FETÖ’NÜN BAŞ MASONU.. ÖLÜM ANINDA FETULLAH'IN MASONLUĞUNU İTİRAF ETTİ

  • 26.4.2021

Papaz Maroviç, cemaatin önemli adamlarıyla yakınlık kurdu.
Öyle ki; Said Nursi’nin ölüm döşeğindeyken George Marovitch’in de başucunda dua ettiği dahi söylüyordu.
Hatta Kırkıncı Hoca, Maroviç’in odada Cevşen okudu dahi söyledi.
Cemaatinin güçlü adamları Papaz Maroviç’e cemaat kalesinin kapısını içeriden açınca, olanlar oldu. Cemaatin içerisine gizlice sızan değil alenen giren Maroviç, kendisinin bile beklemediği kadar rahat hareket etti.

1965 yılında Fetullah Gülen’i ele alıp yetiştiren Mason Papaz Maroviç, önemli bir karar aldı.
Nur cemaati içerisinde yeni bir yapı kuran Papazlar, bu yeni yapının merkezi olarak İzmir’de karar kıldı.

Ankara, Başkent olduğu için çok göz önündeydi. İstanbul’da dikkat çeken bir yerdi.
O yüzden İzmir’de karar kıldılar.
Maroviç tarafından yetiştirilen Fetullah Gülen, tecrübe kazanması için Kırklareli’ne vaiz olarak yollanmıştı.
Fetullah Gülen, Papazların ilk emrini burada yerine getirdi.
Haddi ve vazifesi olmadığı halde dönemin Ermeni Patriği Şinork Kalutsyan'a bir mektup yazdı.
Bu ihanet mektubunda, Müslümanları karalayıp Hıristiyanları öven Gülen, hangi dine mensup olduğunun ilk işaretini de yine bu mektupta verdi.
Gülen şöyle dedi;
- 1915 senesinde Ermenilere gerçekleştirilen büyük soykırımı lanetle yad etmeden geçemeyeceğim. Hz. İsa'nın çocuklarının Müslüman geçinen cahiller tarafından katledilmesini esefle kınıyorum..."
FETÖ haini daha o yaşta Ermeni soykırımını kabul etti.
Gülen'in bir Vatikan ve CIA ortak projesi olduğunun açık ve ilk işaretidir bu mektup. Aynı zamanda kilisenin gizli evladı olmayı daha o tarihte kafasına koyduğunun da ispatıdır.

Kısaca; Vatikan ziyareti ve Kardinallik unvanının tohumu bu mektupta atıldı.
Fetullah Gülen’in Ermeni Patriği Şinork Kalutsyan'a ve Papa’ya ayrı zamanlarda yazdığı mektuplarında İslamiyet’i övücü, dinimizi metheden tek bir ifade bulunmazken, bu mektuplarda Papa ve Hıristiyanlığı metheden onlarca ifade yer aldı.
Bu bile Fetullah Gülen’in aslında ne olduğunu anlatan bir vakadır.
Meselenin bir tuhaf yanı daha var.
O zaman baskıcı ve ceberut bir devlet vardı.
Katı Kemalist yöneticiler en ufak bir farklılığa müsamaha göstermiyorlardı.
Bu Kemalistler Fetullah Gülen’in Ermeni soykırımını kabul ettiğini bildirdiği mektuba neden bir tepki vermedi?
Mason biraderlerin kardeşliği sayesinde elbette..
“Masonluk nereden çıktı?”
demeyin.. İşte tam da oraya geldik.
Bu mektubun ardından 1966 yılında Fetullah Gülen Diyanete bağlı olarak, Kestanepazarı Camisi'nde vaizlik görevini yapmaya başladı. (Mektuptan sonra terfi etti yani)
İzmir’deki Kestane Pazarı Öğrenci Yetiştirme Derneği, bu örgütün merkezi oldu.
Burada ateşli ve hararetli konuşmalar yapan Fetullah Gülen kısa sürüdü tanındı.
İzmir’deki faaliyetlerini yeni oluşumun ‘Hayırsever işadamı’ olarak tanıttığı Ali Rıza Güven üstlenmişti.
Bu Ali Rıza Güven ismine dikkatinizi çekmek isterim. Kendisi hayırsever bir işadamı olarak tanıtılıyor.
Ali Rıza Güven, CIA ajanı Mason papaz Maroviç ’in arkadaşı ve dostu.
İzmir’deki Nurcuların ve Fetullah Gülen’in de merkezi olarak bilinen Kestane Pazarı Öğrenci Yetiştirme Derneği başkanı.
YEDİKLERİ İÇTİKLERİ AYRI GİTMEDİ

