tarafından da bu teşhisleri haklı çıkaran uygulamaların art arda sergilendiğini öne sürdü.
     
     "BİZİM STRATEJİMİZDİ"

      CHP Genel Başkanı Baykal, "Memnuniyetle görüyorum milletimiz, bu tablo karşısında yerini, sorumluluğunu kimseye devretme, devletin hiçbir kurumunu göreve çağırma, ’benim adıma bu işi siz çözün’ anlayışı içine girmemiştir. Kendisi bizzat bu konuya sahip çıkma kararı almıştır. Bu doğrultuda giderek gelişen bir toplumsal dayanışmayı bütün ülkeye yaygınlaştırmayı başarmıştır. Bu bizim anlayışımız, stratejimizdi" diye konuştu.
      Seçimlerden hemen sonra AK Parti yönetim kadrosunu ziyaretleri sırasında her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade ederken, "Sakın ha Türkiye’nin rotasını değiştirmeye kalkmayın" uyarısında bulunduğunu anlatan Baykal, kendilerine o dönemde güvenceler verildiğini söyledi.
      Baykal, şöyle devam etti:
      "Bugün geldiğimiz noktada hepimiz çok iyi biliyoruz ki AKP’yi yöneten kadronun zihninde ikinci bir gündem vardır ve bunun gereğini yapmak konusunda kararlılıklarını sürdürmektedirler. Tepkiler karşısında zaman zaman gerilemekte, gömlek değiştirdiklerini ifade etmekte ama fırsatını bulduklarında tekrar aynı doğrultuda harekete geçmekte oldukları artık görülmüştür.
      Yaptıkları açıklamalar dikkatli okuyan herkesin kavrayacağı şekilde, bunların zihninde cumhuriyet dışında bir projenin bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bunların referansı anayasa değildir. Halbuki demokratik hukuk devletinde her siyasetçinin referansı anayasa olmalıdır. Eğer anayasayla durumu idare etmeye çalışıyor ve zihninizin arkasında bir başka referansı tutuyorsanız sıkıntı çıkar. Bunların referansı anayasa değildir bunların kendilerine özgü referansları vardır." Her insanın kendi iç dünyasında özel referansları, değerleri, ilişkileri, bağlantıları olabileceğini, bunu anlayarak saygı duyduklarını kaydeden Baykal, "Ama siz eğer devlet adamıysanız, ülkeyi yönetiyorsanız, bakansanız başbakansanız, cumhurbaşkanı olmak istiyorsanız referansınız anayasa olmak zorundadır. Bu konuyu referans saklayarak geçiştiremezsiniz."
     
     "ZİHİNLERİNİN ARKASI"

      "Bunların zihninin arkasında maalesef Türkiye’nin tarihi, maneviyatı, kültürü ve değerlerinin ortaya koyduğu sistemi, laik cumhuriyet anlayışının sıkıntıya soktuğu düşüncesi vardır" diyen Baykal, şunları söyledi:
      "Bu gelişmenin Türkiye’nin maneviyatına, değerlerine ağır tahribat getirdiği kanaatindedirler. Bu kadronun bilinçli yöneticileri, çekirdeği dinin Allah’la kul arasında özel bir manevi ilişki, inanç, ibadet konusu olduğu tespitini çok yanlış, yetersiz bulmaktadır. İnancı, dini bir insanla Allah arasında manevi bağlılık konusu olarak anlamak onlar için kesinlikle yeterli değil. Onlar inancı topluma taşımak, kamuya taşımak kararlılığı içendedirler. O nedenle inançları toplumsallaştırmak, kamusallaştırmak bir temel arayış haline gelmiştir." Baykal, bu yaklaşımın Türkiye’nin Ortadoğu, Arap ülkeleri çizgisine çekmeye yönelik bir anlayış olduğunu bildirdi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 19:35

İLGİLİ HABERLER