Gündem
  • 31.3.2006 03:52

EMİN ÇÖLAŞAN YAZDI: 'DEVLET GÜCÜYLE TİYATRO KOMEDİSİ!..'

EMİN ÇÖLAŞAN'IN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:

Devlet gücüyle tiyatro komedisi!


VARSAYALIM patronumuz Aydın Doğan bir genelge yayınladı:

"Hürriyet çalışanlarının bir tiyatro eseri sergilemesine karar verdim. Oyunumuz Hamlet olacak. Bu konuda rol dağıtımını yaptım. Provalar yakında başlayacak. Hamlet rolü için Emin Çölaşan’ı uygun gördüm."

İtiraz ederdim... "Aman Aydın Bey, ben bu işten ne anlarım? Ben tiyatrocu değilim, rol yapamam. Ben gazeteciyim. Ne Hamlet olurum, ne de figüranlık yaparım."

Patron ısrarlıysa ya kovulur, ya da gazeteden istifa ederdim.

Böylesine akıl, mantık dışı bir olayın olması elbette mümkün değil.

Fakat sevgili okuyucularım, bu Aziz Nesin’lik olay günümüzde oluyor.

***

Biliyorsunuz, Isparta’da Şevket Demirel’in Orma, Göltaş gibi dokuz şirketine TMSF el koydu. Şirketler ve binlerce çalışanı şimdi zor durumda. (Danıştay bu olaya ilişkin bazı konularda yürütmenin durdurulması kararı verdi.) TMSF bu şirketlerde hızla kadrolaşıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi kökenliler ve öteki AKP’li yandaşlar işe alınıyor, eski personel çıkarılıyor.

Örneğin, karşılıklı yazışmalarda bir isim görüyorum. İlhan İmik! Kim bu, hiç yabancı gelmiyor! Aaaa, Kemal Unakıtan, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk vesaire ile birlikte meşhur Bereket Mensucat şirketinin ortağı! Ne bereketli yermiş!

Isparta’da el konulan şirketlerin başına TMSF tarafından "güvenilir" bir genel koordinatör atandı. Adı Aslan Yaman. Güvenilirliği nereden geliyor? Son seçimde Bakırköy AKP listesinden Belediye Meclis üyesi adayı idi.

Aslan Yaman da TMSF tarafından maaşa bağlandı. Ayda net 15 MİLYAR Törkiş lira alıyor.

***

Aslan Yaman adına bundan birkaç gün önce bütün personele hitaben bir e-mail gönderildi ve Aziz Nesin’lik olay başladı:

"Şirketimiz çalışanları tarafından sahnelenecek olan PAYDOS isimli tiyatro eserinde yer alan karakterler ve bunları canlandıracak kişiler, Genel Koordinatörümüz Sayın Aslan Yaman tarafından belirlenmiştir. Rollerine ait dokümanlar kendilerine en kısa sürede ulaştırılacaktır."

Yazının ekinde roller, rollerin kişilik tanımları ve bunları oynayacak personelin listesi vardı. Sadece iki örnek vereyim:

Hatice Hanım: 50 yaşlarında, sinirli, sert, her şeyi erkeğe benzer. Her gün kavga çıkarmaya çalışır. Hiçbir şeyden memnun olmaz. Şımarık. Oynayacak (!) kişi: Gülay Selçuk. GÖLTAŞ Kalite Güvence Şefi.

Balıkçı Ahmet: Alkolik. Çabuk kızar, çok bağırır. İçmeyince tembel, çalışırken sarhoştur. Şimdi de dilinin kaymasından, aklının pek başında olmadığı anlaşılmaktadır. Oynayacak (!) kişi: Mehmet Ali Çetin. ORMA Üretim Şefi.

İsimlerinin yanına yazılan "kişiliklere" bakın! Hayatında sahneye çıkmamış çalışanlar ya bu emrivaki rezaleti kabul edecek, ya da reddettikleri takdirde sonucuna katlanacaktı.

Sanki Hitler rejimi.

Çalışanlar arasında büyük tepki oluştu. Yukarıda örneğini verdiğim zorlama rol verilenlerden, TMSF’nin adamlarına tepki yağdı. Kendisine alkolik balıkçı Ahmet rolü uygun görülen üretim şefi Mehmet Ali Çetin yönetime yazıyor:

"Aslan Bey, gördüğüm manzara karşısında şaşkına döndüm. Bunun bir şaka olduğunu düşündüm. Ben 1987 yılından beri orman-endüstri mühendisiyim ve o tarihten başlayarak ORMA’da çalışmaktayım.

Bir işyerinde yönetim, ne zamandan beri çalışanlara zoraki piyes oynatmakta, zoraki rol dağıtmaktadır? Ben tiyatrocu değilim. Eğitimim mühendislik üzerinedir. Tiyatro oynamak gibi bir hobi ve yeteneğim yoktur. Ayrıca böyle bir niyetim, isteğim, talebim de olmamıştır.

Bu zoraki tiyatroya niçin beni seçmiş olduğunuzu anlamış değilim. Oyunla ilgisi olmayan karakterlerin karşılığına isimlerimiz yazılmış olarak tüm şirket çalışanlarına bu mail’in atılmış olması yoksa bizlerin kişiliğini yıpratmaya mı yöneliktir?"

Kendisine huysuz Hatice Hanım rolü biçilen kalite güvence şefi Gülay Selçuk yönetime yazıyor:

"22 yıldır sürdürmekte olduğum mesleğimdeki başarıları tiyatro çalışmalarına borçlu değilim. Sanat etkinliklerine katılım gönüllü olur ve ilgi duyulursa zevk verir. Hakkımda verilen karara uymamın hiçbir zaman mümkün olmayacağını, ’yüksek sanat’ anlayışınıza dayanarak size bildirir, sanatsal başarılarınızın devamını dilerim."

Böyle 20-25 kişi var. Size bir TMSF olayını belgelerle aktardım. Arkasına iktidar gücünü almış olan TMSF’nin, el koyduğu şirketlerin çalışanlarına neler yaptığını, onlara nasıl manevi işkence uyguladığını sergiledim.

TMSF yönetiminin Isparta’da personeli devlet gücüyle sahneye çıkarmasına, onlara rol biçip zorla tiyatro oynatmasına gerek yok.

Bu anlattığım olay tiyatronun ta kendisi.

Aziz Nesin’in ruhu şad olsun da, bu kadarı ayıptır yahu.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:41

İLGİLİ HABERLER