Ali Rıza Güven'le ilgili bir belgeselde Gülen ve Güven ilişkisi net olarak anlatılıyor. Güven'in Fetullah Gülen ile tanışması dönemin İzmir Merkez Vaizi Yaşar Tunagür'ün Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı'na atanmasıyla başlıyor.
Yaşar Tunagür, FETÖ’nün Diyanet’teki koruyucu ve hamisi durumunda.
Ankara'ya giden Tunagür, Gülen'in tayinini İzmir'in Kestanepazarı Cami’sine çıkarıyor. Burada ilk olarak Ali Rıza Güven'le tanışan Gülen, o günleri şu cümlelerle ifade ediyor:
Bir masanın etrafına toplandılar. Hacı Ahmet Bey o zaman 100 bin lira verdi. Ali Rıza Bey 50 bin lira verdi. Değişik yerlerde platformlarda hizmet derken bu yol (FETÖ) değerlendirilebilecek bir yol denildi. O gün karar alındı


SON NEFESİNDE ALİ RIZA GÜVEN VE FETULLAH GÜLEN’İN MASON OLDUKLARINI İTİRAF ETTİ
Maroviç, FETÖ içerisinde önemli bazı isimleri mason yapmayı başardı.
Bunlardan birisi de Fetullah Gülen’di.

Said-i Nursi'nin hizmetini gören talebelerinden biri olan Üzeyir Şenler (Kadın Yazar Şule Yüksel Şenler’in ağabeyi) Ölüm döşeğinde verdiği röportajda örgütün masonlarını isim isim saydı.
Papaz Maroviç ‘in yakın arkadaşı Kestanepazarı Derneği kurucu başkanı Ali Rıza Güven'in kendisine mason teşkilatında görev alması teklifinde bulunduğunu belirtip, çok sert tepki verdiğini anlattı.
- Dilinin altında bir bakla var, baklayı çıkarmak istemiyordu. Fazla dayanamadı en sonunda çıkardı baklayı ağzından. Baklayı şöyle çıkardı ağzından. ‘Sizi’ dedi biz inceledik. Yakinen sizi tanıyoruz. Sizde dedi öyle bir kabiliyet var ki, artık başladı şey etmeye. Ondan sonra siz dedi yalnız çok yükseklerde olmanız gereken bir şeydesiniz, gaste maste…
Ardından da Ali Rıza Güven bana masonluk teşkilatına girme teklifinde bulundu.

Şenler, Güven'in aynı teklifi Fetullah Gülen'e de yaptığını söyledi.
Üzeyir Şenler, Fetullah Gülen'in masonik bağlantılarını şu ifadelerle deşifre etti:
- Mesela şu anda bir numara olan birisi (Fetullah Gülen) onunla beraber, çok sıkıydı. Sıkı münasebeti vardı. Her an beraberlerdi. Artık söylemek… Fetullah ya Fetullah!”
Yeni Şafak Gazetesi’nin Fetullah Gülen’in masonluğu ile alakalı bulduğu belge bu idi..
Gülen böylece din adamı kisvesiyle masonluğa adım attı.

FETÖ’nün en kritik adamlarından birisi ve aynı zamanda İsrail imamı olan Abdullah Aymaz, Ali Rıza Güven’in ölümünden sonra Zaman Gazetesi’nde bir yazı yazdı ve örgütü Masonlaştıran bu adamı öve öve bitiremedi.
Bir not da şöyle aktarayım..
FETÖ’cüleri Mason yapan Ali Rıza Güven hala büyük saygı görüyor. Her sene ölüm yıldönümünde mezarı başında toplanan FETÖ’cüler, Güven’e dua ediyor..
Allah akıl fikir versin..
Maroviç ve Ali Rıza Güven perdenin arkasında durarak FETÖ’yü büyütüp genişletti.
FETÖ; ABD, Vatikan ve masonlardan aldıkları maddi, manevi ve istihbarati destekle neredeyse Türkiye’yi ele geçirecek hale geldi.
Maroviç; 2007 yılında Roma'da istasyonda beklerken şüpheli bir şekilde raylara düşerek bir trenin altında kaldı. Ağır yaralanan Maroviç ne hikmetse ne İtalya’da ne Vatikan’da ne de Amerika’da tedavi görmek istemedi.
Oysa Maroviç O tarihte de Vatikan’ın İstanbul temsilcisiydi.
Papaz Maroviç kendini, kendi kurduğu örgüt olan FETÖ’nün eline teslim etti.

Maroviç; FETÖ’nün Özel Sema hastanesine kaldırıldı ve yoğun bir tedavi aldı. Maroviç’in tedavisi 1,5 yıl boyunca sürdü.
Sema Hastanesi FETÖ örgütünün en önemli sağlık kuruluşlarından birisiydi.
Darbe girişiminden sonra ilk el konulan kuruluşlardan birisi de Sema Hastanesi idi.
Bu hastane FETÖ’nün 2 numarası ve örgütün beyni Mustafa Özcan’ın yönetimindeydi.
Anlayın işte bu ilişkilerin nasıl yürüdüğünü..
81 yaşındaki Papaz ve CIA ajanı George Maroviç, 18 Mart 2012’de sepsis rahatsızlığıyla, Özel Sema Hastanesi hastanede yaşamını yitirdi.
Hastaneden yapılan
açıklamada; George Maroviç ‘in kalp durması sonucu öldüğü duyuruldu.
Hastaneye Türkiye gelmesi gibi gömülmesi de tuhaf oldu.
Vatikan papazı Maroviç ülkesinde değil de, Şişli'deki Fransız Latin Katolik Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Said Nursi'nin talebesi Fırıncı Hoca cenazeden hemen sonra, Maroviç'in İslamiyet'i seçtiğini iddia edince ortalık karıştı.

VASİYETİNİ BİLMİYORUM

Said Nursi'nin öğrencilerinden olan 84 yaşındaki Mehmet Fırıncı; Maroviç'in Aksaray Yusuf Paşa'daki Selçuk Dershanesi'nde, Risale-i Nur okumaları sonrasında birlik ve beraberlik mesajı verip, cemaatin önünde 'Kelime-i Tevhit' getirerek Müslüman olduğunu iddia etti.
Fırıncı o günü şöyle anlattı: 'Sayın Maroviç, Bizim Risale-i Nur okuma toplantılarımızdan birine katılmıştı. Gençlere 'Bakın biz işte kol kola yan yanayız. Farklı din mensubu gibi yanlış bakmayın' dedi. Ardından Kelime-i Tevhit getirdi.
Vay saflar vay..

Maroviç'in bu sözleri Hıristiyan kuruluşlarını şaşkına çevirdi..
VATİKAN FETÖ’YÜ FIRÇALADI, FETULLAH GÜLEN PANİKLEDİ
Aynı tarihte; 'Risale Haber.com' adlı internet sitesinde yayınlanan haberde, Maroviç'in ölmeden önce bazı arkadaşlarına 'Müslüman olduğunu ve Müslüman mezarlığına defnedilmek istediğini söylediği' iddiası da yer aldı.
Tabi bunların hepsi hayaliydi.. Aslı ve esası yoktu.
Nurcuların içinden FETÖ’yü çıkartan Maroviç, fanatik bir Hıristiyan’dı.
FETÖ’nün gazetesi Zaman ve örgütün diğer yayın organlarında yer alan bu haberlere Vatikan ve Maroviç’in ailesi büyük tepki gösterdi.
Müslüman oldu iddiasına ailesi ve Vatikan yetkililerinin karşı çıktı ve o haberler kaldırıldı.
CENAZESİNE TOPBAŞ VE SARIGÜL DE KATILDI
Maroviç, Saint Esprit Kilisesi'ndeki ayinin ardından toprağa verildi. Ayini Latin Katolik Episkoposu Lovis Pelatre yönetti.

Törene, Türkiye Süryani Katolik Patrikvekili Yusuf Sağ, Türkiye Ermenileri Patrik vekili Aram Ateşyan, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, dönemin Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve FETÖ’yü temsilen İsrail İmamı Harun Tokak katıldı.
FETÖ ve Fetullah Gülen’in büyük abisi böylece cehenneme postalandı. Ateşi bol olsun..
DEVAM EDECEK